Kara lehçelerin kara isyanı yine dünde saklı yine yarınla umudun arasına nifak sokan.

 

Günler öfkeli zaman zaman her nasılsa gülüp geçenlerin nazarında da çetrefilli bir yolculuk. Mağlup yürekler, galip gelen meçhul belli ki düş simsarı tüm yanılgılarım/ız.

 

Zararın neresinden dönmektense dönemediğimiz o kavşak: Hanidir uzağında bazense kıskacında bazense unuttuğumuz hatta unutmalara inanılmaz talep varken:

 

Aşk gibi.

 

Barış gibi.

 

Umut gibi.

 

Ve…

 

Hasrete giydirdiğimiz kefen, başa sardığımız nice hayat, basireti bağlanmış mutluluk.

 

İnsanlar soyutlanan ve insanlar somut yanılgılarına sonsuz umut bağlayıp da hüsrana yelken açan.

 

Adsız kimi zaman oysaki ne gam, demekle eş değer. Paye versek de mutluluğa yeni bir gölge asla olmalı ki kıyımları yüreğin, acıları insanlığın. Artık çocuklar da ölmemeli. Garip mefhumlar saklı belki de sandığımızdan fazla düşünmekten bile korktuğumuz hanidir sandığında insanlık denen coğrafyanın ve kayıp satırlarına ektiğimiz nidalar yine salkım saçak varlığımızın uzamında gönülsüz bir rota her savaşın ve her ölümün günah sayıldığı Allah katında hele ki zamansız ve haksız yere ise.

 

Çürük meyveler mi saklı yoksa umut tezgâhında?

 

Hani işkillendiğimiz ve dokundukça dökülen ceset kalıntıları her umudun ve her aşkın hayatla arasına sokulan o nifak iken yine insanlığı tehdit eden ve uyandığımız yeni günün arefesinde rüyalarımıza doluşan kara renkli ve uyumsuz nefret izlekleri bir çocuğun peşi sıra ve ölümün de hicap duyulası tınısına asla vakıf olmak istemezken.

 

Adsızız aslında ve bir o kadar anlamsız.

 

Anlam yüklü ikonlar serpiyoruz boşluğa: Gülen adamlar ama asla kadını olmayan gülücükler belli ki kadınlar da kayıp çocuklar gibi ve kirli beyanları var iblisin ama cinsiyetsiz ama yanlış ama cüretkâr ve tek talep ettiğimiz makam…

 

Hakkın rahmetine konuşlu biz ölümlüler oysaki… oysaki ölümsüzlük iken mercek altına yatırdığımız, soyutlandığımıza mı yanalım somut verilerden uzak iken mutluluk, sonlandırılan yaşama sevincimize mi göz yaşı dökelim? Kaldı mı ki ya da kalmalı mıydı belki de ötekileştirdiğimiz benliğimizin uzantılarına tekabül eden iç sesin veryansını yine bilip bilmeden çaldığımız ya da çalmaktan imtina edip çalınmasına müsaade ettiğimiz.

 

Kanıksamaksa ne alaka?

 

Yargılamaksa hâşâ!

 

Sonlandırmaksa asla hakkımız olmamalı.

 

Ama tek gerçek çünkü umut yükledik yüreklerimize ve belleklerimize:

 

Hoş geldin 2017 yeter ki huzur, sağlık, barış ve mutluluk getir asla da hor görme dünü yeter ki üzme dünya ahalisini.

 

 

Herkese mutlu yıllar diliyorum efendim ve her şey gönlünüzce olsun.

 

 

( Umut Tezgahı... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 1.01.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu