Aykırı isyanların metruk bildiği ne çok yarını/yalanı var.

 

Yalanların sahipsiz şıkları var ve şıkların tümü yanlış.

 

Yanlışlardan ibaret cüssem, soluk sözcüklerim oynaştıkça havanda su dövüyorum avuç avuç ve sadece kendimden çalıyorum derken rahvan bir gölgede sebat etmelerime şükür yüklüyorum.

 

Çözülen düğümlerde yeniden dolanmak, yeniden sükûtu dilenmek ve dillenmek yaralarımla üstelik yarınsızlığın coğrafyasında ölüme ket vuran dualarım ve soluksuz hikâyelerim.

 

Yazmadığım hikâyelere sığınıyorum ve peyda olan o hikâye kahramanını azat ediyorum bilinmedik bir nüansta rehin vermişken sevinçlerimi.

 

Saklı yaralar ve yarınlar.

 

Sıra dışı üstüme çöreklenen hüzün ve dermansız bir buket dert yağmuru yine de şükürlerin şekillendirdiği diri düşlerim.

 

Kazalarda yitip gidenlere yanmak ne kelime uykuda ölen o girdapta ne çok saklı hezimet ve tek arpa boyu yol alamadığım hazan makamları.

 

Hep mi hazan hep mi kış, demelere düşmüşken yolum biliyorum ki yüreğimdeki sıcaklık sadece O’nun eseri ve hayatla arama nifak sokmalara rahmet okumak iken bir huzme bir teselli tecelli eden bir yıldıza takılıyor önce aklım sonra benliğim ve yalama olan duygularımla özlemle anıyorum hangi teamül ise reşit kılınmış, hangi sancak ise aşkı sallandıran, hangi rota ise devinen ve fazla da muteber olmadığını bildiğim kayıtsızlığına insanların selam çakıyorum.

 

Verdiğim hiçbir selamın geri dönümü yok.

 

Verdiğim hediyelerin boş kutularında biriken isyanları ayıklıyorum.

 

Demlenen aşklara bakıp da ağlıyorum istem dışı: her şey mi yalan olur?

 

Herkesten hiçliğime bir kuytuda boş vermişlik kadar da sıra dışı bir yenilgi benimki ki haiz olduğum hüzün bile mutluluk vesilesi dış mihraklarca ve konuşlandığım daldan kapı dışarı ediyor ağacın ev sahibi: Bir kuştan bile nasipleniyorsam kaçak göçek hayatı ve rahmet bildiğime tenezzül etmezken düş sokağı sakinleri en aykırı sitemleri perdeliyor tüm boyutsuzluğumla raks eden bir melodide kayıt dışı sergilediğim görkemden uzak benliğim.

 

Görkemin sıradanlığı…

 

Sıra dışılığın sezilere yenik düşen kılıksız rötuşları…

 

Demlenmek çay misali, solmak gün ışığı arka sahneye çekilirken yalnızca solmayan sen/sol yarım…

( Kılıksız Rötuşlar... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 16.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu