Şimdi uluyan geceden çaldıklarımı
Asıyorum,
Tepesine ifşa ettiğim
Dünyanın da sesine
Minvalinde çekili tetiğin
Azamet yüklü kuramlarında
Solan çiçek nazarı
Belki gecenin nefsi
Soluksuz kalan nefesi.
Yazmakla iştigal bir perde daha
kapanırken
Sızlayan iç sesi ölümün:
Kuruyan dizelere serptiğim
Hüzün balyalarına basmasın sakın:
Adabımla, edebimle
Can çekişen geceye son ikramım
Yine perdelenmiş ömürden sızan
Üç beş sükût yüklü gözyaşı.
Adım yok
Namerdin listesinde;
Şanım almış yürümüş bir kez
Gönül teknesinde:
Azapla yıkanmış ruhumda
Serzenişin son feryadı adeta
Ömürlük telaşım.
Nakşeden sihri umuda dair;
Bakir cümlelerimde
Kuru sıkı tebessümüm,
Toplarken geçmişi
Yâd ettiğime biat
Ölümü rötuşlayan
Cafcaflı cümleler
Düştüğüm değil peşine
Bilakis
Haşmetli acılardan
Aşırıyorum gıyabında
Nöbete durduğum
Beşinci mevsim gardında.
Aslında isyanların
Ve Allah katında
Bir zerreden daha aciz
Sersem benliğin
Tükettiği hüznü yâd etsem
Günlük reçetemde
Bir doz da mutluluk ısmarladım kâinata
Gelip geçmeden
Afakî sızı
Anlık belki sona dair
Ölümün kırbacı.