doğduğumda ağladım
gülümsedin
ürkektim cesaret verdin
ıslak gözlerimde korkularımı öptün
dokunuşlarında mutluluğu tattım
sevincim oldun yüreğimde
yürüdüm anne
ıstıraplar kundağım oldu
keder ninnileriyle büyüdüm
çocukluğumu içimde unuttum
kendim olamadım
kolların sarmaya yetmedi
kaydım uçurumlara düştüm
incindi bakışlarım
oyuncaklarıma doyamadım
çaresizliklerimde tükendim
damağımda süt kokusu
bebekken yaşlandım anne
hayal pencerem kapandı
serçeler konmaz şefkat pervazıma
çirkinlikler hüzünle üşütür yangınlarımı
her gün daha acı hıçkırıklarım
gördüklerim anlattıkların değil
kötülükler çiğnedi altında kaldım
gerçekleri neden anlatmadın
içim kanıyor anne
gecelerimden ninnilerin firar etmiş
kirpiklerime endişeler tünemiş
günahlarda kirlendi duygularım
gülümsemelerim is pas içinde
göz yaşlarım artık tatlı değil
oynadığım boncuklar dağıldı
toplayamıyorum anne
yağmurlar bahtıma bulanık damlar
rüyalarımda kelebekler uçmuyor
kalbim dualara susuz kaldı
beni benden çaldılar
sevmeyi unuttum anne
gül bahçeleri gönlündü
güzel kokular gittiğinde tükendi
deve dikenleri sarmış her yanımı
dünlerime baykuşlar kondu
yarınları birileri götürmüş
bu gün var sadece ellerimde
içinde elemler
son yolculuğunda ıslaktı gözlerin
ölümü zor sanmıştım
damlalar tebessümlerine karıştığında gördüm
hüznün benmişim meğer
kalmak daha müşkülmüş anne
bırakma diye sarıldım göz bebeklerine
omuz silktin buğulu baktın
gitmen gerektiğini anlamıştım
sevdiklerinin ıstırabı bağrında diken
sevinç ürpertilerini yutkunarak
en sevgiliye kavuşmayı arzuladın
bütün çiçekler anne kokarmış
toprağında açanlarsa sensin
başka yerde rayihası olmayan
özlemin yaktı bitirdi anne
ya rüyalarımda gel öpücüklerinle
seni bana geri ver
ya da çağır yanına
hasretimi dindir anne