Zamanın birçok yerinde köyde şehirde ağalar vardı ağalar, bağı bahçesi olsa da gitmezdi bağa, marabası gider çalışanı ezer gelir, ağanın arabası vardı sosyete yerlere girer gezerdi. Zengindi, fakire verir-sadaka zekât fitre değil faizle para, biline- fazlasını alır, ödeyemeyince fakir vatandaş, anında malına el kordu. Bunlar görünüşte zorla –mütegalip- kuvvet kullanarak zorlayarak, zorbalık yapan görünmezdi. Fakir evsiz aşsız kalmış kimin umurunda, kasa dolsun yeter ki! Sanki kendi efendi, fakirler köle, bu yıkım ilişkisini oysa dinimiz yasaklamıştı, Müslüman’dık, uğramadı mı ülkemize uğradı, Arapçaydı Arapçamız yoktu okuyamadık, Türkçesini hiç okumadık, salladık boşluğa, kim tutarsa denk gelirse zenginse es geçer fakirden hesabını sorarlardı. Bu süreç ismi değişse de hala devam ediyor kölelik, sömürge düzenin zenginlerince banka kurarak bir verip beş almalar hala devam ediyor, dün Ramazan ayında Müslüman gibiydik, bayramı kutladık bayramlaştık!

 
Vatandaş artı uç, alma doldurma soyma ucu, ağalar zenginler eksi uç (inşallah eksik olurlar diyeceğim hadi demeyeyim de ne diyeyim) doldur babam doldur, bittimi artı uç çok, şarj ederek artıyı doldurmak yok ibnelik değil mi bu yavşaklık değil mi? Aslında artı uç zengin olan o ağa veya ismini lazım değil beyler zenginler olması gerekmez mi, fakir olanlar artı uç olanlardan faydalanması doğru değil mi? Ama tam tersi! Şimdi diyeceksiniz ki bu olumsuzluklara tepki gösteremeyen, buyruklara boyun eğen, girişken olmayan, pasif insan neden çok, haklısınız, cebinde gezdirdiğin para senin değil de borç aldığın insan aitse, kendi geçimini sağlamak için dış desteğe muhtaç olmayacak şekilde işini kurdun mu? Yok, nasıl olacak bu dediğimiz pasif olmayıp da aktif olma durumu?  Her kapı çalındığında, usulca korkuyla eyvah alacaklı ağanın bankanın adamları geldi korkusuyla nasıl olacak?

 
İster deyin çelişki ister ekşili sirkeli deyin bu iki uç olan artı uç, her zaman eksi uçtarafından sömürülerek bitmeye mahkûm kalıyor, güzelde zaten artı eksiyi tamamlamak içinde, be adam artı bitince onu az şarj et yeniden dolsun… Olur, mu bunca artı bir araya gelince yüksek kuvvetle başına hücum ederse diye tırsmakta bu adamlıktan çıkmış ağalar ya da o adı olmayasıcalar, doluyu boşaltarak dolmaya boşu öldürmeye yıkmaya devam ediyorlar. Zorla, kuvvet kullanarak sa­hiplenen görünmeseler de, buna giden yani zorlama olmadan bunu gizleyerek tıpış tıpış giden olmak için kazandıkları bizlerdeki parayla, çıkış yollarını ekonomiyi yolları alın terimize kısacası cebimizdeki kazanca göz dikerek ellerini rahatlıkla sokarak aldıkları için, bizleri kıskaca alarak kendimiz gitmiş gibi gösteriyorlar. Öylede görünüyor karşıdan bakınca!Cebren bir zorlamada yok, rızamızı almadıkları da yok, imzayı kendimiz atıyoruz lakinbizi oraya gitmeye zorlayan ve bizden aldığını bize, beş kat fazlasına veren bu ağalar adı batasıcalar eksi uçlar sömüren kemirgenleri ancak, fareleri bizler her gün besleyerek üzerlerine on kilo olunca salınca mı kurtulacağız bilmem?
 
Üretim için fabrika açan bizim emeğimizle kazanan bu eksi uçlar hileli meşru yollarına kılıf uydurarak soymaya da devam edecek bu gidişle, vatandaş ne yapsın? Birbirine güvenmez, o kazanmasın ben daha aza çalışırım, onun iki tane evi var benim üç olsun falan filan yalan dolan, işte sana çıktı kazıklı voyvoda, seç beğen kazığını, yer kazandığın azığını, ayağından da alır çarığını sen hala kimseye güvenme birlik beraberlikten kaç vay ki vay vay… El çalışır usta öğünür hani usta? Usta mı kaldı, her gün yerse pasta, elinden kaparlar belide yıkarlar, hoşunuza gitti ise devam deyin, kendi işinizi kurarak birlikte ortaklık kurun aşınız yiyin, ama nerede o imkânlı zaman derman iman insan, vesselam.
 
 
Mehmet Aluç

( Artı Uç Eksi Uç Kısacası Dolu İle Boş Uç-1 başlıklı yazı kul mehmet tarafından 19.11.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu