Örtülü bir sarnıç aşkın hitabesi
Kayıtlı bir zikir yine cafcaflı
dünyasında elemin
Adeta satır başı bir acı
Adına şiirler yazılası göğün
rutubetli terası.
Makberde sivrilen beyitler
Huda’nın çağrısı hüzün benzeri özlem
Dil yarası bir gönülde
Surelerde gezinen yüreğin
İhya edilesi cüssesi
Aslında aşkın ve metanetin
Yüz ölçümü
Boyundan büyük şiirler aşıran
Yalancı çobanın masalı.
Atılası bir yürek
Hep yarına
Delalet
Bir yüklem
Kayıpların zikrinde telaşlı gölgem
Zanların yansıması kara’dan
Aldığım ilham.
Beyitler aşındı hüzünden
Beyitler taşkındı
Mecazi bir firarda baş tacı
Asılı kaldığım göğün
Zar tutan bulutlardan alacağı
Aslında kendi halinde bir şiir
İçimden dökülen zerrelere
Uyuduğum
Evrenin kaosuna yenik düştüğüm kadar
Sivrildiğim bir rüya
Her daim aksıran bir yürek
Belli ki içtimada her duygu.
Önce kaybolan
Ansızın sonlanan bir şarkıdan aldığı
hazzı
Bilumum firarla
Kanatlanan doğasında şiirin
Kepenkleri ardına kadar açık
Ah, dirayetimin sınandığı
Kepaze düzende
Bir sancılı bekleyiş:
Yarına çıkmaz bu umut, her deyiş
Her bekleyiş
Her sitayiş;
Yaralı ceylandan da yaralı
Suskun bir kabulleniş.
Şefaatin sunumunda
Sefa bildiğim her ölgün cümleyi
Evlat edindiğim
Diri ve bitimsiz bir heyecan
Garipsenen varlığıma biat
İhanet etmeden yaşamayı
Şerh düştüm madem
Gerisi zaten yoldaş
Bilfiil yüklendiğimi bilfiil
Yüksündüğüm kadar o kara cehalet.