Mihraklar soyutladıkça
ve düşeş.
Kelamın biri bin paraya
tekabül etmez iken devri âlem yapan iç sesimin kuytuları…
Sokuldukça sokulasım
geliyor ve öldükçe yeniden doğmayı arzuluyorum belki de ölümlerden ölüm
beğenmemek gibi zaruri bir ikileminmişçesine tevafuk bellediğim hırpani gönlün
ara katında mola veriyorum:
Ne bir hezeyan ne de
mütereddit bir ikilem belki de saflığımın yansımasında gölgelenen masumiyetten
damlayan pıtırcıklar.
Maharet bellediğimden
ziyade marifet bile addedilemeyecek bir kıyım hele ki ruh kıyama durmuşken
üzerime alınmasam da zaruri bir mağlubiyeti daha tıkıştırıyorum derinlere…
Adamlar ve kadınlar.
Kadınlar ve kadına
benzeyen adamlar.
Adı olmayan sanılar.
Sancılanıyorum.
Doğuyorum.
Ve doğurmak mecburiyeti
hissettiğim boş beyaz sayfanın dibine elimle not düşüyorum ve ıslanıyor sayfa
zaman zaman. Kâğıttan bol ne var? Yırtıyorum. Yaştan bol ne var? Ağlıyorum.
Kahkahalarımı duymamalı
kimse, dediğime bakmayın ama gülmüyorum.
Gülmem gereken yer var
ve yasını tutmam gerekenler.
Yasımı tutacak kimse
olmadığı için bu sefer de ölüm cazip gelmiyor.
Aslında ölü
sağanakların yaratısı bir meftayım hem de yazmaya başladığım o ilk gün öldüm.
Dirildim. Ölmekten ziyade öldürdüğüm imlerde tekerrür eden metruk bir iç ses.
Ve yaftalandıkça…
Yansıması ne ola ki?
Niyazımda saklı tutulası yine de yazarak ifşa
ettiğim. Ne gam mı diyesim gelmese de gamlı bir tezahürattan geçiyor aşkın
kırıntıları.
Aşk…
Tek sesli, tek heceli
ve nasıl da tok sesli.
Görüntüden ibaret olsa
da şimdilerin aşkları umurumda mı?
Gölgelenen
mahremiyetlere paye verildikçe kim vazgeçer gerçek sevda’dan?
Belki de hiç kimse.
Seviyorum yalnızlığımı
ve mecazi aşkları.
Telaffuz edilesi
zihniyetlere yorgan döşek yattığım metruk yanımı da seviyorum.
Ezelden ebediyete göçen
sevdaları da ve sevmediğim adamları da ya da sevmeye vakit ayırmayan zamane
âşıklarını da…
Sevmeye vaktiniz mi yok
yoksa?
Diril diril bir
sağanakta göz kırptıkça eylül güneşi görüyorum ki sonbahar bile sevdalı.
Hem hüzne yakışan en
meftun duygu değil mi yaşamaktan geri durmadığımız?
Yanılsamalarımı da
seviyorum en az gerçekleri belleyip kazıdığımdan beri yüreğime…
Hazanınız bol olsun ama
mutluluk iken katmanı.