sen gülünce tozarır duygular her şey toz duman
yalnız sen güldükçe sevinir bu pervane yalnız seni gördükçe neşeye boğulur
gözünün feri seninle yanar seninle doyar
seninle kanar
*
senin cemalin de gülücükler batınca yer karışır toprak küser kaskatı kesilir çiçekler dili damağı yırtılır bulutların
kuşların kanatları kırılır
senin yüzünden zuhur eder kıyamet
sönünce yüzünde gülücükler kabarır sinem hiddetlenir göğsüm
harap –bitap bir halde
içim cehennem nefesim alev fırtınası
için de ben kavrulurum
güneş ile ay arasına siner gündüz
güneş tutulur dolunay kararır
faydası yok artık yağan yağmurların
yüzlerce tufanın binlerce kasırganın
kuru çöle dönüşür gül bahçeleri sönünce yüzünde gülücükler
*
senin bakışındır havaya düşen
seninle sararır papatyalar sarı yapraklar baktığın yerde maviye boyanır gök güneşin yüzü nurunla alev rengi
yer de sen gök te sen
senmişsin meğer miyarı gece ile gündüzün senmişsin meğer ayım güneşim ışığım
senmişsin meğer toprağım göğüm yıldızım
senmişsin meğer su yağmur bahar kış
hiç kimse bilemez içimdeki sırları
benim esrarım ahımdan müteşekkil
*
bu kalp senden gizli değil
madaya izin yok kapıları kilitli
kalbimin ışığı senmişsin meğer
içinde yanan ateşin pervanesiyim
seninle ışıldayan seninle tutuşan
tutsağıyım ufkumu aydınlatan kızılca denizin her an izhar eder içindeki derdini
senden bir şeyler fısıldar
seni anlatır
yüzlerce kez binlerce kez
berdüş bir hale bürünür düşünceler
hamken pişen ben olurum
madaya kalan hüsrandır vesselam
*
ey gönlümün ilacı beni rezili rüsva eyleme
ne istersen veririm
madem ki bu göz seni gördü bırak seni nazar eylesin
redfer