Bizden evvelce yankılanan melankolik
kuytularda vardı bir İstanbul hikayesi
Ve kuytu tenhalarda ;
kahkahalar bölüyorken zamanı vakitsiz
sessizce yıldızlar düşerken ıssızlığa
gözler maziye, yeşil maviye tutunurken
Hoyrat kanatlanırken gümüşe çalan
martılar,,
,,rüzgar gamsızca şarkılar söylerken
sis duman içinde nargileler tüterken
romantik kent ışıldayarak değişirken
Ayrılık vaktiyle;
hasret hüznünü dökerken
mehtap şafağa geçerken
şair kristal kadehlerde
kızıl şarap komasında
çelişkilerde erirken
Kızıl manzara boğuk fısıltılar
acı çığlıklar gecenin çiğdeminde
karanlığın ritminde gürlerken
ela gözlere tutun yoksa despot
ruhun düşecek uğultulu araflara
Belki hatırlarsın
belki tanırsın ela gözlerinden
loş yağmur çiseliyorken
damla damla silinirken mazi…
Suskun//