Damsız hezeyanlar
ürüyor aklın kifayetsizliğinde
Bir de reşit bir acıyı
mimlemişken şair.
Deşifre ettiği yüreğin
bakir uzamı
Yine tüm sefil
dizelerde tekbir getiren kalem.
Âlem sancılı kalem
kadar,
Muteber bir imin terk
edilmişliği kadar da
Teyakkuzda şiir.
Garip bir miladı var,
Bir de dolmayan miadı
sübyan dizelerin:
Diz dize şair ve
yazmaya dair bilumum hüzün
Hele ki düne delalet
aklın fıtratı
Yine de demediklerine
kefil
Yarının tınısında saklı
o zehir ki;
İfratı yüreğin bir de
densizliği söylemediklerinin.
Akan kiri temizleyen
bir şelale,
Yangının müridi ne de
olsa şair ve kalem;
Andıkça ama anılmadığı;
Sevdikçe ve sevilsem
keşke demeye de meyyal,
Aklın izanında kâfir
bir hece:
Asılı ve üç harften
ibaret:
Kimine göre aşk,
Kiminin kınında dikenli
bir gül,
Yüreğin matemi bulaşmış
üstüne
Bir de inkâr etmediği
onca yalan hazan,
Yıkın ve fevri bir
gölge kadar da mahzun,
Şekli şemaili yitik
şehirde
Ötelenen şiirin mademki
bağlanmış basireti.
Ne gam oysa diyebilmek
belli ki gaffar bir terennüm,
Edindiğine şükür,
Dilediğine dair
niyazında saklı tüm kelam,
Yandığındansa
yanılmalara peşkeş çekilmiş oysa
Onca zaman yine şairin
kayıp yetilerinde
Bir isyan bürünse de
zaman zaman,
Ne gam be ömür;
Saklı tutsam neye yarar
Hele ki yaşamak kadar
zahmetli ise
Yazdıklarına kanan o
çocuk yürek.
Bir elinde kalem bir
elinde boş dünya:
Düşe kalka toplarken
geçmişin közünü
Bir de demediklerimi
söylesem neye yarar?