Bir
Ayrılma Ve Kırılma Noktası
Bir
ayrılma kırılma noktasına gelince insan dosttan ayrılınca, ya da yoldaki taşlar ayağa
takılınca dostlardan ayrı kalınca, etrafını tanıdığın lakin tanımakta güçlük
çektiği insanları görünce, insanın gönlüne kıymıklar batıyor. Oysa dünden
tanıdıklarını bugün tanımaktan güçlük çekmek, yaşamalarımızı etkileyen
kulvarlar da bir süreliğine ayrı kalmak hüzün ve acı veriyor! Oysa dün demli
bir çayın koyuluğunda muhabbetle, vatan bayrak beka derken bugün bu değerler
sonraya kalsın, dıştaki düşmanlarla bir olmayı utanç görmeyen, normal bir
yaşantı şeklinde görenlerle kulvarlarda ayrı kalmak üzüntü ve acı veriyor.
Bugün
dün kucaklaştığımızdaki sıcaklığı bugün kaybetmiş olmak İstanbul’a ve bizlere
yalanla dolanla çalanların, bugün onların safında olması yıktı diyebilirim. Kim
kazanırsa kazansın tebrik ederim lakin bu öyle değil, dün istediği gibi küfür edenler
milleti seçilmişleri aşağılayanların yanlarında dostlarımızın olması, kırgınlıktan
öte bir yara açtı gönlümde. Bu yara elbette ki dik duruşumuzla yola devam
edişimizle iyileşecek, lakin dostlarımızı dün sıcaklık duyarak sarıldıklarımız
bugün buz gibi karşımızda buzdan insanlarla yan yana olması acı verdi!
Dün
icraatlarıyla insanları aşağılayanlar çevresine
ne kadar faydalı olduğuna dair bir sorgulanmadan, toplumun örnek gösterdiği
insanları aşağılamaktan çekinmeyen, bir genel başkanın ve onunla aynı safta
olan insanı seçmek gönlümüzde yara açsa da, yılmadan doğruyu seçerek yalanları
yıkarak yola devam edeceğimizde aşikârdır. İsterdim ki vatan bayrak millet beka
diyen kim olursa olsun onun kazanmasıydı, lakin söylemleri batıyla endeksi
hareketleri batıyı sevindiren adımları onları takip etmesiyle böylesine bir
insanın seçilmesini, hiç istemezdim lakin seçildi. İstanbul’a hayırlı olsun
diyeceğim, lakin hayırla işi olmayanlar ne hayır getirecek oda ayrı bir muamma!
Selamlarımla.
Mehmet
Aluç