Şiirin hikâyesi:
Tanrıçalar muaf tutuldu
sevgiden ya da yanlı bir gölgede okuduğu beyitlerde gam yüklü bir notanın
detone tınısında bir kasideye rast geldi.
Gün de üzgündü gül de;
Hafif meşrep bir tınısı
vardı bulutların,
Gözlerde kem yürekte
nem,
Demeye ne hacet:
Kasım da almıştı
nasibini
Bir ay kala sona,
Sondan ziyade gerek mi
vardı şimdi
Gereksiz umutlara…
Çıtkırıldım edası
şiirin,
Yüreğin erbabı olmuş
iken şairin,
Kınında bir imgeye rast
geldi ansızın:
Rötuş yaptığı yüreğinde
Rastlamak adına yeni
dünyasının
Bakir tınısında
Donatılmış makberinde,
Yüz görümü bir sancı
peyda oldu.
En aykırısından o
tınıda mağlup düşmüşlük:
Müşkülü kelamın olsa
keşke tek mürşit,
Bir gölgeye tapınan
münafık,
Rast makamı her dem
sessizlik.
Tümden gelen yine de
güme giden,
Münafık şeceresi
hislerin yorganı
En dingin teselli,
Gidip gelmelere
yığdığım,
Sığınıp sığdıramadığım,
Kerelerin dengi yoksun
bir mevta,
Yolun deviniminde kurak
bir mecra,
Yitip gitmelere
sövdüğüm yine de kelle paça
Sürgün edildiğim.
Hezeyanlar, hezeyanlar;
Mültefit beyanlarında
iz bırakan;
Kalburüstü neredeyse
tüm evren,
Sığ kıyıların müridi üç
beş lehçe,
Hani dokunulmazlığın
şiirini yazan
O son, illet imge.
Düşkün kelamların asla
yok yalanı,
Yalanların bağ bozumu
düşlerinde
Yine sevdanın erbabı
tekdüze bir gölge,
Sırasızlığın hükmü
aklım sıra,
Akıldan ziyade yorgun
deminde ömrün
Yongası nasıl da derin.
Gün gölgelere emanet,
Yürek sevmelere,
Hüsranı yitip gitmeyen
tek mevsim;
Her gün yüreğin hazanı.
Serkeş tınısında
edilgin tüm yetiler,
Yetmedi yetmeyeli
sevmeye engel müridim gölgeler:
Bir şafaktan bir
yangına,
Bir yürekten tek atışla
Mabedimi çalan karanlık
yüklü nüktedan
Ve sırasız gidişiyle,
kor misali
İçin için yanan o
tevafukta gizli bir makamda
Çalamadığım ama
çaldırdığım sevdamda,
Gönülsüz bir kelamdan
çıkıp da yola
Varmayı beceremediğim
kim bilir kaçıncı yaka…
Hezeyanlardan çıkmak
birer birer bilinmezi,
Sevmelere doymayıp
yanan ateş misali
Bir demde bir yok oluş
Yokluğu varlığı ile
tamamlayan en serkeş hayal
Yine cürümü yansız,
Eşrafı soysuz,
Gölgesi meçhul,
Son akdinde yüreğin
Atmayı beceremediğim
tek dingin rahle
Yine üzerine serdiğim.
Müebbedin hükmü o
deryada tünediğim
Bir kelamdan diğerine
seğirtirken
Ölmeye ahdettiğim
dengine mürşit
Bir payeyi hibe ettiğim
En defolu kimlik ki
Hakkın nazarında tüyden
hafif benliğin
Vardığı rükûda,
Tokalaştığım kaderin ne
ise buyurduğu.