Online Üye
Online Ziyaretçi
Sen ayağa kalk
savur sarı saçlarını
hangi mevsim hangi yıl
eski şarkılar akıyor
damarlarımdan
Sonsuz ışık ve duvarlar ardında
sessizlik kıyamet öncesi gibi
tüm evler ve sokaklar aynı
huzursuzluğun boş görünüşü
Şimdi deniz karşısına otur
tek, tek düşen yıldızları say
seni gözlerimle sayıyorum
ve yıldızım düşüyor usluca
Bir kadın geçiyor
mavi gözleri ile
yolların döngülerini izliyor
onun arkasında
dokunur kaldırımlara loş sokaklar
ve haliç ay ışığının koynunda yatıyor
Ayın ayarında martı sesi çınlıyor
mavi ve gümüş kol kola dans ederken
sarhoş bir esinti beni uzaklara savururken
gördün mü henüz saymayı bitiremedim
Ve henüz vazgeçmiş değilim
hala senin adını sayıyorum
adın saymakla yıldızlar gibi bitmez…
Suskun//