Bir baştan
diğer başa dolaştım da şu yalan dünyayı,
Kocaman şehirlerde
debdebe, varoşlarında sefalet,
Sokaklarda ve
insanlarda kaybolmuş istikamet,
Hep gayesizce
ve hedefsizce emekleyenler gördüm…
…
İnsanlığın bir
himmet ve hizmete muhtaç olduğunu,
Merhamete aç tüm
yürekler yangın yeri olduğunu,
Zahmet ile
mihnetin de kol kola devriye gezdiğini,
Sersefil susamışken
ab-ı hayat bekleyenler gördüm…
…
Şeytan atmış
ağını da, sarıp sarmalamış insanlığı,
Nefsin
bataklığında debelenip doldurmuş sahanlığı
İnsanlık ümitle
ümitsizlik arasında çırpınırken,
Şeytanın
önünde sırasıyla ceket ilikleyenler gördüm…
…
Nerdeyse her
yerde devlet olmuş, kocamsan bir dev,
İnsan soyulmuş
soğana dönmüş, yığınla çıplak et,
Korkuyla
bekleyiş, yokluğa doğru dönmüş avdet,
Yetmezmiş gibi,
bir de durmadan tetikleyenler gördüm…
…
Zemherinin en sancılı
ve yorun vakitlerinden geriye,
Ve sabrın acı
ilmiğinden imtihanla geçip gelen,
Sabırsızlıkla
ve muştuyla seyran edip baharı bekleyen,
Tüllenmiş
karların altından başını itekleyenler gördüm…
…
Tüm korku,
ümitsizlik ve çaresizliğin hükmüne rağmen,
Umut ve güvenle
direnmeye ve mücadeleye devam ettiler…
Baharı
beklerken, ol emriyle kir ve günahlarını terk ettiler,
İmanın
duldasına sığınarak hayat yedekleyenler gördüm…
…
Tüm varlık
Hakka bakarak âlem-i berzaha doğru akıyor,
Sanma ki kabahat
közdedir, seni kendi günahın yakıyor,
Dolaştım
yeryüzünü, aradım Hakka kulluğun özünü de,
Din
gününde tüm kulların affedilmeyi beklediğini gördüm.
…
Ant.310119