Hoş geldin Yılbaşı

            Biliyor musun yılbaşı, son zamanlarda sana öyle bir düşmanlık besleniyor ki…

Bu düşmanlık, eskimiş bir yılı tarihe gömüp, yeni yıl doğurmanla ilgili değil.  Şu dönemde  bir yerlere kızıldığı için öfke duyuluyor sana.  Yerden yere vurulmak isteniyorsun.  Seni kötülemenin en kolay yolu da dini değerleri öne sürme. Yok, Müslüman insan yeni yılı, yılbaşını kutlamazmış da… Yılbaşı gavur  icadıymış da…Müslüman’ a harammış da… İsa’nın doğumu kutlanıyormuş da…Noel Baba, piskopos Nikola varyetesiymiş de…Daha neler neler…

            Sen neymişsin be yılbaşı?..

            On sene kadar önce sana laf giydiren yoktu.  O zamanların Avrupa Birliği’ne üyelik heyecanıyla bırakın gavur icadı dedikleri yılbaşını kutlamayı,  gavur  birliğine “girme sözü” bile  gündüzün havai fişeklerle kutlandı.  Yılbaşı kutlamaları için “Taksimler” doldu taştı. Şimdilerde Avrupa Birliği ile papaz olundu. Bu birlik, devleti yönetenlerce Hıristiyan kulübü olarak ifade edilmeye başlandı ya, kraldan çok kralcı kesilenlerce de yılbaşı gavur icadı  oldu.

            Sevgili Yılbaşı,

            Seni,  altmış yıldır kutlarım. İlk kutlamam, ilkokul arkadaşlarımla idi. Köyde kutladık.  Elimizde, akması damlayan karaçam çırası, yaptığımız kızaklarla gece kayarak kutlama yapmıştık.  Büyüklerimizden epey seyreden vardı. Ne gavur icadı diyen oldu, ne de haram diyen…Sonraki yıllarda daha başka arkadaşlarla kutladık seni… Derken, aile bireylerimizle… Akrabalarımızla…Arkadaş  ve meslektaş çevremizle… Kütahya’da, İzmir’de, Artvin’de, Düzce’de, Balıkesir’de, Burhaniye’de, Çanakkale Bayramiç’te. Bursa’da ve İstanbul’da…

            Bu kutlamalarda bazen, çamsakızı çoban armağanı hediyeler dağıtıldı.

Tombala oynandı. Panoda at yarışları yapıldı.  Anadolu’dan ezgiler dile getirildi.  Neşeyle yeni yıl beklendi ve bir bayram yakınlığında herkes herkesin yeni yılını kutladı…

            İçki de içildi.

            İçinde bulunduğum onca kutlamalarda birçok içki içmeye arkadaş, akraba ve meslektaş vardı. Ne onlar bize yan gözle bakarlardı ne bizler onlara…Onlar bize bir saygılıyken biz onlara iki kez saygı duyardık…Aramızda bu denli anlayış ve bağ olurdu…

            Yılbaşı, bir etkinliktir.  Kaynaştırma ortamıdır.

            Bu yılbaşında eşimle davetliyiz. Aile bireylerimden birisinin oturduğu site sakinlerinden dört beyle  bir  saatlik bir sohbetimiz olmuştu.  On kişiler, yılbaşını site lokalinde  ailecek kutlayacaklarmış.  İlla bizi de aralarında görmek istemişler.  Gideceğiz.

            İçki olarak, milli içkimiz rakı içeceğim.

            Birileri, zehir zıkkım olsun diyordur sanırım.

            Aslan sütü, zehir zıkkım olmaz.  Aslan sütü içmek, bir kültürdür. Sarhoş olmak için içilmez.  Düzeyli muhabbet arasında yudumlanır.  Yemeğe ayrı bir çeşni katsın diye içilir. Öyle şişe devirenler, bu kültürden nasipsizlerdir.

            Güzel yılbaşı,

            Sana, gavur icadı diyorlar.  Her tarafta sana saldırı var. Bizim bu sitede bile saldırıya uğruyorsun. Hatta, gavur dediklerinin her türlü icadını kullanan hatta jet ski’sine binip sana etmediği bırakmayan cübbeliler bile var. Kendi tayfasından bildiklerinin yaptıkları her türlü rezaleti görmezden gelirken yılbaşına takarlar.    

            Şenlikli  yılbaşı,

            Bunca yıl seni kutlarım.  Bir güne bir gün, gavur icadı olarak görmedim seni. İsa peygamberin doğum diye de kutlamadım seni. Noel Baba ile hiç işim olmadı. Benimle birlikte yılbaşı kutlamasında bulunan onlarca insanın da o niyetle kutlamadıklarına inanıyorum.  Ben seni, “yeni yıl hayırlı olsun” diye kutladım hep. Neşeli girelim ki, yıl boyu devam etsin özlemiyle kutladım. 

            O gece katılanların da benim gibi kutladıklarına inanıyorum…    

            Yılbaşı,

            Seni kutlamakla Müslümanlığımdan bir eksilme olmadı.  Kutlayanlarda da eksilme olmadığına eminim. Hiçbirinde bir değişikliğin olmaması bunun en güzel kanıtıdır.

            Ben önce insanım.  İnsan için değerli bulduğum her şey, benim değerimdir.  İnsanlık, milliyetimden de dinimden de öncedir.  Din, insan içindir.  İnsan olanın, milliyeti de, dini de sağlamdır.     

            İmamı Azam Ebu Hanife derki, “İnsanlık değerlerini olabildiğince sahiplenmeye çalıştım.  Dönüp baktığımda, dinimin benden istediği bu imiş.”

            Namaz kılmak için camiye giderken, tertemiz gitmesini biliriz.  En sıcak aylarda bile orucunu gölgede yatarak değil, çalışarak tutmasını biliriz.  Kuran okunurken huşu içinde dinlemesini,  yaslı durumlarda saygın bir duruş sergilemesini de çok iyi biliriz.

            Sanılmasın ki, yılbaşını kutlayanlar, içki içenler din iman fakiridir.   Bendeki Yüce Allah, Hazreti Muhammet ve Kuran zenginliğini kimse tahayyül edemez.

 

            2016 Kötü bir yıl oldu.  2017 yılının, milletimize ve tüm insanlığa hayırlı olmasını diliyorum.  

            Şunu da yazmadan edemedim.  Bundan beş sene önce “Umursanmayan Dev” adında bir romanı kaleme almıştım. Taslak olarak duruyor. Hatta baştan iki bölümü bu sitede yayınlandı.  Roman, İstanbul depremiyle ilgili bir kurguydu. Tarih olarak 21 Eylül 2017 demişim. Abdala malum olur derler ya, siz siz olun, o gün saat 19.30-20.00 sularında boş bir alanda olun.  Böyle yazmış olmama rağmen 2017 de böyle bir felaketle karşılaşılmamasını da diliyorum…

Veysel Başer

( Hoş Geldin Yılbaşı başlıklı yazı Veysel Başer tarafından 30.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu