Beklilerle örmek olası… önce doğa
üstü bir kelama sığınma telaşı ve yok olma güdüsü… hayır, hayır, var olma
güdüsü olması gereken bir eksenden nereye düştüyse ölüm fişeği?
Şimdi daraltmalı kaldırımları ve
ıslah etmeli yüksek ökçeli düşüşler sergileyen bir kadın ittifakından bihaber
iken istila edilen dünya.
Çakır gözlerinde sevgilinin, en dokunaklı
tınılar savurmalı hatta yenik bir rütbeyi de gizlice değiştirmeli tutarsızlığı
yılların ayyuka çıkıp da düz duvara tırmanan temsili bir kedi edasıyla
savurmalı bayat ve sıra dışı nidaları.
Örselendikçe ela gözlerin derdi asla bitmez…
diyenlere inat kara gözlükleri de atıp ve gözyaşlarını sakınmadan cihandan ama
sakıncası sevginin bir izdüşümü kadar sıradan olma ihtimalini de görmezden
gelip.
Ayyuka çıkan hangi acıdan sorumlu
tutabiliriz ki hem de en alasından bir gölge edinip tüm ağır başlılığımızla bir
cümleyi daha tav edip gerisin geri kaçtığımız?
Zamandan aşırdığımız üç beş saat
belki de zaman aşımına uğrama telaşına yenik düşen o esinti hele ki zaruri ise
sevilme güdüsü bir de sevdik de ne oldu diyenlere takla attıran buğulu
sözcükler.
Alasından hem de en alasından alaşağı
etmekse tabiri iştigal edilen bir ömrün ve yüreğin ve derinlerde boğulmakla
haşır neşirse zamana insanına uzaktan el sallayan marazi ve mecazi kaygılar.
Üç boyutlu o göreceli vakum:
sınırları ihlal edilen bir ömür: pekişen hakkaniyet istirhamı ile boca
ettiğimiz deli fişek cümleler hele ki bir allayıp pullamışsak acıyı ve sevda hikâyelerini.
Destur edinip de çaktığımız hangi el
mi az sonra bizi el sallamaktan bile mahrum bırakacak?
Bir sunum mu yoksa Hakka ulaşma
seferberliğini yüklenip de derviş kimliğimizin sorgusu düşmüşken üç beş münafık
iş birlikteciliğe?
Sahiplendikçe soyutlandığımız…
Soyutlanıp somut bir kareye girme
telaşımız.
Elimiz ayağımıza dolanıp da nifak
sokulmuşsa hayallerimize…
Girdabın vakumu; aşkın da hizaya
gelip çöreklendiği o derin kuyu ve bir çıkmaza meyledip bir kelama hasret
kaldığımız bir de gölgelerin oynaşı olmuşsa gece gözlü sevgili…
Handikap mağduru muzip tınısı cihanın
hem de en oturaklısından bir çocuk masalı tıpkı Kibritçi Kızın iç burkan
öyküsünde esneyen bir çocuk kadar da patavatsız…
Ya, siz hangi masalın kahramanısınız
belki de boyunuzu aşan dünya egolarından soyutlanma ihtiyacı ile henüz yazmaya
başlamadığınız o çatık kaşlı gökyüzüne nazire yapan bir kehanetin de
bekçiliğini yaptığınız…