Dünyanın iç çekişindeki rahmeti
biliyor musun?
Biliyor musun kolalı yüreğimden taşan
a
Aşkın geçkin yaşlarını?
Belki de gözümde büyüttüğümden çok
başkadır
Başkalarının hayalleri
Ve mıntıkamda şaşkın bir rubai
Örselenen varlığım da fitili
ateşlendi mi…
Başlar sönmek bilmeyen bir yangın;
Canhıraş gölgelerin kodaman çeperlerinde
İnilti saklı
Bir de zamanın dokusu…
Hangi yıldaysak ve de saatleri bir
bir çalıyorsak
Metazori bir gülücükle
Sırtlandığımız kaftan.
Ah’ların bir ilki var mı peki?
Yoksunluğun da sayacı
Takılan ibresi
İlla ki müzmin hüzünden ibaret
Yerin göğün gözyaşı.
Irkı olmayan bir mevsim belki de
Tebaasının ihanet ettiği şehir ve
ışıkları
Mevsimin dökümlü etekleri
Elbette sabır taşına dönen metanetim
Ummanlarda yüzüp de dibi gördüğüm
Bir elem
İçimin cafcaflı yangın ve söylemleri
Ölüm de bir madem ve dirim de
Aşka kazık kakan hangi muhabbet kuşu
kaldı ki
Eşi ölen ve yasını tutan geride?
İrkildiğim her renk ve insan
Aslında her insan ayrı bir renk ve de
ırkı yokken
Sevginin
Dibi tutan bir yangında mı yandı
düşlerim?
Zamanın makûs talihi
Aşkı azat eden bir tanrı
İçimin menkıbeleri
Ölüm sızdıran bir sayaç ve kuytu
İstikrarla serildiğimiz öbek öbek
Devasa mabedin de yıkıldığına delalet.
Her geçen günün dünde kalan özlemi
Günlük bir şiirde oyalandığım
Avuttuğum kendimce istikrarlı bir
kaygı
Düşüşe geçen mevsimde
Diri bir tedirginlik
Eften püften ne çok yanılgı
Aşkı hibe eden o dama taşı
Mevsimin kiri ve kini kabarırken
Mevsimler de mi özendi yoksa zalim
faniye?
Gölgeler bir bir rüştünü ispatlayan;
Kanıksanası ne çok insan
Özlemle yâd ettiğimiz
Dünün defterinde yerini almış
Utkunda aşk;
Nutkunda tutkun bir telaş
Ufka dalıp da gözleri şiirin
Unutulmuşluğu şairin sanki pek bir
elzem
İnsanın tininde bir yergi ve yargı
Az sonra kalbura dönecek yürek
yeniden ve yeniden
Asası hayallerin hangi imge ise
Satırlarda hep mevcut dinmek bilmez
hazan.