Yusuf güldü. Lola’nın yazdığı kitabı şehirdeki müfettişler almamışlardı. Daha sora Başmüfettişler kurulunun özel ricasıyla bütün müfettişler kitabı satın aldılar.
-Sadece şunu söyleyebilirim Valentina. Yönetim binası bölgesine bakan Ofis müfettişler arasında pek popüler bir ofis değildir. Gerçek suçlularla mücadele etmedikleri için sadece başarılı ama yaşlı veya etkili tanıdıkları olan müfettişlerin çalışmak istedikleri bir ofistir. O ofiste çalışanların sözleri müfettişleri bağlamaz. Kusura bakma ama ablanın az da olsa kandırıldığını düşünüyorum.
Valentina’nın kıkırdadığını duyunca başını çevirdi.
-Ablanla anlaşamıyorsun galiba dedi Yusuf.
-Doğrusunu istersen evet Yusuf. Küçüklüğümüzden beri anlaşamayız. Her şeyi bildiğini düşünür. Herkesi yönetmek ister. Yönetilmekten hoşlanmam. Yanlışını kabul etmek istemez. Bu yüzden zor durumda kalması bazen hoşuma gidiyor. Ben Ofis’in kuruluşunda sana danışmasını söylediğim halde her şeyi bildiğini babama göstermek için sana danışmadı. Senin kendisi kadar bilgili olmadığını düşünüyordu. Ofis kuruluşunu basit zannediyordu. Kendi başına becerebileceğini zannetti.Babama Ofis’in kuruluşunu tamamladığını söyledi.Ertesi gün babamın yanında mahcup oldu.
Bir an düşündü. Kahvesinden bir yudum içti.
-Ablam kötü niyetli değildir aslında. Onu bu duruma bina çalışanları getirdi sanırım. Söylediği her şeyin doğru olduğunu söyleyerek mükemmel biri olduğuna inandırdılar onu.
Kalın kirpikli iri gözlerini Yusuf’a dikip devam etti;
-Ben onun gibi olamadım hiç. Yönetim binası çalışanlarının riyakârlıkları beni sıkıyor. Bazen tahammül edemiyorum.
Aklına gelen düşünceyle kıkırdadı.
-Biliyor musun Yönetim binasında en sevmediğim kişilerden biri kat sekreteridir. Kendini matah biri zanneder. Meclis başkanına yalakalık yaptığını herkes bilir. Silahını omzuna dayayınca yüzü kül gibi oldu. Altına kaçıracak zannettim.
Birden gülmeye başladı. Kendini tutamıyordu. Sinirleri boşalmıştı adeta. Sakinleşti bir-iki dakika içinde. Çantasından bir sigara çıkarıp yaktı. Yusuf caddenin karşısından gelenleri görünce oturduğu koltuktan kalktı.
-Biraz bekle Valentina dedi. Teknik servisten geliyorlar.Kapıyı açıp geliyorum. Başlarında durmak istersen sende gel.
-Hayır, Yusuf bırakalım işlerini istedikleri gibi yapsınlar.
Yusuf aşağıya inip kapıyı açtı. Servisten gelenlere talimatlarını verdi. Yanlarında gelen temizlikçilere odaları temizlemelerini söyledikten sonra tekrar yukarıya çıktı. Biraz sonra orta yaşlı bir adam kafeye geldi.
-Efendim dedi saygılı şekilde. Beni ajanstan Bayan Tuna gönderdi.Kafeyi çalıştırmak için sizinle görüşmemi söyledi.
-Tamam dedi Yusuf. Kafe gördüğün gibi burası. Şu anda kazancınla ilgili bir şey söyleyemem. Apartmanda oturanları tanımadığımız için buraya gelirler mi bilmiyoruz. Binada yaklaşık 15 kişi çalışacak. Kafede alkol satmak yasaktır. Çalışmak isterseniz hemen temizleyip başlayın. Yarın personel görüşmelerini yapacağım çünkü.
-Ben biraz düşünüp size haber versem olur mu?
-Elbette yalnız geç kalmayın.
Adam çıkınca Valentina aklına takılan şeyi sordu.
