Tembel mevsimler durağındayım
Zamandan kasıt;
Ölüme yakın
Bir tanıksa
İlahı duyguların,
Çömez satırların dibinde ekili
Yarınlık buğday.
Göğün kenetlendiği
Vakur bekçilerin aymazlığı
Tam takır aşkın merhameti
Günyüzü görmemiş coğrafyaların
Kayıp bekâreti:
Yine insandan yana dertli çokça ümit
Şaşalı ölümler dillendiren
Şatafatlı hüzün
Yeknesak tomurcuklar açar
Hücrelerinde şiirin
Bir, iki ve derken bitmeye ramak laka
Aşkın şiire ihaneti.
Pompaladıkça hükümranlığında
Ölümün kayıp kopçası
Şimdi nasıl pazarlayacağız
O meçhul sonu?
Devrik olsa da hükmü
Badireler atlatan ümidin
Savsaklanmış hürriyetinde saklı
Terane yüklü kehanetinde
Dünden kalmışsız madem
Tekerinde ömrün
Hulasası duyguların
Çıkmış kerevite.
Ah, bir azığa alsak mısraları
Şaibeli söylemler
Düşmez dilinden iblisin:
Kayıt altında her saniye
Miskinlik adam boyu.
Şerbetlenmiş isyanların
Yana yakıla feryadı
Bin şekle girer kimi zaman
Varlığın esareti.
Pompaladık dünü ve ölümü;
İşkillendik gün boyu
Devasa gölgeler
Fink atarken
Kordon yolunda.
Gerdanında inceden bir telaş
Basireti bağlanmış Şemsin
Temaşasında bin bir eziyet.
Aklın yolu bir;
Sevginin hükmü
Sanır mısın ki geçersiz?
Şimdi miadı dolan kim ise
Görünmesin gözüne evrenin
Koyu lacivert teninde göğün
Kapalım en huzurlu mezarı:
Vakti gelmiştir bir kez
Vakitsiz gidenlere son sözü mademki
Meali rahmetin
Derdi tasayı bırakıp da karışalım
Sonsuzluğa
Yüzü suyu hürmetine aşkın
Kanamaya meyyal güncenin bitiminde.