Derin bir yaraya üflenen tuz gibidir sabır korlanan üflendikçe destan gibi d’ağlanan hikâyesi susmak kuyu bekleyişi heyhat.
Bağrımızda binlerce serçe ölüsü kimse mesul değil bundan herkes ak kaşık sütten çıkmış beyazmelek yolunda masum herkes.
Kendimiz sorumluyuz kederlerimizden zira hepsini biz icad ettik allayıp gülledik tek tek.
Oysa ruhumuz gerilerde ilerlemiş tıbba rağmen yaralar iyileşmemekte her şey güzel olsun istiyoruz çirkinliklere meylederek ilerliyoruz üstelik bugün arefe..
Sineye çektiğimiz acılar oyun hüzünler şaka gibi çocukları gördükçe savaş icad edilmemiş daha (sayıyoruz) üstümüzde hâlâ kuşlar uçuyor bomba yağmıyor gökten çimenler hâlâ yeşil.
Hayat almış göçünü gitmiş oysa bizden...
Zihnimi yitirmeyi planlıyorum bu sıralar konuşmayı karşıma alıp kırık kalbimi barışı ilan etmeliyim küs hücrelerimle sil baştan olmalı her saçmalık zira hayat devam ediyor gibi karınca kaderince...
Aklı insanlığını milat öncesinde her şey sütliman hâlâ hayallerde hayat bunlardan ibaret hâlâ umut başköşe de - tozlu yine bir bayram öncesi değişsin istiyoruz bozulan her şey nedense gayretle devam ederken kırmalara, kırılmalara.
Her şey bir kenara seni çok özlüyorum anne manasız yaşanmaz derdin ya tam da öyle yaşıyorum üstelik bayram öncesi üstelik bugün arefe...
( Öyle'sinelik Hâlleri.. başlıklı yazı Nar-ı Çiçek tarafından 19.08.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.