I
Meftun oldum gül yüzüne, canımın cananı güzel,
Müptelayım aşkın ile gönlümün sultanı güzel.
Kumral sarı saçlarınla, her karşımda gördüğümde,
Duymaz mısın nasıl çarpar, göğsümün sol yanı güzel?
Kerem eyle, gül yüzüme, kahverengi gözlerinle,
Neşe dolu bakışlarda, bulayım dermanı güzel.
Yorgun argın şu başımı, koyuverip dizlerine,
Yaşayayım dolu dolu, o muhteşem anı güzel.
Ak gerdanda benlerini, seyredeyim doyasıya,
Kara sevda hürmetine, veriver fermanı güzel.
Bir busecik kondurayım, al yanakta gamzelere,
Halimi bil de çok görme, bu kadar ihsanı güzel.
Gece mehtap ışığında, yaslanarak omuzuma,
Hayallere dalmamızın yok mudur imkânı güzel?
Fısıltıyla kulağıma, seviyorum deyiver de,
Ersin artık sükûnete, ruhumun isyanı güzel.
Sana olan hislerimi, böyle açık yazdım diye,
Hemen çatıp kaşlarını, üzme bu dil-hanı güzel.
II
Es ey rüzgâr es delice, es de dinsin ağrım benim,
Düştü yine yar aklıma, sızlar durur bağrım benim.
Seslenirim gece gündüz, gül dalında bülbül gibi,
Duymaz mısın sevdiceğim, kimedir bu çağrım benim?
Dalgalandın deniz gibi, bir kararda duramadın,
Bazen umut bazen hüsran, bozuldu ayarım benim.
Mecnun kıldın aşkın ile yıktın dünyam, harap ettin,
Viran oldu gönül bağım, mümkün mü imarım benim.
Arz-ı endam eylesen de, gül yüzünle düşlerimde,
Sabah vakti olduğunda, artmakta efkârım benim.
Hasretin içimde ukdem, her nefeste alev alev,
Kor ateşe dönüştükçe, harlanmakta narım benim.
Bir bütünden iki parça, ayrı gayrı olamaz ya,
Sen yanımda olmadıkça, eksiktir bir yarım benim.
Çepeçevre her yanımı, sarmış hüzün bulutları,
Kalıverdim boynum bükük, dinmez intizarım benim.
Böyle imiş demek kader, vuslat muhal murat imiş,
Hükmü veren vermiş bir kez, yetmez itirazım benim.
III
Halelenmiş ay misali, düşlerimde gül yüzün yar,
Kahverengi gözlerinse, güneşimdir gündüzün yar.
Ne baharda ne de yazda, yoktun gençlik çağlarımda,
Niçin böyle geç kaldın da, açtın bağımda güzün yar?
Aklımı başımdan alan, beni sana meftun eden,
O hülyalı bakışlarla, neşe saçan gülüşün yar.
Kor ateşten cemre gibi, yaktın beni, mecnun ettin,
Zaman akıp geçse bile, sönmez bir türlü közün yar.
Kumral sarı saçlarını, mest eyleyen cemalini,
Yad ederim daim seni, böyle geçer her günüm yar.
Sen yoksun ya hayatımda, bir sıkıntı hep bağrımda,
Olur-olmaz zamanlarda, dalar boşluğa gözüm yar.
O zaman da her nefeste, efkâr dolar ciğerime,
Sarıverir dört yanımı, amansızca bir hüzün yar.
Vurgun yemiş yüreğimi, dinmek bilmez sızılarla,
İnsafsızca dağlasam da, olmaz derdime çözüm yar.
Gazel yaprakları gibi, rüzgârlara savursam da,
Yeşertirdi umudumu, elbet senin tek sözün yar.
IV
Perişanım yollarında, menziline varamadım,
Alıp seni kollarıma, doya doya saramadım.
Gece gündüz hasretinle, daldım nice hayallere,
Ne yazık ki muradımı, vuslatınla karamadım.
Hasretle bakıp durduğum, kahverengi gözlerinde,
O hülyalı bakışlardan başka bir şey aramadım.
Dayanılmaz özlem ile tarayayım istedim de,
Has ipekten saçlarını, bir kez bile taramadım.
İçimde kıvranan ukde, çok isterdim olmasını,
Yorgun argın şu başımı, dizlerine koyamadım.
Bir sorayım dedimse de, acep gönlün var mı diye,
Cevabından çekinerek, korktuğumdan soramadım.
Bana doğru koştuğunu, düşlerimde gördüm ama
Bunu muhal bulduğumdan, hayırlara yoramadım.
Seviyorum dersin diye, sabırsızca bekledim de,
Lal kesildi dudakların, bu sözleri duyamadım.
Sıkça tamam dedim sana, sınırları aşmam diye,
Ama öyle aşığım ki, söz verdim de uyamadım.?
V
Ayın şavkı vurmuş gibi bakışların hare hare,
O hülyalı bakışlara, meftun sinem pare pare.
Işıl ışıl gözlerinle, emsalsiz gül cemalinle,
Yıldızların arasında çok farklısın sen mehpare.
Kumral sarı saçlarını, dalga dalga saldın yele,
Dokunmayı yasak ettin, yüreğimde açtın yâre.
Arz-ı endam eyledin de, hayal meyal düşlerimde,
Bir kez bile sabah vakti, görünmedin aşikâre.
Geç yaşımda hazan vakti, artık kışı bekler iken,
Cemre oldun şu bağrıma, düşüverdin ateşpâre.
Harap olmuş gülşenimde, beklenmedik muştu gibi,
Elvan elvan aşk renginde, açıverdin ey gülnare.
Hayran ettin her haline, saldın beni sevdalara,
Ab-ı hayat sohbetine, müptela kıldın dildâre.
Çöle dönmüş yüreğime umut veren serap oldun,
Dolaştırdın durdun beni, Mecnun gibi palaspare.
Çıkmaz oldun hayalimden, bende ettin beni sana,
Hasretinle yaktı ama vuslat için yoktur çare.
VI
Tut elimden tut güzelim, yol-iz bilmez divaneyim,
İçtim aşkın şarabından, sevdan ile mestaneyim.
Işığımsın, güneşimsin, can evimde mum misali,
Dokundukça yansam bile, etrafında pervaneyim.
Şarkı olsun türkü olsun, ister güfte, beste olsun,
Senden bir iz taşımayan her ne varsa bigâneyim.
Gece gündüz hayal kurup, avunurum düşlerimle,
Eriyorum yudum yudum, görmez misin ne haldeyim?
Hazan iken kışa dönmüş, savrulmuşum gazal gibi,
Hasretinden harap oldum, yıkık dökük viraneyim.
Tabibim ol, dermanım ol, bir deva bul şu yarama,
Tükenmişim günden güne, gurup vakti zevaldeyim.
Koyma beni boynu bükük, böyle aciz, böyle garip,
Kollarını sar boynuma, biraz olsun sevineyim.
Sinemdeki muradımı, mahcup, garip nağmelerle,
Kor nefesle yalnız sana, arz eyleyen dertli neyim.
Sitem etme, ayıp deme, ne suçum var benim bunda,
Gönlüm ferman dinlemiyor, söyle niçin yerineyim?