-Yusuf Güvenlik ofisi’nde çalışırken kafeye dışarıdan gelenlerin bulunması doğru olur mu sence?
-Merak etme Valentina kiracıların güvenlik sicilleri temiz. Ofis’i görmeden dışarıdan giriş var. Çalışmamızı engellemez. Kafelerde inanılmaz bir bilgi akışı olur.Çoğunlukla bu bilgi akışı için bile kafe çalıştıran ofisler var.
Valentina sıkıntıyla etrafına bakındı.
-Ben sıkıldım Yusuf. İşler bitene kadar beklemek zorunda mıyız? Acıktım da. Çıksak olmaz mı?
-Tamam, çıkalım Valentina ben gelir kontrol ederim.
Isıtıcıyı kapattı. Telefonla önce kafeyi arayıp yer ayırttı. Sonra ajansı aradı. Birlikte aşağıya indiler. Yusuf teknik servis sorumlusuna gerekli talimatları verdi.Ararlarsa gidecekleri kafenin adresini ve telefonunu verdi. Çıktılar. Kafede siparişlerini verip beklerken Valentina konuşmaya başladı.
-Bir hafta içinde bitirebilecek misin Ofis’in kuruluşunu Yusuf? Umarım bir aksilik olmaz.
-Merak etme Valentina kuruluş işlemlerinin çoğu bitti. Beni asıl düşündüren kuruluş işlemleri değil.
-Nedir Yusuf? Ben işin zor kısmının kuruluş işlemleri olduğunu zannediyordum.
-Haklısın aslında Ofis kuruluşunda en zor olan işleri tamamladım. Sözleşme hazır. Bina hazır. Malzemeler ve büro döşemeleri hazır. Kuruluş işlemlerini hazırlarken aklıma gelmeyen bir konuyu dün gece fark ettim.
Valentina dikkatli bir şekilde dinliyordu.
-Önemli bir konu olmalı. Yoksa ablamın problem çıkaracağını mı düşünüyorsun? Öyle düşünüyorsan merak etme.
-Hayır, Valentina ablanla ilgili bir problemim olacağını zannetmiyorum. Başkan Ofis’in kuruluş masraflarının Konsey ve Meclis bütçesinden karşılanacağını söyledi.Tahminim doğruysa Meclis Başkanı Ofis’e meclisi temsilen birini görevlendirecektir.Önce bu tür temsilciler çok sorun çıkarttılar ofislerde. Görevlendirilecek kişinin yaklaşımına göre Ofis’in ömrü kısa olabilir diye tedirginim biraz.
-Çok karamsarsın Yusuf. Biraz iyi düşün.
Yusuf Valentina’ya baktı.
-Umarım sen haklı çıkarsın Valentina. Her zaman en kötü durumlara göre planlama yaparım.
-Ben artık ofis konusundan bıktım. Başka konu yok mu konuşacak?
Gülüştüler.
-O zaman sen anlat Valentina.
-Kız arkadaşın var mı?
?
Valentina Yusuf’un şaşkınlığına kahkahayla gülmeye başladı. Yusuf tahmin etmediği bu soru karşısında afallamıştı. Şaşkın şaşkın Valentina’nın yüzüne bakmaya başlamıştı. Va- lentina’nın gözlerinin içi gülüyordu. İki haftadır tanıdığı ve sevmeye başladığı bu soğukkanlı adamı şaşırtmak hoşuna gitmişti.
-Sana farklı birisin derken bunu kastetmiştim. Kadınlarla konuşurken senin gibi konuşulmaz. Kadınlar kendilerine kompliman yapılmasını isterler. Senin işin hayatın olmuş.Yemek yerken bile iş düşünülür mü? Şimdi soruma cevap verecek misin?
Yusuf kısa bir an düşündü. Valentina haklıydı.Her yerde ve her zaman bürodan bahsederek kabalık yapmıştı.
-Haklısın Valentina dedi. Özür dilerim.
Valentina cevap bekliyordu.
