Yollarım Hep Kavisli Ve Yokuşa Çıksa Da Yürümek Zorundayım.


          kavisli yol yokuÅŸlu yol ile ilgili görsel sonucu


 Mevsimin seyri gibi, her an değişen duygularının hapishanesinde, bir an serbest kalırken bir an müebbet hapis cezasıyla karanlığında kalıyorum. Aydınlık berrak duygularını kaybeden sen, ararsan bulursun lakin buna pek de niyetli değilsin! Oysa nefessiz yaşayamam, ben içinde hapis kaldım nefes almadan yaşayamıyorum, sen nefes almadan yaşayabilir misin ki benim yaşamama için nasıl izin ve müsaade veriyorsun? İçinde hapis kalırken sayısız adaklar diledim, gül bahçelerine çiçekler dikmek, yolda göreceğim ilk yoksula cebimde ne varsa vereceğime dair...

 

 Esir düşmenin sağanağından kaçamadan, özledim rahmet olarak yağan yağmuru, toprağın o mis kokusunu, çiçeklerin toprağın sevincini… Bir ihtimal var mı bunları tekrar yaşamak için diye düşünürken sen hala duygusuz hislerinle gezinerek, bir ihtimalin gülüşünü arıyorum kendimce, olur mu bilmem beklemekten başka bir şıkkım da yok! Şöylesine küçük bir esintiye hasret kalmış olarak yaşıyorum. Bir hecenin sözcüğün ve bir “g ve ya j” nin bu yuvarlak kıvrımına tutunmuş aşağıya düşmemek için çırpınıyorum, ne sen görüyor hissediyorsun bu çırpınışımı bu duygusuz halinle!

 

 Bir heyecan duysan müebbet hapislik hayatım serbest kalmamla nihayet bulacak, kulağına fısıldadığım aşk neşe dolu sözler, bir kulağından girip bir kulağından çıkarken, gönül merkezine girerek temas etmiyor galiba. Ben yine müebbetliğime geri dönerek, tüm sözcükleri kelimeleri kendim gibi müebbet hapis cezasıyla kendim gibi hapis edeyim, çünkü onlarında bir etkisi olmuyor! En iyisi anlamsız sözcüklerin koridorunda fink atarak gezineyim, senin ve kendimin ve sözcüklerin karanlığında.

 

 Yollarım hep kavisli ve yokuşa çıksa da yürümek zorundayım, düşsem de dizlerimi kanatsam da, lakin bu yolda terk edilirken senin duygusuzluk yolunda eminim ki, bir yüksek lisan alarak kurtulabilirim belki de bu yolu tamamlamadan yorularak yolda kalırım, bakalım göreceğiz. Ben düşlerimin mevsiminde bu hayalleri kurarak gerçekleştireceğim ve sen hala duygusuz bu hayattan aşkımdan zevk almadan, yaşayacak ve mutluluk nedir bilmeden hala ben ısrarcı tavrımla sana aşkı sevmeyi anlatırken sen anlayamadan /anlamak istemediğin için, bir gün kendine bile gülümsemeden hayatına sonunda mutsuz bu dünyayı terk edeceksin… Lakin ben bunun böyle son bulmaması için, seni bu karanlık yanılgıların uçurumundan kurtararak, aşkın gülümseten mutluluk yoluna bırakarak beraberce el ele yürüyeceğiz.

 

 Yeter artık gönlünün içindeki mevsimsiz yılların mevsimlerin seyri değişerek yaz ayı olsun birazda kış olsun ama arkasında ilkbaharda gelsin, yoksa mevsimsiz yaşanılmaz! Vesselam, selamlarımla.

Mehmet Aluç


( Yollarım Hep Kavisli Ve Yokuşa Çıksa Da Yürümek Zorundayım. başlıklı yazı kul mehmet tarafından 23.07.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu