Meçhul
Yolların Kadını
Yıkıntıları
harabeleri nedense çok severdin
Aynı
beni yıktığın gibi yıkık halimi çok sevdiğin gibi
Gülümsemeyi
de sevmezdin kurumuş yaprakları severdin
Aynı
gönlümü kuruttuğun gibi kurumuş gönlümü severdin
Oysa
viranelerde hayat olmaz ki
Kurum
dallar meyve vermez ki
Hissetmeyen
bir şey hissettiremez ki
Hayatı
olmayanda hayat veremez ki
Hep
meçhule yürüdün
Beni
de meçhule yolcu ettin
Dedim
gönlümü susturayım susturamadım
Ben
senden davacıyım çektim onca acı
Sana
sevgilim diyemiyorum bu ne acı ve ıstırap dolu bir yaşantı
Ne
ben anlaya bildim
Nede
kendime anlatabildim bu hazin halimi
Ne
de soranlara bir şeyler söyleyebildim
Sana
hayran mıyım isyan dolu muyum çözemedim
Geberip
gitmedi bu meçhul yaşantım
Hiç
sıcak olmadın gönlüme buz oldun buza kestin gönlümü
Bir
kedi gibi damdan dama zıplar gibi
Peşindeydim
oysa sen hep ben görmeden güldün
Bu
perişan halimden zevk aldın
Ama
sende bittin ama nedense görmedin
Hep
bana dedin bir şey vermedin
Ne
aramızı yakın eyledin nede yaramı gördün
Arık
la havle çekerek sabredemiyorum
Peşinden
koşamıyorum artık yoruldum
Artık
yalnızsın kendin ilebaşbaşasın
Meçhulde
kaybolmaktan bitkin düştüm
Arayıp
kendimi bulmalıyım artık
Senin
sokakların yolların çıkmaz sokak
Gönlün
suratın kapkara bir duvar
Korkar
oldum senden önce kendimden
Bana
gülüyor mahallenin sokakların kadını
Unutmak
istiyorum artık adını çıkardın sen pestilimi
Yürü
artık seni kim tutar artık
Meçhul
yolların yolcusu
Zulmün
yeter benden bu kadar
Bari
bir ara soluk alsan da
Meçhul
yoların da rahat bir nefes alsa
Her
koştuğunda sokaklar şehirler sanki senden önce çöküyor
Senden
kaçarken hep kucağına düşüyor
Yürü
artık tek başına seni kim tutar artık
Meçhul
yolların kadını
Mehmet
Aluç-Kul Mehmet