HER ŞEY AŞİKÂR
Sufiler ve filozoflar tarafından kâinatın “varlık/varoluş sebebi” olarak telakki edilen “aşk”, Arapça sarmaşık anlamındaki عشــق/a-şe-ka (ışk) kökünden türemiş olup şiddetli ve aşırı sevgi; bir kimsenin kendisini tamamen sevdiğine vermesi, sevgilisinden başka güzel görmeyecek kadar ona düşkün olması gibi manalara gelir (İbn Manzûr: 1299).2
AŞİKÂR
Her şey âşık’a kâr
Aşikâr: Besbelli olan, ortada olan, gizli olmayan, apaçık, açık.
Her şey Aşikâr bak gör etrafına besbelli olan, ortada olan bellidir, hem de apaçık. Apaçık olan nedir? Aşk kime âşık’a, âşık olan zata aşk âşık’a bir kârdır kazançtır, kazanımdır. Âşıkâr, aşk akar, nereye akar akan nedir? Pınardır aşkla âşık akar, pınar nedir aşk’tır. Aşk nedir her şey besbelli, besbelli her şey nedir? Âlemlerin Rabbinin ve yarattığı aşkın, apaçık belli olduğu aşikârdır. Her şey, aşk. Aşk nedir? Sevmektir, sevmek nedir aşktır. Âşık’a kâr olan nedir? Ararsa Rabbidir, candır canına can, bunlar aşikâr. Belli olan, belli olmayan nedir? Aşk’tır belli olan, belli olmayan gelen aşkın gelirken belli olmaması, ne zaman gelir aşk? Anda gelir, beklenilmeden gelir, gelince ne olur gelişi belli olur. Nasıl belli olur? Her şeyi yerle bir eder silkeler kişiyi âşık olanı, aklı gider akılla hareket edemez, aşk gönülle hissedilir, aşk gönlü ister. Akıl gider, âşık sanki delidir ama deli değildir velidir, gözlerinden bakışından bellidir, güzeldir sevgisinden bellidir. Bakışından gülüşünden bellidir aşikârdır. Dünyayı terk edişinden bellidir. Dünya nedir? Şu an belli olan yaşadığımız mekân. Şu an belli, sonrası belli değil boş olan. Nasıl gülümsemeli. Ne demeli hak demeli, aşkla demeli gülümsemeli, nasıl gülümsemeli? Hissederek yaşayarak, hakkın yarattığını sevmeli. Güldürmeli gülmeli, ecel gelince gitmeli, kime gitmeli hakka gitmeli. Nasıl gitmeli? Aşkla… Bir an ortaya çıkmadan hiç olanı var edene yürümeli, şimdi hiç olan hiç değildir, şimdi var olan gidince var olan, varlığından bir şey kaybetmez Aşk böyledir… Var edeni bilmeli, hiçlikle var edeni aşikâr edeni aşkı yaratanı sevdireni güldüreni aşikâr olanı yaratan Allah c.c. bilmeli, ben varım dememeli. Hiçliği bilmeli, güldürenle güldürmeli, hep güldürmeli gülmeli. Ağlatanı yere sermeli.
Anlaşılır
Âşık-a aşi-kar, aşıka her şey kâr, aşıka aşikâr olur belli olur görünmez denilen görülür hissedilir anlaşılır. Aşksız kârsız dünya dar, aşıka dar. Aşıka dünya dar var dünya aşıka var, aşk dünyayı değil aşkı yaratanı cananı yaratılanı sar, var… Hakka var. Hak olanla her şey var. Hak yoksa gönülde her şey dar, yakar nar. Hak yoksa hiçlik var, hiçlik hakla aşikâr. Anla var. Anla sar, anlamayan yâr. Canda aşk var, aşikâr, canda Rabbin ruhu var. Aşikâr, sonsuzdur ruh, bedene aşkla hayat verir, ruh gider beden olur ceset, ruh ölmez içinde aşk var, aşikâr.
Canda Candır
Aşikâr; aşikâr a-şık âşık şıktır her şeye uygundur, barışıktır canlılıktır cana candır, canda candır…
Allah c.c. ile insan arasındaki gerçek ilişkidir
Allah c.c.ulaşılan yoldur.
Uzatılan eldir koldur.
Sevgisi boldur.
Boş olan testini varda doldur.
Aşksız gönül bahçesi boştur kurudur.
Mutlak olan güzelliktir.
İlâhî Bir Hakikat
Ahmed Gazzâlî aşkı, ezelî ve ilâhî bir hakîkat olarak tanımlar. Buna göre aşk, ezelde neş’et eden Zât-ı Ahadiyete ait bir hakîkattir. Mutlak hakîkat, mutlak aşktır.
“O (aşk) kuşun ve yuvanın bizzat kendisidir; zâtın ve sıfatın, tüyün ve kanadın kendisidir. Havanın da uçanın da kendisidir. Avcının ve avın, hedefin ve hedef edilenin, tâlibin ve matlûbun kendisidir. Evvelin ve âhirin, sultanın ve teb’anın, kılıcın ve kının bizzat kendisidir. O hem bahçe hem ağaç, hem yuva hem kuş, hem ağaç hem de meyvedir.”1
Sarmak Düşer
Aşikâr, aşi-k-ar, aşıka ar düşer, yâr sarmak düşer. Aşk, sevenin sevdiğini elinde ve çevresinde bulunan her şeye tercih etmesidir, O aşkla atan yaşayan yeşeren kalbin Rabbinin muradına boyun eğmesi, ram eylemesidir. Aşk kar etmektir, her daim kazanmaktır. Aşikâr belli olanla görünen bilinenle hayatını devam ettirmektir.
Unutmayalım ki bizler aşkla şevkle, Rabbimizi tanımadan yapacağımız kulluk hayalî bir kulluktan ibaret olacaktır. Aşk bağlanmaktır, aşikâr olana. Bakınca âleme geceye gündüze ağaca kuşa ölüme hayata, şu an görünmeyen Mevla ve aşkı aşikâr olur.
Aşk; içinde yaşadığımız âlemin içinde bizlerin bir varlık olmamızın sebebi ve bunun hikmetini kavramak bu hikmeti tam manasıyla anlamak için bir adım atarak, varlık sebebimizi anlamaya yönelmek, tüm susuzlukları mutsuzlukları gideren ilahi bir mutluluk pınarı, bütün insanlığın mutluluğunu düşünmeye sevk eden bir araç ve vasıtadır aşk.
Mehmet Aluç
Kaynak
1-İlmî ve akademik araştırma dergisi-34 [2014/2], s. 23-44 Aşkın Kazandığı Tasavvufî Muhteva: Ahmed Gazzâlî, Baklî ve Irâkî Çizgisi -Halil BALTACI
2-Ahmed Yesevî’nin Dîvân-ı Hikmet’i Ekseninde Tasavvufi Düşüncede İlahi Aşk- Betül Gürer. bilig KIŞ/2017/SAYI 80