Mavi bir düşün yardakçısıydı ihanet
hani makberin çağrısına sirayet eden devasa kanatlarında yok oluşun, bağışıklık
sistemi çöken aşkın da en yakın tanığı.
Sözcüklerdi üç yanlışın tek bir
doğruyu götürdüğü ve de şık şıklar hani elasında düşlerin, kor acıların
tetiklediği sorulara namzet yakarışın da dik alası.
Kıyamet öncesi giyindiğimiz her
kıyafetti, tutuşan yüreklerin kâbusu iken çaresizlik ve elem belki de düş
yakasında şehrin, bir şiirdi aşkı tetikleyen tıpkı zamansız açan bir gonca gibi
yüreğin pervasızlığı.
Ve nöbetteydi şair karanlığın hicvine
tanık metruk bir düş adeta ve işte kımıltılarına şahit oldu gecenin kulakları
tırmalayan sessizliğin ne çok da yeis saklı fıtratında gizemli şairin.
Bir geçişti madem gece.
İştiyakta aşkın devasa rahmeti.
Şehir kundaklandı ve şair de: yanan
güneşin tetikleyicisi her imge sağalttı da göğün karanlık fonunda bir badire
daha atlatmak adına ne zoruna sözcüklerin yalarken yüzünü mısra mısra ve
kekremsi yalnızlık varsa yoksa muhatabı yüce Yaradan ve sırdaşı dualarda izini
süren kelam ve selam ve aciz faninin noksan mizacı.
Bir muhabbetti elbet soytarı gözyaşı
ve tutuklu dilinde turuncuya çalan o yalnızlık kimi zaman siyahın matemi ile
örtüşen çılgın mihrap, kayıtsızlığın dibine vurup sırdaşı nice şüheda yaşanmışlık.
Bir lanetti giyinen beşerin solundaki
cepken.
Bir sureydi elbet huzura mizansen.
Kükreyen her namede ayyuka çıkan o
fısıltı elbet kulaktan kulağa yayılan iç sesi görgüsüz mizacın.
Kayrasında iniltilere maruz kaldı
evren belki de dillenmeyen maruzat sadece ve sadece Allah katında mubah
görkemli çaresizlik yana yakıla resmini çizen sefil fırça bazense şairin elinde
kalemi duvarları boyayan her rengi ve duyguyu şiire döken bir eksen.
Dokunuşu kusursuz matemin.
Aşkın kudretine yenik düşen her na’şı
usulca yüreğine çekip sarıp sarmalayan bir anne sıcaklığında göğsündeki
sevgiyle ve aç bırakmadığı evladı niyazlarından da eksik etmediği muteber
dilekler bir goncanın çaresizliğinde uluyan gök kubbe ve sarmalında hidayetin
içine dönük bir hüzzam şarkı misali, nakaratında künyesini aşk diye sezen
aslında genelinde ömrün aşkla büyüyen ve yürüyen bir serenat bir de öykündüğü
kıblede açmadan solan kıyamet çiçekleri nezdinde yalnız ve bakir gölgelerin,
surlara serilmiş binlerce imge.
Bir nidadan kopan hece gibi.
Bir heceden uzaklaşan imleç ve
soruların bağdaşık hükmünde tek bir katreden dahi soyutlayamadığı benliği ne de
olsa yaşadığı ve yasadığı uzağında kalamadığı bir zümre bazen kopan kıyamette
aşk iken alıcısı yüreğin ve özlem iken yayılan dalga dalga tıpkı aşkın alnına
koyduğu o busede saklı firarı imkânsızlığın bir de beyitlere serili her hecede
kopan fırtına.
Ta ki lades diyene kadar şair.
Ta ki özündekini sunarken altın bir
rahlede.
Makamı mı belirsizliğin yoksa metruk
bir bina mı kimsesizliğin sayacında birbirini kovalayan her rakam özdeşleşirken
güneşin sağanağa nispet yapan ateşine de fevri bir selam ve bağdaş kurduğu
yeryüzünde fermanı her hâlükârda asılı kalan yürekten de coşan bir kıvanç gibi
ve coşkunun sönmeyen ferinde bir matem gibi hükmünü süren bilinmezliğin fecrine
yenik düşen.
Düş yakasında şehrin…
Düşmez iken düş yakasından aşkın ve
özlemin.
Düzenbaz kehanetlerde aslında
yaftalanan mevsim gibi belki de yardığı çukura gizlenmek adına şairin öznesi
iken aşk ve şehrin öznesi iken düş minvalinde, girift heceler aslında terk
edilmişliğin ve yalnızlığın hikâyesini yazarken gün ve gece.
Kor aspirin belki de bir seferde
acıları sonlandıran.
O kor ateş asla da buzların dahi
söndüremediği.
Şimdi bir aşkla eşikten atlayalım
aslında bir eşi olmayan aşk gibi kutsal bir duygunun fermanını dile getirelim.
Ve şiar edindiğimiz hüznü geride
bırakalım ki şair de özüne dönsün ve aşkın titrek sesinde doludizgin sevmeye
devam etsin ve kendince sevip yaşarken yasını da gizli tutsun bir mucize
dilerken Rabbinden geceye de nispet etsin şiirler ve umut yüklü tekne.
Şehrin düş yakasında yaşayan her
bilinmez ve çaresizlik sadece sonlansın bir düşe pervane iken aşkın solmayan
yüzünde de gülücükler sonlanmasın.
Hazan makamı olsa da aşk.
Bedeli belki de düşler kadar sıra
dışı ve gerçek.
Sonlanmamaya dair şairin hikâyesi de
sarıp sarmalasın evreni.