-Hayır dedi. Kız arkadaşım yok. Hiç olmadı. On beş yaşımdan beri çalışıyorum. Kızlar benimle ya kafeden ücretsiz alış veriş yapabilmek için ya da onları korumam için arkadaş olmaya çalıştılar. Bir müfettişle kim arkadaş olmak ister ki? Seni bile birkaç günde sıktım. Müfettişle hayat geçirmek zordur. Tahammül edilemez bir hayatımız olduğunu kabul etmek gerek.
-İşini ofis’te bırakmayı becerebilirsen eğer…
Valentina sözünü bitirmeden önündeki kadehteki suyu içti. Gözleriyle Yusuf’u takip ediyordu. Anlamış olmalıydı. Yusuf gözlerini kaçırdı.
Aynı saatlerde Başmüfettiş Kılıç Bey Yönetim binasının arka tarafında bulunan üç katlı Başmüfettişler kuruluna ait binanın toplantı odasının önünde bekliyordu. Yılar önce şehirde güvenliği sağlayacak projeler oluşturmak ve müfettişlerin daha iyi çalışmasını sağlamak için oluşturulan bu kurul zamanında çok güzel başarılar elde etmişti. Aradan geçen zaman içinde etkinliğini yitiren kurul artık ömrünün son günlerini rahat geçirmek isteyen kurul üyeleri yüzünden Şehir meclisinin güdümüne girmiş ve iyice itibar kaybetmişti.Kılıç Bey’in bu kurulda çalışmaktan dolayı bir ümidi yoktu. Yaşlı ve fiili olarak müfettişlik yapmayan insanların oluşturduğu kurul rutin toplantılarını yapmaktan başka bir iş yapmaz olmuştu. Sadece Finans Merkezindeki hesaplarını düşünen Başmüfettişler Kurulu üyeleri, Kılıç Bey’in görevlendirilmesine Başkan’la arasını iyileştirmek için karşı çıkmamıştı. Normalde 60 yaş üzeri Başmüfettişleri kurulda görevlendirmek prensiplerini çiğnemişlerdi. İvanov yüzünden iyice azalan itibarlarını kurtarmaya çalışıyorlardı. Kapıyı Kurul sekreteri açıp Kılıç Bey’e işaret edince Kılıç Bey yerinden kalkıp odaya girdi. Gösterilen koltuğa oturdu. Masa da 11 kişi vardı. Masanın baş tarafında 70 yaşında gösteren Kurul başkanı oturuyordu. Karşısında sekreter bulunuyordu. Diğer üyeler karşılıklı oturmuşlardı. Kılıç Bey tebessüm ederek kendini başıyla selamlayan kurul üyelerine karşılık verdi başıyla. Kurul başkanı işaret edince sekreter gırtlağını temizleyip konuşmaya başladı.
-Başmüfettişler kurulu’nun toplantısını açıyorum. Gündemimizde Başmüfettişliğe terfi eden Kılıç Bey’in kurulumuzda görevlendirilmesi ve kendisine verilecek görev vardır. Kılıç Bey yeni görevlendirildiği için Kurulumuzun çalışma düzeninden kısaca bahsetmek istiyorum. Daha sonra Kurul başkan’ımız ve Kılıç Bey kısa bir konuşma yapacaklardır.
Önündeki sürahiden bardağa su doldurup yudum yudum içti. Gözlerini e dikip devam etti;
-Başmüfettişler Kurulu 11 üye bir başkan olmak üzere 12 üyeden oluşur. Kararlar salt çoğunlukla alınır. Oylamada eşitlik olursa Başkan’ın ve sekreterin oyu iki oy sayılır. Her üye çağrıldığı zaman toplantıya katılmak zorundadır. Kurulda görevlendirilen Başmüfettişler isterlerse Ofis’lerini bağlı yetkili müfettişlere şartlı devredebilirler. Bundan dolayı gelirlerinde azalma olursa fark Kurul gelirlerinden karşılanır. Kurul tarafından verilecek görevler ve bu görevin gereği olarak tanınacak imtiyazlar reddedilemez.
Sekreter sustu karşısındaki Başkan’a baktı.Konuşması bitmişti. Kısa süreli bir sessizlik oldu salonda. Üyeler Kurul başkanı’na bakıyorlardı.
