Tümden gelen bir acı.
Yenik düşmekse evrene ve evet, acının
ve hüznün çöreklendiği dipsiz bir kuyu.
Bireysek anlamda sızlanmak ise asla
bir çözüm değil ve evet, yüreğin neferi sadece İlahi Aşkın ve Işığın
aydınlattığı o karanlık yol.
Canım Mehmet’im, mekânlarınız cennet
olsun.
Her şey ve herkes yitik ve nasıl da
anlamsız yaşanan bu büyük acının yanında.
Dualarım seninle şehidim.
Dualarım seninle cennet ülkem.
Bir sözcük dilenen sakil şair
Nezaketin ölçüsüz suretinde
Serilen hayrın hitabesi
Saklı tutulası yüreğin de eşlik
ettiği
Sonsuzluk hutbesi
Elbet kayrasında yalnızlığın
Dikine çakılı çiviler
Belki de çivit mavisi o enginlik
Hüzne sırdaş kelam
Aşkla doğan ve batmayan güneş
Serilse de şair karanlığın zeminine…
O kalp gözü ki;
Karanlığı mat eden
Şafağın sancılı sesinde
Sanrıları sonlandırıp aşkla
Hidayete eren kayıp günce.
Bir mısra ve bir mana daha eklenirken
Makûs talihe hürmeten
Açan gelincik nasıl da nazenin
sevdasıyla
Süzülür tepelerin yamacında
Bir aşka erer ki adı ve andı,
şaşarsın.
Bir serilir ki goncası mevsimin
Sen de şaşkın şair gibi hıçkıra
hıçkıra ağlarsın.
Duyulmaz da asla sesi
Rabbin sırdaşlığında işlediği hüzün
ilmek ilmek;
Aşkın bekasında satırlara düşen imge
imge.
Kimi zaman somurtan bir hece
Tutar da ensesinden savurur hayatın
közüne
Savunur da aşkını, coşkusunu
Savrulur gözü pek dizeler
Kelamın yanık sesinde
Nöbetine eşlik eder dualar ve nice
hutbe.
Aşkın asasıdır sızan yüreğe gizlice
Ant içtiği muradıdır
Ne şiire dair ne de şair kekeler
sefilce
Elbet haykırır iç sesi
Devasa rahmetin de emsalsiz haznesine
Yiğit heceler musallat olur:
Yazar hikâyesini evrenin yeniden ve
defalarca
Kimi zaman kazık kakar masallar
Kimi zaman şiir yüklü sevdalar
El verir kara geceye.
Kardığı dinginlikte saklı iken yası
ve yasası mevsimin
Rabbine itaat eden her sevdalı
faninin de huzuruna
Eşlik eder hazan gecesi
Baharı andıran o nefesinde
Açar da çiçekler sere serpe.
Görünenden çok fazla
Gömülen maziyi de yâd edercesine
mısra mısra.
Öykündüğü hikâyeler ki
Kazan kaldıran fetvalar;
Kimi zaman susar bir su damlasına
haiz
Nefesin de mis kokusuna eşlik eder
cennet bahçesi
Elbet sefasını sürmek cennetin
Dayandığın kadar da dünyanın zulmüne
Mazlum yürekler ar bilir şeref bilir
acıyı
Sabırla nakşeder doğayı ve duaları.
Kalbin feridir sönmeyen
Özleminin de dibine vurur hasret ve
elem
Ta ki ufuk gelip de hizaya
Gün ile gece helalleşirken aşkın
coşkusuyla
Ve kürer de kürer bilinmezi
Dokunduğu her katrede saklıdır
Göğün ve yıldızların efendisi.
Bir aşk ve bir sure daha eklenir
Rabbine özlem ile şevkidir acıların
sonlanması
Güne doğan her yaşta saklıdır İlahi
Aşkın ısrarı
Penceresine konan umutla
Serildiği hecelerde
Sırtındaki heybe
Ve işte kaderin dokuduğu her acı
Renklenir evren coşkuya haiz
satırlarda
Söylenir dualar sadece Rabbin bildiği
kerametle
Sonlanır da hayatlar
Öykündüğü cennete de ulaşır özgür
ruhlar
O ki; zarafeti hidayetin ve asaletin
Bilinmeze de rücu eden bitimsiz aşkın
sonlanmayan dirayeti.