Dilime Yas Düştü
Şiirine Eleştirisel Bir Yaklaşım Ve Tahlil
Şahin Mutlu kardeşimin geçen yıl
yazdığı şiiri” Dilime Yas Düştü” gözüme ilişti, Kadim dost kalem dostu olan
Şahin öğretmenimin bu şiirini daha anlaşılır olması için Eleştiriden ziyade bir
tahlil yapalım, fikrimizi bir tazeleyelim istedim.
Mâzi ah ü figan meçhûl âtimiz
İslâm kitaplarda tozlu raflarda
Şekle bürünmüşse ibadetimiz
Bu mudur Rahman’a şehâdetimiz…
Bizdeki bu duyarsızlık anlamsız bakışlar birbirimizden uzağa kaçmalar ile
mazide birbirine yakın olan merhametle bakan yaşayan yaşatan ecdadın yüreğini sızlatmakta,
bu duyarsızlığımızla aramızdaki mesafelerin sonucunda geleceğimiz olmayacak
diyor kardeşimiz. Okuyan yok ancak günümüzde elinde telefonu ile bir an başını
kaldırmayan okumadan beğenen oyun oynayan iletişim cihazlarıyla,
iletişimsizliğin dibine vuran bir nesil tozlu rafların rafını silmek adına okumuyor.
İnsanlara merhametiyle yaklaşan kucaklayan saran Allah c.c. insanları sevin Âlemlere Rahmet
peygamberi,”İman etmedikçe cennete, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş
değilsiniz” derken bundan habersiz secdesiz, dünyaya köle olmuş sadece kendi
çıkarını düşünen insanlar olduğumuzu ibadetten mahrum kalırken Rahmetten de
mahrum kalacağımızı ifade etmektedir. Bu mudur Rahmana olan şehâdetimiz kul
oluşumuz bu yüzlerle mi varacağız derken bu gerçeği suratımıza bir tokat gibi
vurarak ayık tırmanın gayretinde olduğunu görüyoruz.
Aymazlık rehavet suç günah bizde
Rahatına düşkün dindarlar (!) bizde
Komşusu aç iken tok gezen bizde
İmana(!) ihlâsa(!) sırt dönen bizde…
Sıralamış kardeşimiz bizde olmaması gerekenler neden bizde var diyerekten.
Bununla beraber bunlar bizde var ise hayatın yaşamın biçimi de görüntüsü de değişiyor,
bizi mutlu etmiyor günaha sokuyor. Yarınlar ahiret adına bizleri
umutlanacak yüce Allah c.c. karşında duracak bakacak yüz bırakmamakta
gönlümüzde çevremizde ne varsa parçalanıp ezerek dirençlerimiz ihlâsımızı
imanımızı parçalıyor. Haklı bu konuda kardeşimiz. Peki, içinde bulunduğumuz
koşullarda, bu süreçte bu kötü olan özelliklerimizi üzerimizden atarak, suça,
rahatlığa kapıları kapatarak fikrin sancısını çekerek imanla kurtulacağız,
kazanırken harcarken komşumuzu fakir insanları düşünerek vereceğiz, imanımızla
bu imanın gereği insanlara yaklaşarak derdi olana derman gözyaşı döken mazlumun
gözyaşını silen, gelemeyene varan olacağız, yoksa her iki cihanda zinhar mutlu olamayacağız.
Şahin öğretmen bu konuda çok haklı…
Bezm-i elest kelâm Rehber Kur’andı
Kalû- Belâ ahdi Hakk’a imandı
Fâni âlem zevki mel’ûn yamandı
Müslümanlığımız mahşere kaldı…
Bezm-i elest yani Cenabı Hak ruhları yarattığında "Ben Rabbiniz
değil miyim? Mealinde: diye sorduğunda,
ruhlar, "Evet Rabbimizsin"
diye cevap vermeleri anı, sözler Allah c.c sözüydü doğru, bu sözlerin verildiği
Kalû Belâ da sözümüzle iman ederken şimdi neden vazgeçmiş gibiyiz, bundan çok uzağız,
o âlemde iman ederken, şimdi bu dünya âleminde, kibri ile kovulmuş melun
şeytanla neden beraberiz, o melun şeytan kandırmakta pek ustadır mahirdir
dikkat edin derken, gerçi Müslümanlık bu âlemde olur öğretmenimizde bilirken,
tam tersi olmadığı gibi bu tersliğe işaret ederken, eyvah Müslümanlığımız
mahşere kaldı diyerekten bizi uyarmaktadır sağ olsun.
Şehidler gaziler kimdir nerdedir
Tarihmiş kültürmüş akla mı gelir
Vatan bayrak iman sade dildedir
Müslümanlık gökte söylüyor şair…
Şehitler ki vatan bayrak iman uğruna ölmeyi göze alan cennetlik olan
lakin ölmeyen Allah c.c. katında misafir olan kutlu nurlu insanlardır derken
şair Şahin öğretmenim buna vurgu yaparak bunu şanlı tarihimizi okuyarak
unutmamız gerektiğini, bu vatan bayrak iman dilde değil gönülde yaşayarak onlar
gibi yaşayarak sahip çıkılır, diğer bir şair üstadın yeryüzünde görmediği imanı
gökyüzüne çıktığını söylediğini ifade ederken, Müslümanlık merhamet insana
değer verme yeryüzünde yapılır derken buna işaret etmektedir. İnsanı sevmekten
ona yardım etmekten bir an geri kalmayan şairimizin gönül güzellikleridir
bunlar.
Çanakkale ruhu Asım’ın nesli
İstiklâl Marş’ımız Akif nefesli
Seyyie Onbaşılar cesur heybetli
Maziye reva mı nisyan kasvetli…
İşte ecdadın tarifi onların merhameti vatan bayrak iman insan aşkı oku
gör anla bil derken, yazık etme bu maziye sen insanlardan kendinden kaçarak
vatana ihanet içinde olma, onları sevme uzaklaş, unutma bunları iç sıkıntıya bu
değerlerden uzaklaşarak düşme. Bizleri yapay oluşumla gündemle sözlerle yıkmaya
çalışan düşman ve onların oyunlarına rağmen imanıyla yıkılmayan ecdat, daha dün
On beş Temmuz gecesini bu ecdadın torunu olduğumuz imanla vatan bayrak insan
sevgisiyle kazandık Allah c.c. yardımıyla çok şükür. Dünya güzelliği çekiciliği
düşmanın varlığı başını döndürebilir sakın bunlara kanma, ecdat karşında senden
On beş Temmuz ruhuyla Çanakkale ruhunu her an yaşatmanı bekler.
Eslâf-ı izâma vefa kalmadı
Edibin şairin bilinmez adı
Sevda türküleri ozan aradı
Yarab aymazlığın dolsun miadı…
Evvelce gelmiş olan büyük zatlar. (İmam-ı A'zam,
İmam-ı Şafii gibi) büyüklere o nurlu insanların değerini kıymetini bilen
kalmadı, yazarın şairin eskisi gibi vatan bayrak iman aşkıyla yazmadığından adı
bilinmez oldu yazanlar olmadı derken , sevdayı gönülde yaşayanlar yaşatanlarda kalmadı,
ozonlar aramaya çıktı bulamadı lakin derken çok haklı,Leyla Mecnun,Kerem ile
aslı Ferhat ile Şirinden bu yana öyle aşkı yaşayan çıkmadı…Burada dua ederek
Yarab çevresinde olup bitenlerin farkına varmayan,
sezmeyen (kimse), gözü bağlı, gafil olan bizlerin gafleti son bulsun sen yardım
et diye yardım istemektedir.Rabbim duasını kabul olan dualar arasına katsın.Âmin.
Böyle miydi heyhat Şark’ın evlâdı
Hançeri sapladı Garb’ın sayyadı
Aramıza girdi şerr ü fesadı
Yetsin artık Yarab mazlum feryadı
Doğunun yani Anadolu’nun evladı böylesine duyarsız değildi, komşusu açken
yatmazdı, sofrasında bir fakir ya da komşusu olmadan oturmaz, halini hatırını
sormadan yatmazdı rahata ermezdi derken, batı batı diye diyenler, o imansızların
medeniyetsizliğini insanı sevmeyen nefretini kinin hazine sananların bozuk niyetlerime
özgürlük insan hakları diyerek elden almalarını maskelerken maskeleri düştü
niyetleri belli oldu, sırtımızdan hançeri sapladılar, aramıza şerri nifakı
fesadı yerleştirdiler, masum insanları katl ettiler, dikkatli uyanık ol ey insanoğlu
derken Şahin Öğretmenim yine iman dolu gönlü ile el Mevla’ya açılmış dua ile
yardım istemektedir bizde duasına iştirak edelim, Yetsin Ya Rab Mazlumun feryadı,
bizleri gören duyan hisseden et, âmin.
Kızmayın a dostlar gönül yaralı
Kâdim tarihimiz mahzûn turalı
Hainler yurdumu sardı saralı
Dilime yas düştü bozdum kuralı…
Tevazu içinde ağır söyledimse, unuttuklarınızı söyledimse gönlüm
yaralıdır kızmayın derken, Ezelden beri bu düşmanların oyunlarıyla tarihimiz bu
ihanetlerle dolu mahzun hep bunları mütemadiyen tekrar tekrar yaşar, dikkatli
olun unutmayın bu ihanetleri oyunları derken, o hainler yine on beş Temmuz
Çanakkale’nin hezimetine doyamadılar, yıkılarak ders almadılar yine geldiler
gelmeye de devam edecekler, saracak elimizden almak için saldıracaklar, bundan
dolayı yeis içindeyim dilime bundan dolayı yas düştü, haddim olmadan sizleri
üzdümse söz söyleme kuralını bozdumsa kusuruma bakmayın, vatan bayrak imanımın
coşkun akmasından, düşmanı yenmeye çalışırken içimizde çıkan hainlerin
hainliklerinde şaşkına dönerek yanarak söyledim demektedir. Her zaman gönül
dostuna böylesi güzelliği söyleyecek şair dosta kadim dosta öğretmene
ihtiyacımız vardır. Biz Müslümanlar her zaman düşmanla savaşarak o zalimleri
yıkılmaya mahkûm ettik, Hükmü ile iradeyi elinde tutan Rabbim, yeryüzüne
bizleri halife yönetici yaparken bu yolda yardımını esirgemeksen, bizlerde bizi
Yaratan Allah c.c. razı olduğu kul olacağız merhametle imanla yol alacağız
inşallah vesselam, selamlarımla.
Mehmet Aluç