-Başmüfettiş Kılıç Bey diye söze başladı Kurul başkanı.Uzun zamandan beridir ne kadar başarılı ve meslek itibarına uygun çalışmalar yaptığınızı biliyoruz.Bildiğiniz gibi Yönetimin Kuralları’na göre kurulumuza verilen bazı görevler vardır. Suçla mücadele etmek, suçu önleyecek projeler geliştirmek ve suçla mücadele eden müfettişlerin çalışma şartlarını iyileştirmek gibi. Herkes ne düşünürse düşünsün kurulumuz şimdiye kadar görevlerini layıkıyla yapmıştır. Ancak gerek kurulumuz gerekse müfettişler hakkında oluşturulan yanlış imaj yüzünden hakkımızda kötü düşünceler oluşmuştur. Kurulumuzda görevlendirilmeyi hak eden biri olduğunuzu biliyoruz. Konsey yerinde bir karar verdi. Konsey başkanı sizin özellikle Şehir meclisinde Kurul temsilcisi olarak görevlendirilmenizi istedi. Bundan sonra Kurulumuzun Şehir meclisinde temsilcisi ve Konseyin Güvenlik danışmanı olarak görevlendirildiniz. Ayrıca Kurul adına Şehir Finans Merkezi’nin en üst düzey sorumluluğu şahsınıza verilmiştir. Size başarılar dilerim. Yeni göreviniz sırasında gerek görülürse veya talebiniz halinde şahsınıza araç ve şoför-koruma verilecektir. Göreviniz sırasında müfettişlik mesleğinin itibarını yükseltecek işler yapacağınıza inanıyorum.Tekrar başarılar dilerim.
Başkan yorulmuş gibi sustu. Kılıç Bey’e baktı.Daha önce görevlendirilen Başmüfettişler gibi bol teşekkürlü bir konuşma yapmasını bekliyordu. Kılıç Bey gözlerini karşısındaki Başmüfettişe dikip konuşmaya başladı.
-Teşekkür ederim sayın kurul başkanı dedi.
Birden bire canı sigara çekti. Bu insanlara teşekkür etmek içinden gelmiyordu. Yıllarca kendi menfaatleri için başkalarının güdümünde çalışan Kurul kendisinden teşekkür bekliyordu şimdi. Kurul’u eleştiren kimse kurulda görevlendirilmemişti hiç bir zaman.Şehirde ölen müfettişlerin kanlarıyla itibar kazanmışlardı hep.
-Şunu belirtmeliyim ki bu görevi ben istemedim. 30 yıldan fazladır bu mesleğin içindeyim. Katıldığım hiçbir operasyona kişisel menfaat için katılmadım. Bu göreve getirildiğim için şanslı olduğumu düşünebilirsiniz.
-Evet, öyle düşünüyoruz Kılıç Bey.
Lafın arasına karışan sekreterdi. Onunda diğer kurul üyeleri gibi neşesi kaçmıştı. Yüzü asıktı. Kılıç Bey gülümsedi. Gözlerini sekretere dikti. Cevap verdi.
-Evet, sayın sekreter ben şanslı bir müfettişim. Ama zannettiğiniz gibi kurulda ve mecliste görevlendirildiğim için değil.
Biraz düşündü.
-İki sene önce çalışanlarımın ücretlerini ödeyemeyecek kadar ekonomik durumum bozulmuştu. O zor durumda ki ofisimin bile elimden çıkması durumu mümkündü çalışanlarımın hepsi iki ay ücretsiz çalıştılar kendi istekleriyle. Ve Konsey başkanına suikastı haber aldığımda Khaos pervasız şekilde beni ve üç müfettişimi tehdit etti. Ve yine benimle çalışan müfettişler ve güvenlikçiler tehlikeyi bile bile benimle operasyona katıldılar. İşte sayın sekreter ben böyle insanlarla çalıştığım için şanslıyım.
Koltuğundan kalktı.
-Teşekkür ederim dedi. Mesleğimin itibarı için elimden geleni yapacağıma emin olabilirsiniz. İyi günler.
Cevap beklemeden ve başka bir şey söylemeden çıktı gitti. Kurul üyeleri apışıp kalmıştı.
…………………………………………