Mağrur bir şiir olmayı
diliyorum
Lakin olup olacağım en
mağdur bestesiyim,
Henüz yazma cesaretini
bulamadığım o şiirin.
Kem gözlerde kaybolmak
belli ki
Yorgun yüreğin
sancağında,
Kıbleye devirmişken
bakışlarımı,
Yine de sakin ve sakil
bir gölge dolaylarında
Baştan çıkarılmışlığı
Şu ergen düşlerin.
Nasıl bir zafiyetse
akla zarar,
Nasıl bir terane ise
uzağında duramadığım
Ölmeye de razıyım hani,
Gün kavuşmadan geceye.
Sahi, sizin oralarda
batmaz mı güneş,
Keşke üç beş hazan
hikâyesi yazsam da
Tecelli etse o katnem
hüzün,
Buğusunu da savsakladım
mı
Yok benden ehli keyfi,
Konuk etmenin azade
hükmünden
Kırık olsa da gönül.
Hecelerin inkârı akla zarar
bir nöbet,
Yıldızların sayısını
hatırlamadığım
Ölüm yüzlü, içinde
boğuldum gölet
Misali aşk simsarı
devingen rahmeti
Yok saymak ki
Nasıl bir cüret?
Gitmelerden ibaret olmasa
keşke
Hanidir yüz sürdüğüm
anlık heyula nefretlerden
Almışken nasibimi
Ötesinde ırgat bir
düş’ün en ezeli mertebesi
Yine yakınmalardan geri
duramazken
Heyula evren ve
nöbetçileri,
Şafağın ebedi
haznesinde
Kaybolmuşluğun
öncesizliğine sığmakla
Eş değer bir sancı
Hak hukuk tanımaz
medeniyetten gayri
Belki de en debdebeli
ihtilali
Yine şu kara
gölgelerden araklamak kadar
Masumane o sefalet,
Günbegün işlediğim
suçlara
Ettiğim ihanetten gayri
Çarptırılmak nazarında
en bedbin tekerleme:
Gitmelerden mütevellit,
Hoş görmekse yüreği,
En alası yalnızlığın
Ufkun şeceresinde bil
mukabil dercesine.
Sıradan ya da sıra
dışı;
Sınırların ihlali
hallice ötesinden berisinden
Tırtıkladığım hüzne
rest çeken
Çocuk neşemin izafi
yoksunluğu.
Hanidir gölgelerin
dibine ekipte
İçi boş başaklardan
sızan o terennüm:
Kopar beni ve azat et,
dercesine
Sinsice ve akla zarar
ucube yoksunluğun
Martavalı kırık bir
besteye yol vermişliğimden öte,
Anlam olmaya
doyamadığım kim bilir kaç şarkı.
Muteber kayıplarımın
anlık ikrarı
Belki de göz bebeğimin
isyanı
Gördüklerine kılıf
geçirmekten yorgun
Hele ki nice münafık
Edilmişken baş tacı,
Sırlı aynalardan sızan
ne çok itiraf:
Hadi öldür beni,
demekten yorgun düşen
Yüzü olmayan cellât:
Tanışıklığımız dünden,
Tümsüz yarım
cümlelerden sızan o efkârı
Yâd etmenin de ötesinde
Yaşamaktan duyduğum
hicap.
Ne densiz ne de kirli
bir yarın,
Öncesizliğimin mimarı belli
ki çocuk yarım.
Sondan başa sarmakla
hangi dengin
Tasvirine süreceğim
gölge,
Hangi kılıksız imgeden
çıkacağım da yola,
Sezilerimi öldürmek
istiyorum yarından sonra
Ve çıkmak selamete:
Gönülsüz bir
yorgunluğun en karası
Şu zifiri terane.