Şiirin Hikayesi:
Bazen bir kuşun ötüşü, bazen bir ezan sesi,bazen bir yeni açmış bir çiçek, bazen bir şehidin ardından dökülen gözyaşı, bazen de bir resimdir şairin ilham kaynağı.
Bu sefer bir resim oldu.
Şiir mi? O zaten kendiliğinden geldi kalemin ucuna. Bana sadece harflere, hecelere, kelimelere dökmek kaldı.
Resimdeki şahısların adlarını bilmiyorum. Sormadım da.Önemi de yoktu zaten çünkü güzel Anadolu’mda onlardan o kadar çok var ki. Ama onlara bir isim koymadan da olmazdı. Birine Hazal, ötekine Muharrem dedim.
Gönlümün Hazal’ı ve Muharrem’ine gönül dolusu sevgi ve saygılar benden.
**************************************************************************
Hele otur; otur da anlat bana
Aşk neydi ki nasıl şeydi Muharrem?
Hele söyle velakin tane tane.
Aşk neydi ki, nasıl şeydi Muharrrem?
Babamın evinden kaptıydın beni.
Eve atar atmaz öptüydün beni.
Tez zamanda ana yaptıydın beni.
Aşk neydi ki, nasıl şeydi Muharrem?
Aşk meşk bilmez idik sana ‘’ Er’’ Dedim.
‘’Gönül ‘’Derdik. ‘’Onu bana ver.’’ Dedim.
‘’Sensin benim gözlerimde fer.’’ Dedim.
Aşk neydi ki, nasıl şeydi Muharrem?
Rabbimden hep sade seni diledim.
Kafesinde bülbül oldum çiledim.
Beş çocuğun altına kül eledim.
Aşk neydi ki, nasıl şeydi Muharrem?
Bir bakardın canıma can katardın.
‘’Hazal’’ Derdin ellerimi tutardın.
‘’Can’’ derdim de sen o ‘’can’’ı yutardın.
Aşk neydi ki, nasıl şeydi Muharrem?
Kartol, löbye, bulgur idi aşımız.
Orak, tırpan, çift çubuktu işimiz.
Şükür asla eğilmedi başımız.
Aşk neydi ki, nasıl şeydi Muharrem?
Beni güçlü kollarınla sarardın.
Saçlarımı tel tel eder tarardın.
Ne kaş çatar ne kalbimi kırardın.
Aşk neydi ki, nasıl şeydi Muharrem?
Saçlarıma kır çiçeği sokardın.
Anlatamam bana nasıl bakardın.
Terliyken de misk-ü amber kokardın.
Aşk neydi ki, nasıl şeydi Muharrem?
Bir yastığa baş koymak mı bunca yıl?
O kokuyu hep duymak mı bunca yıl?
Sevda hırkası giymek mi bunca yıl?
Aşk neydi ki, nasıl şeydi Muharrem?
Ne kimseyi üzdük ne de kınadık.
Bu sevdayı acılarla sınadık.
Ben unuttum, gayrı artık bunadık.
Aşk neydi ki, nasıl şeydi Muharrem?
Name idim sazının her telinde.
Türkü idim dudağında dilinde.
Hiciv olduk şu Sami’nin elinde.
Aşk neydi ki, nasıl şeydi Muharrem?