1. İLİM İÇİN NİYET ETMEK
1. Mü’minlerin emîri Ömer bin Hattâb radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Ameller, niyetlere göredir. Herkese ancak niyet ettiği şey vardır. Öyleyse kimin hicreti, Allâh’a ve Rasûl’üne ise, onun hicreti Allâh’a ve Rasûl’ünedir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyâlığa veya evleneceği bir kadına ise, onun hicreti de o hicret ettiği şeyedir.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (54); Müslim (1907)…]
2. İLİM İÇİN NİYETTE İHLÂSLI OLMAK
Allâh Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Hâlbuki onlara, dîni ancak Allâh’a has kılarak ve hanifler olarak Allâh’a ibâdet etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte dosdoğru dîn budur.” [el-Beyyine: 98/5]
2. Abdullâh İbn Ömer radîyallâhu anhumâ’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Her kim, Allâh’tan başka bir şey için ilim taleb ederse veya o ilimle Allâh’dan başka bir maksad edinirse cehennemdeki yerine hazırlansın.” [(HASEN HADÎS) Tirmizî (2655); İbn Mâce (258)…]
3. Ka’b bin Mâlik radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Allâh, (sırf) âlimlerle tartışıp boy ölçüşmek veya sefihlerle (aklı ve dîni kıt kimselerle) mücâdele etmek ya da insânların dikkatini üzerine çekmek için ilim öğrenen kimseyi cehenneme sokacaktır.” [(HASEN HADÎS) Tirmizî (2654); Taberânî (el-Kebîr: 199)…]
3. İLMİN ÖNCELİĞİ VE ONU TÂLEB ETMENİN HÜKMÜ
Allâh Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“İyi bil ki! Allâh’tan başka ibâdete layık hiçbir ilâh yoktur.” [Muhammed: 47/19]
4. Enes bin Mâlik radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İlim taleb etmek her Müslüman üzerine farzdır.” [(SAHÎH HADÎS) İbn Mâce (224); Taberânî (el-Evsat: 9)…]
4. İLİM ANCAK ÖĞRENMEKLE ELDE EDİLİR
5. Ebû Derdâ radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İlim ancak öğrenmekle elde edilir.” [(HASEN HADÎS) Taberânî (el-Evsât: 2663); Beyhakî (Şuabu’l-Îmân: 10254)…]
5. İLİM ÖĞRENMENİN YOLU
Allâh Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Eğer bilmiyorsanız ilim sâhiblerine sorun.” [en- Nahl: 16/43]
6. İbn Ebî Müleyke radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, o, şöyle demiştir: “Âişe radîyallâhu anhâ bilmediği herhangi bir şeyi işitirse öğrenmek için muhakkak Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e müracaat ederdi.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (103); Beğavî (4319)…]
6. İLMİ KAYBOLMAMASI İÇİN YAZMAK
7. Abdullâh İbn Amr radîyallâhu anhumâ’dan rivâyet edildiğine göre, o, şöyle demiştir: “Ben, muhâfaza etme düşüncesiyle Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’den işittiklerimin hepsini yazıyordum. Kureyş (kabilesinden bazı Müslümanlar): ‘Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem öfkeli halinde de sâkin halinde de konuşan bir insân iken sen ondan duyduğun her şeyi yazıyor musun?’ diyerek beni bundan menettiler. Ben de yazmaktan vazgeçtim ve bu durumu Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e anlattım. Parmağıyla ağzına işaret ederek: ‘Sen yaz. Varlığım elinde olan Allâh’a yemin olsun ki bundan haktan başkası çıkmaz’ buyurdu.” [(SAHÎH HADÎS) Ebû Dâvud (3646); Dârimî (501)…]
7. ALLÂH’TAN FAYDALI İLİM İSTEMEK
Allâh Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“De ki: Ey Rabbim! İlmimi artır.” [Tâhâ: 20/114.]
