Umursamalı mıyım, göğün sancağını
Diktiğime kani,
Evrildiğim her bir kare
Aslında köklerimi büyütüyorum usulca
Sonra da karekökünden muzdarip şiirin
Bir katre de olsa mutluluk diliyorum.
Göğün hâkiminde tesellim
Eşkâlimden çıkıp da yola
Edindiğim şu mertebe
Yine insanlık makamında bir sur
Yürek rahlemde bir sır
Elimde koyduğum gibi
Bulmalıyım da mezarımı.
İnce uçlu şiirmiş tutan nabzını
Evrenin.
Sulh imiş meğer
Peygamber misali
Sevmeyi dilediğim
Sevilmeyi arz ettiğim
Bir de mil çekilmiş gözlerine kaderin
Üflediği değil de ufaldığı kaderimin.
Soytarı bir hikâye babında
Sol anahtarından dem vurduğum
Her aşkı sen bilip
Her yorgun yüreği,
Evladım
Gibi bağrıma bastığım
Şunca şiiri külfet değil
Hasret çektiğim
Bir sevginin mezarında
Olmayı talep ettiğim.
Şanımla şerefimle yaşamaksa gaye,
Suratsız olduğumu kim söylediyse
Canı cehenneme tüm yalanların,
tamahların
Kuralların dibine vurdum işte
Kuralsız sevmeyi beceren
Bir yetim’im hayli hazırda
Öksüzlüğün kıblesinde
Kayıp bir serçeyim
Tünedikçe aşkta
Türedikçe dize dize
Tükendiğimin yüzü suyu hürmetine
Sevgiyle dirileceğim o güne kadar
Beni böyle kabul edin.
Şairce bir özlem
Kınımda ne yalan ne haris bir kıble
Derinlerde çok derinlerde
Olmalı mezarım
Şiir dilinde
Bir heceden ibaret ismimle
Gülmeye söz verdim anneme.