Bir bana sor bir de
kendine, dercesine
Cahil cesareti bir
sevda yine
Şu metruk yürekte
hepten kaygan
Hep de kopuk zamandan
Alabildiğine fevri
gölgelerden nasiplendiğim:
Zulmü derin hüzün
hepten tecelli eden
Bir nida kadar da
zamansız, vefasız
İndinde her daim
bilmediklerimin
Bir de içimden geçip de
söylemediklerimi
Nazara almayan kim ise
Sefasını süren boş
vermişliğimin,
Cefayı gel de bana sor.
Katık yapmaksa sevdayı,
Hasret denen yörüngenin
tam da merkezinde,
Kopup gelmekse uzak
kılındığım şehrin
Kayıp şiirlerinde yine
benliğin;
Saysam da savurduğum;
Görsem de unutulduğum;
Sorsam da anılmadığım:
Kayıtsız bir iklimde
sırdaş bellediğim
Kayıp aklımın kim bilir
hangi köşesinde saklısın,
Dercesine
Bin bir tehdit altında
Yaşamak ne imiş,
Gel de bana sor.
Bozuk frenleri var ömür
denen sarkacın:
Hatırı sayılır bir de
ihanet güdüsü
Yine kamçılayan şiddeti
ve nefreti.
Sırları var döngünün,
Serdikçe serpildiğimiz;
Kaçtıkça da
kaybettiğimiz.
Kırık dizelerin kırık
hezeyanları var:
Varlığına namzet ömrün
Şen kahkahalar yine
kulağa çalınan
Bir de ötekileşen
hayallerin uzak limanları var.
Ötesi mi yalan yoksa
Öteleşen sefil benlik
Biraz da katık
yaptıklarıma okuduğum rahmet
Delip geçen hüznün de
savrukluğu
Yine mabedinde yorgun
kelimelerin
Sır yüklü yoldaşlığında
En derin hutbe yine
ufkun derinine gönderdiğim
Masum dünlerim:
Masum kalmak adına bil
ki yalnızlığa düşkünlüğüm
Ya da söyleyemediğim
yalanlara
Duyduğum husumet;
Sevgiyi çoktan talan
ettiler
Dünde saklı ben,
Sende saklı sırlarım,
Sırların da ucu yanık
ketum dili:
Varlığın uğradığı
hezimette
Yoksun kılındığıma dair
de yok tek sitem yürekte.
Bonkör aşkları var;
Yüreğin ifrat bildiği
O tecellide saklı
sırları yine beşerin:
Öfkenin gizilinde,
Aşkın zaman zaman
nefrete dönen yüzünde
Aykırı rotalardan
damlayan dalga misali
Yalanları var peyda
olan dünden
Yarının minvalinde,
Gölgelendiği
masumiyetin,
Cafcaflı söylemlerin
nazarında
Yine boykot ettiği
yüreğin zinhar yalan
Dercesine.
Aykırılığına toz
konduramadığı ısrarları var
Cehaletin sefil
tınısında,
Yüreğin kayıp
rotasında,
Sözlerin birlik
bildiği;
Dirliğin sükût bulduğu
Kaygan zeminlerin düşe
kalka kurbanları var:
Sefil zamanların,
Tantanalı günahların
Sınandığımıza kanaat
etmemenin bedelleri var
Yine masumiyetin
tenhalarda damgalandığı,
Yüreğin akan kanında
Boğulmakla eş değer
Tüm ifrat ve kayıp
hazanda kaynayan aşkların;
Yalanı beyan eden
tınının da asla muteber olmadığına
Kani bir faninin
bildirgesi
Onca hezeyanda verdiği
kayıplara
Dahi şükrün bilincinde:
Hayallerim var hala,
Nasılsa andığım,
Sararsa da umutlarım
zaman zaman.
Hala yeşil yaprakları
var ruhumun;
Aşka ve sevgiye
sunumuna şükür beslediğim
Evrenin ölümlü
yakasından hallice,
Hayatı sevmekle
eşleştirdiğim.
Hanidir yolsuz hanidir
muzdarip;
Hengâme mademki
yaşanana dair bilinmez gerçek,
Susmaların esaretinde
geçen ömrün de
Kapanmaz perdesi
Yine aklın, ruhun
vebali ketum kehanet,
Hanidir yokuş yukarı
bir izlekte kıstırılmışlığım,
Fani gölgelere de
inanılmaz müteşekkirim,
Fikrimde ne ise
zikrimde beyanı;
Sevmelerin erbabı bir
yürekte konuşlu
O titrek sesinde hüznün
Varsın eremediğim
hidayete yakın tutsun Tanrı.