8. Câbir radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Allâh’tan faydalı ilim isteyin. Faydasız ilimden de Allâh’a sığının.” [(HASEN HADÎS) İbn Mâce (3843); Beyhakî (Şuabu’l-Îmân: 1644)…]
9. Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Allâh’ım! Bana öğrettiğin ilimden beni yararlandır. Yararlı olan ilmi bana öğret. İlmimi artır.” [(SAHÎH HADÎS) Tirmizî (3599); İbn Mâce (251)…]
8. İLİM AMEL ETMEK İÇİNDİR
Allâh Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Tevrat ile yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitâb taşıyan eşeğin durumu gibidir.” [el-Cumâ: 62/5]
10. İbn Mes’ûd radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kıyâmet günü insânoğlu şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe Rabbinin huzurundan ayrılamaz: Ömrünü nerede geçirdiğinden, gençliğini nerede tükettiğinden, malını nerden kazandığından, nereye harcadığından ve ilmiyle nasıl amel ettiğinden.” [(HASEN HADÎS) Tirmizî (2416); Taberânî (el-Kebîr: 9772)…]
11. Cündeb bin Abdullâh radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İnsânlara hayrı öğreten fakat kendini unutan bir âlimin misâli; insânları aydınlatan fakat kendini tüketen bir lamba gibidir.” [(HASEN HADÎS) Taberânî (el-Kebîr: 1681); el-Bağdâdî (İktizau’l-İlmi’l-Amel: 70)…]
9. İLMİ YAYMAK
Allâh Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Hani Allâh, kendilerine kitâb verilenlerden onu mutlaka insânlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz diye söz almıştı.” [Âli İmrân: 3/187]
12. Abdullâh bin Amr radîyallâhu anhumâ’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Benden bir âyet bile olsa tebliğ edin. İsrâîl oğullarından nakledin, (İslâm’a uygun olduğu sürece) bunda bir sakınca yoktur. Her kim bilerek benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (3461); Tirmizî (2669)…]
13. Abdullâh bin Mes’ûd radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Allâh, bizden herhangi bir şeyi işiten ve işittiği gibi de tebliğ edip başkalarına aktaran kişinin yüzünü ak etsin. Çünkü tebliğ edilen kişi, benden işiterek tebliğ edenden daha anlayışlı ve kavrayışlı olabilir.” [(SAHÎH HADÎS) Tirmizî (2657); İbn Mâce (232)…]
14. İbn Abbâs radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İlim öğretin, kolaylaştırın ve zorlaştırmayın! Biriniz kızdığında sussun.” [(HASEN HADÎS) Ahmed (2136); Bezzâr (4872)…]
15. Sehl bin Sa’d radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Allâh’a yemin ederim ki, Allâh Azze ve Celle’nin senin aracılığınla bir tek kişiyi hidâyete kavuşturması, senin kırmızı develere sâhib olmandan daha hayırlıdır.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (4210); Müslim (2406)…]
16. Muâz bin Enes radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Bir ilim öğreten kimseye -onların sevabında bir eksilme olmaksızın- öğrettiği ilimle amel edenlerin kazandıkları sevâb kadar sevâb verilir.” [(HASEN HADÎS) İbn Mâce (240); Taberânî (el-Kebîr: 446)…]
10. İLMİN ASILLARI
Allâh Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Rabbinizden size indirilene ittibâ edin. O’ndan başka velîlere uymayın. Ne kadar az öğüt alıyorsunuz.” [el-Arâf: 7/3]
“Ey îmân edenler! Allâh’a ve Rasûlü’ne itaat edin. Ve sizden olan ulu’l-emre de itaat edin.” [en-Nisâ: 4/59]
17. Amr bin Avf radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Size iki şey bırakıyorum. Bunlara sımsıkı sarıldığınız sürece, asla doğru yoldan sapmayacaksınız. Bunlar: Allâh’ın Kitâbı ve Rasûl’ünün Sünneti’dir.” [(SAHÎH HADÎS): Mâlik (1874); İbn Abdilberr (Câmiu: 1389)…]
18. Ebû Huzeyfe radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Emânet gökten insânların kalblerinin özüne inmiştir. Kur’ân nâzil olmuş ve onlar Kur’ân’ı okumuşlar ve Sünnet’ten öğrenmişlerdir.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (7276); Müslim (230)…]
19. Mikdâm bin Ma’dikerib radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Süslü koltuğuna yaslanmış adama, benim hadîslerimden birisi okunur da o kişinin vaziyetini hiç bozmadan: ‘Bizlerle sizler arasında Allâh’u Teâlâ’nın Kitâb’ı vardır. Ondan bulduğumuz helâl şeyleri, helâl sayıyoruz, haram olarak bulduğumuz şeyleri de haram kabul ediyoruz’ diyeceği zaman yaklaşmıştır. Sizleri uyarıyorum! Allâh Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem’in haram kıldığı şeyler, Allâh’u Teâlâ’nın haram kıldığı şeyler gibidir.” [(SAHÎH HADÎS) İbn Mâce (12); Ahmed (17194)…]
11. İLMİN ASILLARINA BAĞLANMAK
Allâh Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Ey îmân edenler! Allâh’a itaat edin ve Rasûle itaat edin. Amellerinizi boşa çıkarmayın.” [Muhammed: 47/33]
“Rasûl size neyi verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allâh’a karşı gelmekten sakının! Şüphesiz, Allâh’ın azâbı çetindir.” [el-Haşr: 59/7]
“Kim Allâh’a ve Rasûl’üne karşı gelirse, şüphesiz onlar için içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır.” [el-Cin: 72/23]
20. Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Yüz çevirenden başka ümmetimin hepsi Cennet’e girecektir.” Orada bulunanlar ‘yüz çeviren kimdir?’ Ey Allâh’ın Rasûlü deyince: ‘Bana itaat eden Cennet’e girer. Bana isyân eden de yüz çevirmiş demektir’ buyurdu.” [(SAHÎH HADÎS:) Buhârî (7280); Ahmed (8729)…]
21. İrbâd bin Sâriye radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Size Allâh’tan korkmanızı (başınızdaki idâreci) Habeşli bir köle olsa bile (onu) dinleyip, itaat etmenizi tavsiye ederim. Çünkü benden sonra sizden kim yaşarsa o, pek çok (dîni) ihtilaflara şâhid olacaktır. Bu sebeble size gereken, sünnetime ve doğru yolum üzerinde bulunan halifelerimin sünnetine sarılmaktır. Bu sünnetlere azı dişlerinizle sarılın. Sizi (dîn adına) sonradan ortaya atılan işlerden sakındırırım. Çünkü sonradan ortaya atılan her iş bid’attır ve her bid’at da sapıklıktır.” [(SAHÎH HADÎS:) Ebû Dâvud (4607); Tirmizî, (2676)…]
22. Âişe radîyallâhu anhâ’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Her kim, dînimizde olmayan bir şey ihdâs ederse (uydurursa), ihdâs ettiği o şey merdûddur.” Diğer bir rivâyette ise şöyle buyurmuştur: “Her kim, dînimizde olmayan bir amel işlerse, işlediği o amel merdûddur.” [(SAHÎH HADÎS:) Buhârî (2697); Müslim (1718) …]
12. İLMİN FAZİLETİ
Allâh Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Allâh içinizden îmân edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltir.” [el-Mücâdele: 58/11]
23. Ebû Huzeyfe el-Yemân radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İlmin fazileti, ibâdetin faziletinden daha hayırlıdır. Dînde en hayırlı şey de veradır (Allâh Azze ve Celle korkusudur).” [(HASEN HADÎS) Taberânî (el-Evsât: 3960); Hâkim (317)…]
