Yerleşik duygulardan muafım bu gece
ve ömrün her satır aralığında sen varsın biraz daha ve hep: aslında olması
gerekeni sona saklamışım ve fark ettiğim ıslah olmamış yetim kalbin mahşer yeri
kalabalığından soyutlandığım ki ait olduğum yere daha yeni sığındım.
Öykündüğüm hiçbir mutluluk yok inan
ki ve ait olmamı gerektirecek tek hücre bile yok oysaki kendimi bir hücreye
hapsolmuş hissettiğim zamanlardan gelmekteyim.
Yorgun kıtaları var kayıp zihnimin
bir de atlas yorganı var yalnızlığımın. Vardı, demek isterdim lakin yalnızlığım
pek bir boyutsuz üstelik dert de değil hani ne de olsa gönlümün suru bir hışım
aşkla doldurdum kalan her bir boşluğu.
Gönül dostu bildiğim kimler geçti bu
yorgun dimağımdan sonramı tehir ettiğim bir de öncemi yok saydığım.
An’ımda saklı dualarımdasın yine de
yetmez seni sana anlatmaya ama yüce Rabbim bildikten sonra asla sorgulamıyorum
da hayatı, demeyi çok yeni öğrendim.
Senlik duygulardan çıkıp…
Benlik hicranımla kavrulduğum…
Biz olmak neymiş, sormak bile gelmez
iken aklıma…
Üç noktalı yalnızlığımda hep
seyrindeyim hayatın ve ölümü teğet geçen düşlerimden de artık sorumlu değilim.
Bazen bir heceye düşüyor yolum
aslında sen düşüyorsun her heceye ve açıyorum boş sayfayı derken damlıyorum
derken damıtıyorum düşüncelerimi derken sağaltıyorum acılarımı hep de
sormadığın ama hep de anlattığım; hep dinlediğin bazen susup bazen kızgınlığını
gizleyemediğin…
Sorup soracağım ne kaldı ki?
Sormayı unuttum dünden beri aslında
kendimi unuttum senden beri.
Seni unutmayı ise denedim belki bir
maruzattı belki yanılgı belki’lerimi böldüm geceyle; geceyi böldüm dirhem
dirhem; sonrama öykünen bir sancı ile hemhal oldum ve öfkemi dindiren idi
merhameti Yaratıcının ve ben akıl oyunlarında kendimce s/aklandığım ve
unuttuğum aslında acılarımı uyutup öldürdüğüm.
Bir mizansende buluştuk belki de ya
da yaftalan ne hikmetse bana muratlarımı sunan hatta gerçekleşme ihtimali ile
sadece sevip dualarıma yığdığım gönül hutbem: Allah katında neye denk
düşüyorsam bil ki; sensiz geçen zamanın artığı bir ömürdür ben hala damarlarıma
sevgiyi ve sözcükleri pompalarken.
Hazin midir ömür yoksa yetim midir
varlığım?
Neyin derdindeyse eşrafım edindiğim
ile edilgen bir fiile denk düşüyorum madem, ben de matemimi büyütür sevgiyi
çoğaltırım ve Hakkın nazarında en hüzünlü kalp olmayı da şeref bilirim.
Günlük kaygılardan uzağım artık
sanırım bataklığa saplanan hayallerimi kurtarmayı başardım ve yavaş yavaş
büyümeyi de.
Kaknem sıfatlara düştükçe zalimin
yolu pek bir muteber sanıyorlar pay ettikleri nefreti hele ki yüreklerindeki
siyahlık yüzlerine yansıdıkça daha bir sever oldum aynaları lakin bildiğin
aynalardan değil yine Hak nezdinde bazen bir tufan bazense Kuran surelerinden
mırıldandığım hem de aşkın verdiği şevk ile kendimi sana ve O’na daha da
yaklaşırken bulduğum.
Bilemezsin zira bilmene asla izin
vermem.
Sevemezsin de benim gibi zira
sevmekle mesul olduğun başka insanlar var lakin sevdiğimiz ortak varlık sadece
ve yine Allah’ın rahmetine ve enginliğine sığınıp Allah dostu olduğumuz gerçeği
gerisi sadece benle kalbim arasında.
Dediğim dedik bir insan olmayı zaten
beceremedim zira dediğim hiçbir şeyi ispatlama gücü bulamadım kendimde bu
yüzden sessizliğimle ve yalnızlığımla avunuyorum aslında avuttuğum kadar da
avurtlarımda çökkün yılların izi var, demekten imtina ediyorum hele ki çocuktan
farkım yok iken belli ki bu, görünüşüme de yansıyor ve yaşsız olmayı becerdim
de.
Yasıma da kimse laf etmesin hani
yoksa ben ben’i yaratamazdım elbette Allah’ın bahşettiği bir ben ve benim de
içimde saklı tuttuğum ben’e erişmem… kolay olmadı inan ki ama zoru seven bir
insansan pek de dert değil buna gücün yeter yetmez zaten İlahi Gücün yardımıyla
aştığım sayısız engelden sadece biri.
Denmeyecek ne varsa söylemiş
olabilirim belki de rotamı kaybetmemek adına idi bunca kızgınlığım derken
rotamı sabit kılmayı başardım ve gördüm ki; pek bir gereksizmiş bunca söyleme
tanıklığım ve ev sahipliği yapmış olmam elbette olan sana oldu ya da diğer
insanlara ne de olsa söylenmedik tek cümlem kalmamıştı lakin bu bir kurgu
olmadı asla yine de aklımı kurcalayan ne ise hayli yordu beni ve çevremdekileri
de.
Aklımın ermediği bir dünya yine de
akıl oyunlarından nasiplendiğim kadarı ile kendime yetmeyi öğrendim işte bu
yüzden haricimdekilere yetip yetmeme konusunda artık endişe duymuyorum hele ki
insanlık yetinmeyi ve sevmeyi iyice boşlamışken.
Gönül borcum var kâinata.
Aklımın titrek iplerinde kuklalar var
ve her biri geçen zamanın örtüsünü kaldırdığım içimdeki diğer ben’ler.
Şimdimle iştigalim ama öncemi de
mühürlemedim.
Bazen açıyorum kara kaplı defteri
bazense pembeler konduruyorum satırlara derken şiirler boca ediyorum ve emir
verdiğim zihnimle aşmam gereken yolları ve engelleri aşıyorum yine yazarak ve
yine severek ve en çok da seni ama Allah’tan sonra.
Saklı tuttuğum sadece iyi niyetim ve
bir de içimdeki mızmız çocuk gerçi kirli elleri ile her sayfaya lekeler
bırakıyor ama silgimle temizleyebilmekteyim o kirli sayfayı üstelik koparmadan
üstelik incitmeden zaten alnının pür-ü pak olduğunu söylemeye gerek var mı?
Sevgi kompartımandayım ki bir ömürlük
yolculuğumun devamı yalnızca farklı bu sefer yüreğimin seferi.
Her gittiğim yere seni de götürüyorum
ve kalemimi.
Kalem sensiz olmuyor; sen ise
kalemsiz.
Ben zaten hiçim siz ikiniz olmadan.
Tebessüm ettiğini hissediyorum ve
sadece diliyorum ki; bu tebessümün asla solmasın.
Hayat sonlansa da ansızın…
Sızım geçmese de bir ömür…
Sevmekten kimse muaf tutamaz beni hem
sevdiğim kadar çocuğum; çocuk olduğum kadar da sevgi dolu ve kelimelerin gücüne
inanıyorum aslımı serdiğim yine aslıma erdiğim aslında doğduğum günkü kadar
umut ve hayat dolu.
Kendine iyi bak.