YARIM KALAN ŞİİR
“Yüreğim
yangın yeri” dedim,
Ne ateşimi
gördün, ne de söndürdün.
Bir kez gönül
gözünle,
baksaydın
gözlerime
Yanardı avuçların,
Yüreğimi alsaydın
ellerine.
Kayboldum
gözlerinde,
Ne olur ağlama,
Yaşlanıyorum
artık,
Kalp atışlarım
yavaşladı.
Güldüğüm filimler
azalırken,
Ağladığım şarkılar
çoğaldı.
Her gün biraz
daha yalnızlaşıyorum,
Ama şikâyetçi
değilim hâlimden,
Ciğerlerime seni
dolduruyorum
Sigaramın
dumanıyla,
Kokunu
sindiriyorum,
Sensizliğin
hasretiyle sararmış,
Yalnızlığımı
paylaştığım
odamın
duvarlarına.
O anlarımda hep
seni yaşıyorum.
Biliyorum,
dönmeyeceksin,
Dönemeyeceksin.
Zararı yok,
Gelmesen de olur.
Şimdilik
hâtırâlar yetiyor bana.
Günaha mı
giriyorum?
Hayâlimde
saçlarını okşarken.
Öperken cüzdanımdaki
resmini,
Bilmiyorum,
Ateşe dokunmuş
gibi yanıyor,
Ellerine değince
ellerim.
Yazamıyorum işte,
Bu şiir de yarım
kaldı.
Kalkalım yavaş
yavaş,
Garson, getir
artık şu hesâbı,
Hasbihâlim yeter
mısralarla.
Şâir değilim ki,
şiir yazayım,
Kapatalım defteri,
kitabı,
İçmedim,
içmeyeceğim,
Zaten sarhoştu
yüreğim,
Sevdiğimin
hasretiyle.
Öylesine
geldim, gidiyorum,
Olmaz ya,
şâyet soran olursa,
Şâir
bozuntusu nerede diye, beni,
“Sararmış
eski bir resme bakıp bakıp,
Üç beş satır
karalayıp gitti” dersin.
“Sevdiğinin
hayâline dalıp dalıp,
Sevdikçe
yandı… Yandı…
Yandıkça
eriyip bitti” dersin.