Sahipsiz gecenin mimarı
sen, hüzün:
Kenetlendiğim imlerin
rahlesinde
Hayli usturuplu nice
hüküm
Yine sağalttığımdan da
öte
Aykırı ruhumun rüzgârı.
Bir demdeyim bir de
sende, dercesine
Ersem de nihayete
geçecek mi gönlün yası?
Belki’lere sığındığım o
mütereddit ruhun isyanı
Derleyecek mi söyle
Ellerimden kayıp giden
bunca şansı?
Yanık teni sitem’in
rahmet okuduğum,
Batıl notaların derin
efkârı
Yine boykot ettiğim
kara izlekte,
Karanlık ekseninde
ölümlü sancımın
Bariz bir kelepçe ruhun
kıskacı,
Adağım binlerce surede
Yana yakıla ıskalarken
aşkın devingen rotasını.
Mihrabım, meranım;
Ne çok yanık kelamım:
Dingin olmayı özlediğim
bir ömrü yâd ettiğim:
Ne kâfirim ne de kani
şu yalan dünyaya,
Islattığım yürek sesim,
Hani makamı kayıp;
Sır verdiğim nice
dostlarım;
Adlarını çoktan kazıdım
babamın mezar taşına:
Biraz da sükûtu
dillendirdiğim
Gecenin kayıp yakası:
Hadi bulun beni,
dercesine
Tükenen mecalim,
Devinen ne çok beyan.
Asılı kaldığım gök
kubbenin,
Sona ermeyi dilediğim
kayıp sarkacının
Bir de… demeyi dilesem
de;
Geride kalan kim ise,
Minnet dolu bir yonga
Baş koyduğum her şiir
her dize,
Dizlerim hepten kırık,
Hadi git, dercesine.
Sevginin yanık
telaffuzu yazamadığım
Kayıp isminde gölgemin,
Sevmelere rast gelmenin
de ümidi ile
Bir uçup bir konduğum
Pembe gülün matemi.