…
Korkut arabanın
direksiyonunu Foça tarafına çevirmişti. Nihal, “Korkut ne yapıyorsun?”
Korkut; “Yolu
biraz uzatmış olacağım, ama bir baba dostu var. Bir anlıkta olsa, ona uğramak
istiyorum.”
“O da kim?”
“Kim olduğunun
ne önemi var? Bir baba dostu dedim ya…”
“Bu arada
telefonla baba dostu adamı aradı. Yol üstünden ufak bir hediye almayı ihmal
etmedi. Kapı ziline emekli komutan açtı.
Batur Komutan
“Hoş geldin evladım,” derken, Korkut sarılıp elini öperken, komutan da Korkut’u
alnından öptü. Nihal’e bakarak “Kızım sen de hoş geldin,” dedi. Nihal’in elini
öpmesine fırsat vermedi. Korkut “Görev arkadaşım Nihal,” dedi. Komutan misafirlerini salona alıp
karşılıklı oturdu. O arada eşi Vildan Hanım içeriye geldi. Hal hatır faslından sonra
Vildan Hanım kahve yapmak için ayağa kalkmıştı ki, Batur Komutan “Hanım bunlar
yoldan geliyorlar, açtırlar. Kahveyi yemekten sonra ikram edersin.”
Gençlerin
itirazlarına rağmen Batur Komutan; “Yemekten sonra gidersiniz çocuklar…”
Korkut’la Nihal
komutanı kırmayarak birlikte yemek yediler. Batur Bir süre Nihal’i tanımak için
sorular sordu.
Nihal “Bizimkiler
Anadolu’dan Yugoslavya bölgesine gönderilmiş Türkmen ailelerdenmiş. Kaç yüz yıl
orada yaşadılar bilen yok. Birinci dünya savasıyla beraber dedemler tekrar
Türkiye’ye göçerek Bursa’ya yerleşmişler. Dedem ve nenemi hatırlamıyorum. Daha
doğrusu ben doğmadan önce ölmüşler. Babam ve annem Bursa’da oturuyorlar.
Ailenin tek çocuğuyum.”
Batur Komutan “Kızım Allah uzun ve güzel ömür versin,” dedi. Oturanlar duyulur duyulmaz bir sesle “âmin” dedi. Yemekten sonra Nihal, sofranın kaldırılmasına yardım etti. Nihal mutfaktan kahveyle döndüğünde onları ciddi bir konu üzerinde buldu. Kahveleri önlerine bırakıp, onları dinlemeye başladı.
Batur Komutan “Cumhuriyetçilerin
Bakan adayı Oprah; bir televizyon kanalında yaptığı mülakatta; “Kuveyt’te en
fakir insanlar bile krallar gibi yaşıyor. Onları biz koruyoruz. Buna rağmen
bedelini ödemiyorlar. Petrollerini bizim sayemizde satıyorlar. Bedelini
ödemeliler. Bizim 20 trilyon dolar borcumuz var,” diyordu. Bu borcu nasıl
kapatacaksın diyen spikere, Ortadoğu ülkelerin sağılacak birer inek gibi gören
Obrah; “Merak etmeyin, Körfez ülkelerine ödeteceğim,” diyordu.
“Suudi
Arabistan, B.A.E ve Mısır’ı bereketli süt ahırı haline getiren Kasım Süleymani
idi. ABD’ye en çok süt veren ülkeler de bu ülkelerdi. Kasım Süleymani’ye Hadi
Şabi, Bedir Tugayları, Hizbullah gibi örgütlerle Irak, Suriye, Lübnan ve
Yemen’e kadar uzanan bir şii hilali çizdiren, Afganistan’da, Irak ve Suriye’de
CIA ile birlikte çalışmış, birlikte operasyonlara katılmış, onun önünü açan ABD
ve CIA olmuştu.”
Korkut önündeki
kahveyi bile unutmuş, nerdeyse nefes bile almadan onu dinliyordu.
