Yol yorgunu bir düşün arka yakasıydı şehir ve o kayıp mizansen: elbette düş yakasında göğün, ince ve mavi bir şiirin konduğu karede bir uhrevi yolculuktu bahşedilen ve sere serpe ömrün kozalağı sallanan düş tepesinden.

Yolsuz kalmış şair gibi gizemin bam teline basan bir masal kahramanı ve ıssızlığın ıslık çaldığı gün yüzlü şehrin bulutlara yaptığı reverans.

 

 



 

 

 

Sonlardı mağlup olan ve diken üstünde geçen ömür.

Aşka biat bir salıncak

Yalnızlığa meyleden kayıp öznesi ruhun

Kanaviçelerdi ıssızlığa derman

Kardan adamlar şehrin mizacına tanıklık eden

Bol kepçe buhran

Yetişen ardından rüzgâra da nazire yapan.

Ölümü mimleyen sancılı ve sanrı yüklü hazan

Bir komplimandı madem dünü mıhlayan

Şimdi yeniden doğabilirdi

Gece ve şiir el ele verip

Dikerdi de söküklerini yüreğin.

 

Hani üstüne bol gelen mintan

Devre arası acılarda

Gülücükler saçan kırmızı bir buse

Konarken alnına yorgun yılların

Bir milat idi adeta her şiir

Kopacak kıyametin de ilk adımı.

Acıları öven yaralı martı

Gayri meşru bir ölümdü başının tacı

Sükûn dileyen bir çığlık

İdame ettirdiği her duyguyu

Avuntu bilen sönük ışık.

 

Nazenin güfteler solmadan gecenin tininde

Aşkı banansa ömre illegal düşler

Nefesinde tüten bir duman

Mevsimin kayıp makamına toz duman

Aşkın da şerrinde buluşan yalın bir özlem

Kardığı günü geceye devreden sızılı sultan

Tıpkı öncesinde saraylara buyur ettiği sevgiyi

Sonrasını kollarken

Nefsine düşman her kareyi

Bir seferde yere seren beyhude bir beste.

 

Seslerin ç/ağladığı

Aşkın karalar bağladığı

Hüzne binaen her neşede dününü savunan

Sönmeyen bir yangın ki

Kâinata hürmeten solan bir gonca

Açmaya ne hacet

İçine kapanan solgun çehre.

 

Yâd edip dünü

Bir parmak bal çalıp da koca ömrü

Bata çıka yürüdüğü yollarda

Yörüklerin nefesine dualar gönderen

Yandığı her izlekte

Tutuşan nice murat ki

Derlediği öyküyü bizzat yüreğine giyen

Sevdalı bir manzume adeta

İsli rüyaların da son bildiği

Başı kayıp masalların rüzgârının henüz dinmediği

Ser verip sırlarına yenik düşen nazenin âşık

Dargın yıllarından sızan son ışık ki

Kör noktası mutluluğun

Cafcaflı bir sunum elbette içre kapanık

Çağlayan gönülde duyulmaz iken her bir hıçkırık.


( Aşkın Karalar Bağladığı... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 26.02.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu