Dün  ( 10.12.2016)  Beşiktaş-  Bursaspor  maçından  hemen  sonra  Beşiktaş’taki  stadyum  yakınlarında  bomba  yüklü  iki  aracın  patlatılması  suretiyle meydana  gelen  katliamda  şehit  olan  başta  polislerimiz  olmak  üzere  tüm  vatandaşlarımıza  Allah’tan  rahmet  diliyorum.

Bu  gün  Mevlid Kandiliydi.  Her  ne  kadar  dilde  birbirimizin   Mevlid  Kandilini  kutlasak  da  içteki  yangın  o  kadar  büyüktü  ki  kandilin  sevincini  hiç  kimsenin  yaşaması  mümkün  değildi.

Dün  akşam  haberlerinde  ben  yatıncaya  kadar (  Ki  saat  2.00  gibi  yattım) söylenen  hep  Beşiktaş’da  bir  bombalı  saldırının  olduğuydu.  Ancak  haberler  öylesine  veriliyordu  ki  sanki  bir  kaç  terörist  ses  bombası  atmış,  bu  patlama  sonucunda  bazı  polislerimiz  ve  vatandaşlarımızda  ufak tefek  yaralanmalar  olmuş  gibiydi.  Herhangi  bir  ölüm  haber  yoktu.

Sabahleyin  bir  hayli  geç  kalktım. Kalkar  kalmaz  kahvaltı  yapıp  bir  şiir  etkinliği  için  Kadıköy’e  doğru  yol  almaya  başlayınca  tüm  resmi  kurumlardaki  bayrakların  yarıya  indirildiğini  gördüm  ve  ‘’Eyvahhh ‘’  dedim.

Daha  sonra  şiir  etkinliğinin  yapılacağı  yere  geldim.  Hemen  kapıda  Neşe  Kızılyar  arkadaşımla  sarıldık  birbirimize  ama  her  zaman  yüzü gülen  Neşe  Hanım  ağlıyordu. Onun  gözyaşları  ise  her şeyi  açıklıyordu:  Çok  fazla  sayıda  şehidimiz  vardı. 

Neşe  Hanım’ın, ağlayan,  diğer  arkadaşların  hüzün  dolu  gözlerini  görünce  utandım.  Utandım  çünkü dün  akşam  bu sitede  bir   mizah  yazısı  paylaşmıştım.  Böyle  kara  bir  günde  benim  sayfamda  bir  mizah  yazısı  vardı.

Sonra  başladık  şiirlerimizi  okumaya  ama  şiirler  bu  gün  ne  aşk,  ne  doğa,  ne  de  benim  her zaman  yaptığım  taşlama  türü  değildi.  Tüm  yürekler  bir  olmuş  gönüllerinde  esen  o  fırtınanın  etkisiyle  şehitlerimiz  için  bir  şeyler okuyordu. 

Sıra  bana  gelince  bu  sitede  daha  önce yayınlamış  olduğum  şiirimi  okudum:

Kısaca  ‘’  Kalmayacak  bu ülke  bu  acayip  şeylere/  Kalmayacak  inanın  kahpelere,  geylere’’  Dedim. 

Ancak  bu  gün aynı  zamanda  Mevlid  kandiliydi.  Mevlid  kandili  nedeniyle  bir  şiir  daha  okumak  istediğimi  belirttim  ve  Sivas  Belediyesinin  sponsorluğu,  Değerli  Arkadaşım  Rifat  Kaya’nın  öncülüğü  ile  hazırlanmış  olan  ve  içinde  ben  dahil  58  Engelli  şairin  şiirlerinin  bulunduğu  ‘’Dikensiz  Güller’’Adlı  antolojiden  değerli  Arkadaşım  Nermin  Akkan’ın  Down  Sendromlu  Kızı  Ceren Güneş  Barlas’ın  o  güzel  yüreğinden  dökülen  şu  mısraları  okudum:

PEYGAMBER

Peygamberdir  o  bizimdir  hep
Almaya  gücünüz  yetmeyecek.
Biz  hep  Peygamberimizin  yolunda
Yas  tuttuk  onun  öldüğü  günde.

