Adsız anlamsız,
Sonradan görme aslında
Sırasız bir ölüm
Asla mübalağa etmek
olmasa da
Maziden sunduğum bir
dilekçe adeta
Aşk erbabı kırık
gölgeler,
Nasiplendikçe kaderden
Deşifre edilesi şifresi
Muğlâk rotası:
Yine biçemi sorgusuz sualsiz
Düşmüşken yolum bir
ırgatın bağrına:
Konuşlu ama sebepsiz,
Feryat figan lakin
bedelsiz.
An’dan yoksunum
Ansızlığın amansız
sırdaşı üç beş hece:
Kâfir bir imgeden çıkıp
da yola,
Dönmeyi beceremediğim o
metruk yaka.
Söz dirimi,
Kıyamda her biri
Yangınlarımın muhatabı
evren
Ve silsilesi çalıntı
yalan sevdan.
Gözden ırak ne çok
sakınca,
Sözsüz bilmecem işte en
isli yangınım:
Mustarip edilesi nice
kelam,
Yorgun atim,
Serkeş benliğim:
Her bir hezeyan yine
muallim bildiğim bir gölge
Sığınmakla geçer sandığım,
Sanrı yüklü kaygılarım.
Solunda soluduğum,
Sağ yanağımda asılı bir
gamze
İçinde notalar alkışlar
çılgınca
Mağdur besteyi aşka
kıyam yapan
Her dizede yine diz
dize
Belirsiz bir sancı
biteviye.
Adını bilmediğim kim
ise sor beni,
Ellerinde saklı külüm
Bil ki tek girizgâh
Boyutsuzluğumda
müşkülüm,
Boyunduruğunda hulasa
varlığı
Süklüm püklü bir hikâyeden
Sonunu getiremediğim ne
ise
Dur durak bilmeden
soluduğum
Solmaya meylettim bir
kez.
Adımla müsemma tek
hece,
Adını koyamazken
Tünediğim mabedimde,
Sarkacın haznesinde
yığılı ne çok gölge,
Korkularla sırdaş,
Aşka yoldaş bir
hükümlü,
Maruzat bellediğim
Yine kaçıp kovalandığım
Keşkelere ektiğim
sırlarda arda kalan
Soluk bir güfte,
Haznemde yalansız bir
itiraf adeta.
Solmadan açmayı
bilemediğim bir gül’üm işte:
Rengi nadir bir
yalnızlık,
Gölgesi gıpta edilesi o
hulasa tedirginlik,
Hoyrat bir tefrikada
Donandığım sayısız
cümle:
Dikenim zarar verirken
benliğe,
Korkmadım asla ölümden
Hele ki tattığım onca
yalandan
Düşen payıma beyhude
bir tını,
Çalmayı beceremediğim
bir sessizlik
Sensiz notalarda düşkün
bir gam yine
Dokunulası bir reçine
hatıra
Issızlığımın hikâyesi.
ŞİİRİN HİKAYESİ:
Tecrit edilmekten öte,
Güruhu tamahın,
Yerleşik nizamda
akılsız başın dermanı
Yitip giden sinemde bir
dolu izlek,
Adıyla müsemma ne çok
yalan
Doğruluğun indinde
bilumum tensiye,
Bir garip yolcunun
tefekkür eylediği.
Laleler, nergislerin
dem’i,
Yarınların neminde
tutuklu gözlerim
Ve kalburüstü bir
yalnızlık.
Paye vermeden ıslah
olduğum,
Yanmalara doyamadığım
yorgun yangınlarım.