“ABD’nin
Ortadoğu’daki çıkarlarına, bu güne kadar en büyük hizmeti İran yapmıştır. ABD
Afganistan’a girdi, ardı sıra İran… ABD Irak’a girdi, ardı sıra İran… ABD
körfez ülkelerine girdi, ardı sıra İran… Veya tersini de söyleyebilirsiniz. Daha
doğrusu ABD İran’ın, İran’da ABD’nin önünü açıyordu. İran
geliyor korkusuyla körfez ülkelerini Amerika’nın kucağına iten ve kuklası yapan
İran’ın kendisiydi.”
“Sarı oğlan
Suriye’deki PKK-YPG’lilerin maaşlarını bile Suudi Arabistan ve B.A.E’ne
ödetiyordu. Kasım Süleymani ise bu sağmal ineklerin en gözde çobanıydı. Süleymani
2021 ‘de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin tek favori adayıydı. İran’da bir
seçim olsa Süleymani zaferini ilan edebilecek durumdaydı. Ama seçimi İran halkı
belirlemiyordu ki! Süleymani çobanlıktan ağalığa soyunmak istedi ve bileti
kesildi.”
“ABD’nin 20
trilyon dolarlık süte ihtiyacı var. Bu sütün sağılmasına hizmet edebilecek,
çobanlıktan ağalığa soyunmayacak, çobanlığını bilecek yeni bir çobana ihtiyacı
var. O çoban çobanlığı kabul ederken üzerinde; ‘Sen ağa, ben ağa bu ineği kim
sağa’ yazılı füzeyle havaya uçurulacağını bilmelidir.”
Ne Korkut, ne de
Nihal konuşmamayı bölmemek için soru bile sormuyordu.
“İngiltere bir
adım ileri iki adım geri yöntemiyle arada bir Pentagon’a kafa tutsa da, çıkar
ve menfaat konusu oldu mu uyuz ite dönüyordu. ABD ile İran’ı gizlice çıkar
işbirliğinde buluşturan ülke İngiltere’ydi. Uzun yıllardan beri İran’dan gizli
ödenek alan eski İngiliz Başbakanı Tony Blair perde gerisinde önemli rol
üslenen insanlardan biriydi. Tony Blair, Süleymani öldürülmeden birkaç gün önce
Tahran’da gizli görüşmeler yapmış, hatta bu gizli görüşmede Süleymani’nin
öldürüleceği günü ve saati bile söylemişti.”
“Süleymani’nin
öldürülmesinden sonra, ipek yolu geçiş güzergâhı üzerinde olan İran’ı karanlık
ve kargaşalı günler bekliyor. İran zengin petrolleri ve stratejik önemi
sebebiyle Batı için İranlılara bırakılmayacak kadar bir öneme sahiptir. İran’ın
üzerine 1979 ‘da Batı devşirmesi Humeyni darbesiyle giydirilen gömlek
çıkarılacak, yerine Batıya biraz daha yakışır bir kıyafet giydirilecek. 2020 ve
2021çok değişik bir yıl olacak…”
Vildan Hanım
devreye girerek, “Bey, gençleri bu tür şeylerle yormasan,” dedi.
“Çocuklar,
kafanızı şişirmiyorum değil mi?”
Korkut “Asla…
Duymamız, bilmemiz gereken güncel konulardı,” dedi.
Ama Batur
Komutanın anlatma büyüsü bozulmuştu. Duraksadı. “Nasıl olsa Amerika bizi destekler”
diyen devşirmelere, Amerika’nın verdiği cevap; “Amerika kimseyi desteklemez.
Amerika işine gelen herkesi kullanır. Kullanım tarihi bitince de çöpe atar,” diyerek tamamladı.
Korkut’la Nihal
vedalaşarak oradan ayrıldılar. Nihal; “Batur Komutan, baba bir adammış!”
Korkut “Sohbeti
tatlıdır. Baba gibi adamdır. Ama baba tarafından sevilmeye muhtaç birinin
yarasını kim iyileştirebilir ki!”
Nihal ise “Ya
Rabbi! Özlemek, ne ağır, ne uzun ve ne yorgun bir imtihandır,” diyordu.
…
Devamı var
...
Ant. - 080120