Ayrılmayız  kopmayız  peygamberin  yolundan
Yaşarız  biz  hep  peygamberin  izindeyiz
Kalbimizde  yaşar ancak  peygamber.
Duygularımız hep  onunla  beraber.

Nermin  Hanımın  ve  Ceren  kızımızın kulakları  çınladı  mı  bilemem  ama  tüm  şair  arkadaşlarımın  alkışları  çınlattı  bulunduğumuz  mekanı.

Hüzünlü,  buruk,  yüreğimizdeki  yangınlarla  ama  asla umudumuzu  kaybetmeden  kimimiz  ‘’Şehitler  ölmez  vatan  bölünmez’’  dedi,  kimimiz  ‘’  Barış’’…  Sonra  dağıldık  ve  evlerimize  geldik.

Geçtim  bilgisayarın  başına.  Baktım  patlamada ölenlerin  isimleri  açıklanmış.  Hemen  aklıma  bir  kaç  yıl  önce  tanıdığım  bir  kız  öğrenci  geldi.  Dikkat  ederseniz  ‘’ Öğrencim’’  Demiyorum. Anlayacaksınız  az sonra  sebebini.

Bu  kız  öğrenci,  öğrencim  olduğu  yıllarda oldukça  sevdiğim  biriydi.  Lakin  okul  bittikten  sonra  bir  gün  face book  sayfasında  feci  bir  paylaşımını  gördüm :  ‘’ Öfkeni kalbine, mermiyi namluya  sür  gerilla’’  Hemen  arkadaş  listemden  de  öğrencim listemden  de,  kalbimden  de  söküp  attım.  Lakin  ne  kadar  söküp  atsanız  da  üzerinde  üç  sene  emeğiniz  var.  İşte  bu  akşam  ölen  siviller  arasında  onun  da  adı  var  mı  diye  baktım.

Ne  alaka  diyeceksiniz?

Bu  kız da aynen  benim  gibi  koyu  Beşiktaş  hastasıydı  ve  benden  farklı  olarak  Beşiktaş’ın  maçlarını  kaçırmazdı.  Ben  ayağım  sebebiyle  girmem  öyle  kalabalığın  arasına.

Merak  ettiğim  ise  ‘’ Mermiyi  namluya  sür ‘’  dediği  gerilla,  namluyu  mermiye  sürüp  etrafı  tararken,  ya  da  rastgele  insan  öldürürken  bir  Beşiktaş  hastası  olan  bu  kız  da  arada  ölüp  gitmiş  miydi?

Yok..Ölenler  içinde  yoktu  adı. 

Sonra baktım  yine haberlerde  bu  saldırıyı  bir  örgütün  üstlendiği  yazıyordu.  Örgüt,  Pkk nın  bir  kolu  olan  TAK  adında  bir  örgüt.  ( Teyêbazên Azadiye  Kürdistan = Kürdistan  Özgürlük  Şahinleri )

TAK  bu  gün (  11.12.2016)  Tarihi  itibariye  bir  açıklama  yapmış  ve  demiş  ki:  …..

Ne  dediklerini tam olarak yazıp  da  itlerin  reklamını yapmayacağım  ama  bazı cümlelerini  yazacağım.  Zira  aslında  son  cümleleriyle  bu  meselenin  nasıl  çözüleceğinin  de  -farkında  olmadan -  yolunu  göstermişler  bizlere:

‘’….. başkan  Apo’unun  tutsaklığı  devam  ederken Türkiye’de  rahat  bir  yaşamın  sürdürüleceği  beklenmemelidir. …..

Yaşasın  başkan  Apo
Yaşasın TAK
Yaşasın  Kürtler ve  Kürdistan
Şehid  Namirin.’’

O  halde  çözüm  gayet  açık.  Demek  ki  Türkiye’de  rahat  bir  yaşamın  sürdürülebilmesi  için 

Gebersin  Apo
Kökü kazınsın  TAK’ın,  pkk nın.
Kahrolsun  bölücü olan Kürt  ve Kahrolsun  Kürdistan.

Madem  ki  Türkiye’de  rahat  bir  hayat  Apo’ya  bağlı  o  halde  onu  sallandırmakla  işe  başlamalı.

Onu  sallandırdıktan  sonra  TAK  tan  artık  tık  çıkamaz  zaten.

Onu  sallandırdıktan  sonra  artık  kimse  Kürdistan  lafını  ağzına  bile  alamaz.

Haaa  işte ondan  sonra  istedikleri  kadar  Şehid  Namırın (  Şehitler  ölmez )  desinler. 

Puştlarda  sanki şehitlik diye  bir kavram  varmış  gibi  bir  de  ‘’Şehitler  ölmez’’  demezler  mi  kendi  leşlerine...İnsana  terör  kurşunuyla  ölmek  değil  de Türk’ten  kaptıkları  ‘’  Şehitler  Ölmez  Vatan  Bölünmez’’  hedefini  bile  kırparak  çalmaları  koyuyor.


Evet… Çözümün  ne  olduğunu  bizzat  düşman  kendisi  söylüyor  farkında  olmadan  lakin  bu  mümkün  mü? 

Zurnanın  zort  dediği  yer  de  burası  işte.

Çünkü  Fetö  için  idamdan  bahsediliyor  filan  ama  1999 dan  beri elimizin  altında  olup  da  on yedi  senedir  özel  olarak  besiye  çektiğimiz  domuz  için  böyle  bir  şey  diyeni  duymadım.

Hem  ayrıca Beşiktaş  katliamından hemen  sonra  Burhan  Kuzu’nun  attığı  şu  tweetlere  bakarsanız  birilerinin  bizlere  hâla  ‘’Aaaa  kuşa  bak ‘’  Dediğini,  milletin  beklediği  çözümden  oldukça  uzak  olduklarını görmemek  için  kör  olmak  gerekiyor.

‘’Bu  tweetle  inşallah  sahtedir’’ Diyerek o  tweetleri  sunuyorum: ( İnşallah  sahtedir  diyorum  zira başkanlığı  tartışabilirsiniz  ama  şehitlerin  olduğu  bir  günde,  henüz  şehitlerin  cenazesi  kaldırılmadan  bunun  kutlamasını  yapamazsınız.  Olmaz..)

‘’ Beşiktaş’daki  bu  patlama  ile TBMM Başkanlığına  sunulan  anayasa  değişikliği  paketi  arasında acaba  bir  zamanlama  bağlantısı  var  mı sizce?’’

‘’Türkiye’yi  ömür  boyu  siyasi  istikrara  kavuşturacak ve  ülkemizin  teminatı  olan başkanlık sistemi  meclise  sunuldu. Hayırlı  olsun’’

‘’ Başkanlık  sistemini  hedefleyen Anayasa reformu Meclise  sunuldu Beşiktaş’da  patlama  oldu. Birileri kan  dökülmeden  sistem  değişmez  demişti  de !’’

Evet… Birileri  ortada  bunca  şehit  varken  Başkanlık sistemini  kutluyorsa,  başka  birileri  de aylar  önce  ‘’  Kan  dökülmeden  sistem  değişmez’’  Diyorsa ve  daha  başka  birileri  de  ‘’ Kan  dökmek  bizim işimiz,  siz  hiiiç  merak  etmeyin’’  Diyorsa  o  çözüm  ufukta  görünmüyor  maalesef. 

Bir  başka  arkadaşım Sare  Yaprak’ın dediği gibi:

‘’Vatan elden gidince kutlayacak kandiliniz olmayacak! Farkında mısınız?’’



Yine  de  Kandilin  kutlu  olsun  aziz  milletim. 

( Çözümü Aslında Hepimiz Biliyoruz Ama başlıklı yazı Sami Biber tarafından 12.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu