…
Türkiye, ABD’den
sonra üzerinde çalışmalar yürüttüğü lazer silahını, gerçek bir savaş alanı Libya’da deneme imkânı
buluyordu. Türk lazer silahı B.A.E’nin Çin’den aldığı SİHA’yı düşürüp, yere
çakılıyor, yanarak küle dönüyordu. Bu ABD ve İngiliz basınında geniş yer alıyordu.
İngiliz Basını;
“Çatışma sahasında lazer donanımlı bir aracın, başka muharip aracı lazer
silahıyla yok etmesi dünya tarihinde bir ilktir. Taktik düzeyde lazer donanımlı
kara araçlarını ABD ya da Rusya yapmadı. Bunu Türkler yaptı. Türkiye askeri
teknoloji geliştirmeye geç başladı, ancak yakında batı dünyasını şok edecek
yeni silahları da ortaya çıkacağı kesin…” diye yazıyordu.
Aynı günlerde
ABD ‘armyrecognition’ sitesi, “Son on yılda fuarları takip edenler, Türkiye’nin
nasıl güç kazandığına yakından şahit olacaklardır. Yıllarca batıya bağımlı olan
Türkiye bambaşka bir hale geldi. Kendi uçak gemisini suya indirirken 5.nesil
savaş uçağını yapacak 4.ülke olacak. Türkiye yıllarca savunma alanında ülkeleri
kandırdı. Lazer silahını geliştirirken sadece donanması için geliştireceğini ve
tıpkı Amerika’nın yaptığı gibi yapacak. Şimdi anlaşılıyor ki, bu büyük bir
aldatmacaydı. Türkiye bu silah için 450 milyon dolar harcadı. Batı kendine
güvenip, Türkiye’yi dikkate almamakla çok büyük hata yaptı. Unutmamak gerek ki,
yakın zamanda Türk lazeri Batı’yı çarpacak… ” diye yazıyordu.
Diğer yanda
Dubai’deki gökdelenlerden birinin 72.ci katında süitinde elinde bir elinde
sigarası, diğer elinde şarabını içen Richard; “Sıkıldım ya! Televizyonda işe yarar bir haber yok. Şu
durgun havaya biraz hareket, biraz kan, biraz ölüm, biraz da tuz biber ekelim!”
Tom; “Ne demek
istiyorsun?”
Richard “Biraz
daha hareket, biraz daha aksiyon yapalım ki, silah satma işimiz kolaylaşsın. Gün
geçmiyor ki, televizyon kanalları Türkiye’den bahsetmesin. Bu arada şu Türklere
biraz gözdağı da vermek gerekir. Adamlar Afrika’da hızla yayılıyorlar. Türkler
Somali’de bir devlet inşa ediyor. Okullar, camiler, yollar yapıyorlar. Türkiye
orada bir fabrika gibi asker üretiyor. Bir Türk gibi asker, bir Türk gibi polis
yetiştiriyor. Askeri ve kurum atmalarını Türkler yapıyor. ‘Türkiye askeri
üssünü kapatın, Somali’den çıkarın, Türkler size ne veriyorsa biz 20 katını
veririz’, dememize rağmen, adamlar kimse yokken yanımızda Türkiye diyerek teklifimizi
reddettiler. Bizi çıldırtıyorlar. Somali’yi kana biz bulamayalım da kim
bulasın?”
Somali en üst
ağızdan; “Türkiye’nin çabaları, 2011’den bu yana Somali’deki hayatın tüm
alanlarının gelişmesine katkı sağladı. Ülkemiz her ne zaman bir problemle karşı
karşıya kalsa Türkiye’yi yanında buldu. Türkler bizim kara gün dostumuz…” deme
cesaretini gösteriyorlar ya!”
““Yetmezmiş gibi
Türk askeri Kosova’da, Afganistan’da Katar’da, Somali’de şimdi de Libya’da... Onların
oraya yerleşmesi bizim çıkarlarımıza ters düşüyor. İstediğimiz gibi hareket
etmemize engel oluyorlar. Biraz gözdağı verelim.”
“Ne oldu bizim
şeyh gelmedi. Şu Libya’nın üzerine yattığı 150 milyar dolarından, birkaç milyon
doları şu bizim Kaddafi’nin çocuklarına göndersin ki, Türkiye aleyhinde
konuşacaklar.”
Batı
kanallarında Türkiye aleyhinde Kaddafi’nin çocuklarının cılız sesleri
yükseliyordu. Ve aynı gün Bir yandan ABD, diğer yandan B.E.A’dan üç uçak dolusu
askeri silah ve mühimmatı Hafter’e ulaştırıyor. Türkler geliyor diye büyük
yığınak yapıyorlar.
Mısır;
Türkiye-Libya anlaşması bizi ilgilendirmiyor, derken, Almanya Başbakanı Merkel,
İsrail Kıbrıs Rum kesimi ile imzaladığı ekonomik münhasır bölge anlaşmasını
gözden geçireceğini açıkladı. Yunan-Rum-İsrail ittifakında çatlar meydana
getireceğe benzer. İsrail’in ise kafası karışık...
Uzun bir iç
dinleyişten sonra Tom; “Neden olmasın,” dedi.
Richard; “Bizim
çocuklara bir işaret gönder.”
İki gün sonra televizyon kanalları “Son dakika” alt yazılı
haberleri geçiyordu. “Somali’de bombalı araçla saldırı 80 kişi öldü, 70 kişi
yaralı…”
…
Ant. - 050120