Bir yakamoz çığlığında saklı vedası
Mehtabın
Kayıt altına aldığım her yemin
Dünün mimarı,
Bir aşkı
Çilesi yapan ömürlük yenilgi hem de
Seve seve.
Bağışladığım kalbimle
Mütereddit kimliğimden
Sayısız kare, sevgili
Boynumun da borcudur
Saklı tuttuğum ibadet
Elbet kendime uzak ve yabancı.
Sevginin asaleti saklı
Bulutların da alamadığım nabzı
Ne de olsa az evvel doğurdum bu
itirafı:
Görünmezliğin muadili
Olmasa gerek bir kehanet.
Yükümle varım bu evrende
Yükümlü olduğum itikadım
Ve sevdayı
Deşen hecelerden firar etti gece
Issızlığı ıslıklayan o sefil martı
Kanatlarına dokunma isteğimle
Bir avuç kırıntıda mı saklı?
Yüreğin nazı
Bitimsiz niyazı
İçli güncemden taşan yaftalar
Kendimle olmuşken bir ömür derdim
Yarına çıkma telaşı elbet
Asılı olduğum o kancada
Kanayan göğün solun teni
Vurdumduymazlığı insanların
Ve ben hala çok ama çok severken.
İklimin nazarında mahcubiyet
Pembeleşen yanaklarım ve şafak
Kürediğim hakkaniyet
Rabbime layık olsam keşke
En taşkın mizacı
En soluksuz nazı
Bir de demli çayı içtiğim bir gece
vakti
Uykusuzluğa mecburiyetim
Ölümün teftişinde
Altımdan kayan zemin
Peki ya, metin miyim?
Düşkün değilse de mizacımla
Yüksündüğüm zerremle de teslimim ben
hidayete
Gün övünç saklı
İnsanlar kayıp
Ve mezarlarda saklı bunca itiraf.
Göğün konuşlu zarafeti
Haşmetli yüreğimle sarktığım bir
avize olsa olsa
Işıklarımdan hapis gece
Geceden ibaret sefil günce
Aşkın da sancısı vurmuşken göğe
Görünmezliğime delalet
Yazmaya durduğum her hecede saklı
Soluksuz kaldığım bir ibare
Görmeyi dilediğim aydınlık bir zümre
İçinde kaybolduğum
Kalabalıktan arda kalan son hece
belki de
İsmimle müsemma bir şiir daha yazmak
Kim bilir ne zamana kısmet?