Hadi ısmarla üç beş
okka umut,
Yana tara saçlarını
demem mi
Yoksa olmalı tek tasam?
Gönülsüzüm bu gün
takriben bir ömür seyrelmedi mi,
Bulut üstünde yerleşik
bir hazne
Hele ki nice ruh şehit
mertebesinde.
Osmanlı tokadı tüm
hezeyan,
Yanağın pembesi ve utangaç
bir cümle
Adına insanlık denen
zafiyeti takmışken koluna,
Gök kubbede kayıtlı
nice delalet
Yine Tanrı’nın matemi
yine zifiri kara
Süregelen boyutsuzluk.
Saf kan hüzün bu gece
ve dün
Biliyorum ki kavuşmak
ne yalan ne de mümkün,
Demelerime de bakma yiğidim,
Sanır mısın ki huzura
erecek bu beden,
Kovuşturduğum en
akılsız darbe yine:
Besle kargayı oysun
gözünü
Mademki muteber bir
tekerleme…
Kala kaldı iki elim
böğrümde,
Pejmürde bir gölgeyim
artık
Yanarken ince ince,
Sabrımı sınıyor madem
Tanrı,
Çok isterdim biliyor
musun;
Yatmak boylu boyunca o
musalla taşında senin yerine,
Artık kalmazdı da dert
tasa,
Dünya malı dünyada
kalır be yiğidim,
Demez mi anam:
Hem senden sonra
Kim öle kim kala?
Affet beni de diyemem,
Şanlı yangınımın
şerefsiz mihrakları yine
Koyun koyuna şu gönül
denen cenderede
Hele ki sen tutmamışken
ellerimi,
Bak koyuverdik seni de
Oysaki söz vermiştin
yetimine,
Hele ki sakınırken sağ
gözümü yandaşından,
En kısık terennüm asılı
bu gün mabedimde,
Soluk bir yüz soluk bir
ikrar,
Damıtılmışız bir kez
masumiyette
Varsın çok görsün cümle
âlem,
Kanım nasıl da akar
deli deli,
Solum buruk be yiğidim
Sağdıcım mı kim bu cenaze
denen düğünde?
Önce isyan sonra yine
sol yanım:
Hele ki taş, taş
üstünde kalmamışken
Beyhude bir seferiyim
mademki hayat denen güzergâhta,
Çal sen de kalan
neşemi,
Boya beni renginle:
Kanım al yüzüm ak.
Gün devrildi yine
yiğidim;
En cafcaflı hüznü
yaşıyoruz bu gün
Tek yürek,
Bekle beni cennetinde
yiğidim:
Er ya da geç
dirileceksin sen de ölü yüreklerde,
Kopmadan kıyamet
Biçare olsak da
Nöbette İlahi Adalet.