Zamanın ölü gözlerinde saklıyım,
Akladığım İlahi acıların
Piri bir ritüel
Yine savsaklandığım ömrün
Kayıp kehaneti.
Şimdi hücrelerimi öldürüyorum tek
tek.
Hicabın getirisi
Belki kuru çeşmelerin
Suya özlemi.
Tıpkı aşk gibi istikrarsız;
Tıpkı sayaç gibi
Arkadan kurmalı
Yoksa aksayan ayak sesleri mi
Kaderin?
Hani dokunduğum;
Hani unuttuğuma mizansen hazırlayan
Aslında unutulduğumun tetikleyicisi
Her bir imge:
İçimdeki dünyadan arakladığım:
Dünü böldüğüm günlere
Güne biat bölündüğüm hece hece.
Kusuru kendimde arayıp
Tam da gözünden vurduğum
İştiyakın kör nefsi
Bilumum acıdan nemalanıp
Aşka ihanet ettiğimin bildirgesi
Yine saklı tuttuğum sayısız şiir.
Kehanetlerin aslına vakıfım:
Gözlerin nazarında
Kırık bir boncuğum.
Yine düne delalet:
Binlerce ısrarı içtiğim
İftar sonrası
Kundakladığım tüm duyguların
Tek muhatabı
Şu sefil iç sesim.
Haznemde saklı tek hazinem:
Ölçümünde içimdeki dizelerin,
Kardığım ölümlü düşlerin
Nifakıyım belli belirsiz şerh
düştüğüm
Ülkülerin sarnıcı
Aslında sancılı yalnız fıtratın
Habercisi:
Yine adımladığım kadar ıssız;
Issızlığım kadar gerçek;
Gerçekten kasıt
Ela gözlerinde kaderin
Adam boyu bir özlem
Sevgiye ve müttefiki
Sayısız şiire
Sunduğum hüznü
Yediremezken kendime
Yine cahilce sevdiğim
Bile bir ölçüt
Allah katında.
Gönül gözümde saklıyım asıl
Belki asılsız iddiaların tetikleyici
Söylemlerde iz sürdüğüm
Yine kendimim:
Kendimce bir özlem,
Kendimce katık hatta
Kanıt
Belki ürediğim defalarca
Nimet bildiğim hüzünde saklı
Tutulası birlik ve sevda denen
Mefhumlarla ördüğüm mutluluk
masalında
Olsa keşke muhatabım.
Olabildiğince eklediğim
Derken eksildiğim
Denmedik ne kaldıysa
Ölümüne sır bildiğim
Ama ifşa etmek boynumun borcu madem
Asılı kaldığım göğün
Tüm rahmeti olsun üstüme:
Ölmeden defalarca ölmeyi nasıl ki
Nimet bildim
Varsın bir kez daha öleyim
Şiirin dizelerinde.