Öncem yalandı, sonradan anladım:
Dünümdü riyadan uzak
Şimdimi mimledi yıldızlar
Ve adımı unutan kadın ve adamlar.
Yol uzunsa daha başındayım, desem ne
fayda?
Gün bitti ölümlü sevdam desem,
Neye denk düşer nazarında?
Sormadım farz et
Zaten talan içim,
Ferman ise gözümdeki akan yaşım.
Kirli değil üstelik ellerim,
Yalanım olsa bile suçum elbette
Bir tohum ekip de
Pür dikkat beklemek yürekteki
niyazlarla.
Sükûtum derin,
Derim derim de tecellim,
Neye yarar tesellisi olsa şunca
fermanın?
Demelerden muafım
Kayıplarımın naşında
El pençe divan;
Yüreğin közünde ne çok dünde kalan.
Dilimde muteber bin bir imge;
Öyle ya, neyi zikrederim
Şiirlerim olmasa?
Zanların utkunda,
Sevdaların uzvunda nice yalan
Gördüğüme değil de görmediklerime
binaen,
Kalp gözümle yaşasam bile
Derman olacak mı
Bunca zalimin nazarında
Ölü bir imge taklidi mi yapmalıyım
ulu orta?
Sonra da perçemini yüreğin
Kelimelere ziyafet çektiğim.
Kabrim ne dünde ne de yarında;
Yankım duyulmasa da var elbet bir
hükmü
Sevdikçe sevmelere rast gelmeyi
dilediğim.
Elbet yanacağım ateşlerde:
Kâh dünyanın yükü
Kâh dünün yazmadığım binlerce öyküsü:
Üstelik öykündüğüm de değil
övündüklerim;
Uğruna ölmeyi şeref bellediklerim.
Hakkın nazarında ne isem batılımda
yara;
Sevdalara nazire yapan arılara
uzansam da
Ellerimde aşkı sindirdiğim şu kayıp
eksen,
Zanları muteber kılan bunca insan
bunca elem.
Şerden korkum,
Meleklerle yolcuyum aşk pazarında:
Sevdaların nazında kaybolmayı hak
bildiğim,
Ölümlü satırların içinde devinip de
Duyguları sur bellediğim.
Atlasım ne dün ne yarın;
Ömrüm ne son ne de yarım;
Gönlüm düştükçe dara başımı
yasladığım;
Yaslı imgeleri sağaltıp de
Fermanımı hece hece yazdığım.
Bir kabrim bir de kalbim var;
Bir aşkım bir de derin sızım;
Ne pekişen ne yatışan;
Ne kaynayan ne de kaybolan…
Sadece sandığım sandıkça,
Sadece yanılgılarım;
Sevdikçe hüzne bandığım
Ve onca kayıtsızlığım:
Kalp gözümden hallice şu kuru
sıfatım:
Bir çiçek olsam ne fayda?
Solmaya dünden razı.
Bir şarkı olsam kimin dolanır diline
de
Şevk ile hükmeder sevginin muteber
tenine?