24. Ebû Mûsâ radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Allâh’ın benim aracılığımla gönderdiği hidâyet ve ilim, bol yağmura benzer. Bu yağmur bazen toprağın öyle bir kısmına isâbet eder ki bu kısım bereketlidir, suyu kabul eder, çayır ile bol ot yetiştirir. Bir kısmı da bir kayalık gibi olur, suyu üstünde tutar da Allâh insânları onunla faydalandırır. Bu sudan hem içerler hem de hayvanlarını sularlar, ekin ekerler. Diğer bir kısmı ise düz ve kaypaktır. Ne suyu tutar, ne çayır bitirir. Allâh’ın dînini anlayıp da Allâh’ın benim aracılığımla gönderdiğinden yararlanan, bunu öğrenen ve öğreten kimse ile bunu duyduğu vakit kafasını kaldırmayan ve Allâh’ın benim aracılığımla gönderdiği hidâyeti kabul etmeyen kişinin misâli işte budur.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (79); Müslim (2282)…]
25. Ebu Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İnsân öldüğünde üç şey hariç ameli kesilir. Bunlar: Sadaka-i câriye, faydalanılan ilim ve kendisine duâ eden sâlih bir evlâttır.” [(SAHÎH HADÎS) Müslim (1631); Ebû Dâvud (2880)…]
26. Enes bin Mâlik radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, o, şöyle demiştir: “Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem zamanında iki kardeş vardı. Bunlardan biri (ilim için) Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’in yanına gelirdi. Diğeri de (geçimlerini temin etmek için) çalışırdı. Çalışan kardeş Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e diğer kardeşini, (çalışmadığından dolayı) şikâyet etti. Bunun üzerine Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem: ‘Belki de sen, o kardeşinin sayesinde rızıklandırılıyorsun’ buyurdu.” [(SAHÎH HADÎS) Tirmizî (2345); Hâkim (320)…]
13. ÂLİMİN FAZİLETİ
Allâh Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” [ez-Zumer: 39/9]
“Allâh, gerçekten kendisinden başka ilah olmadığına şâhitlik etti; melekler ve ilim sâhibleri de O’ndan başka ilâh olmadığına adâletle şâhitlik ettiler. O’ndan başka ibâdete layık ilâh yoktur. O (mutlak güç sâhibi), el-Azîz ve (hüküm ve hikmet sâhibi) el-Hakîm’dir.” [Âli İmrân: 3/18]
“Bu misâlleri insânlar için getiriyoruz; onları ancak âlimler anlar.” [el-Ankebût: 29/43]
“Kulları içinde Allâh’tan ancak âlimler (içleri titreyerek) korkarlar.” [Fatır: 35/28]
27. Ebû Umâme el-Bâhilî radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Âlimin âbide üstünlüğü, benim (dîn bakımından) sizin en düşük seviyede olanınıza üstünlüğüm gibidir.” [(SAHÎH HADÎS) Tirmizi (2685); Taberânî: (el-Kebîr: 7911)…]
28. Ubâde bin es-Sâmit radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Büyüğümüzü saymayan, küçüğümüze merhamet etmeyen ve âlimimizin hakkını bilmeyen ümmetimden değildir.” [(SAHÎH HADÎS) Ahmed (22755); Hâkim (421)…]
29. Muâviye radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Allâh kim için hayır dilerse onu dînde anlayış (fıkıh) sâhibi kılar.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (71); Müslim (1037)… ]
30. Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İki haslet vardır ki onlar bir münâfıkta toplanmaz. Bunlar: Güzel davranış ve dînde fıkıhtır.” [(HASEN HADÎS) Tirmizî (2684); Taberanî (el-Evsat: 8010)…]
14. İLMİ ÖĞRETMENİN VE ÖĞRENMENİN FAZİLETİ
31. Ebû Bekre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Ya âlim ol, ya da ilimi öğrenen veya ilmi dinleyen ya da ilmi seven ol. Beşincisi olma, helâk olursun.” [(HASEN HADÎS) Taberânî (el-Evsat: 5171); Bezzâr (3626)…]
32. Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Dünyâ mel’undur. Onun içinde olan şeyler de mel’undur. Ancak Allâh’ı zikretmek, O’na yaklaştıran şeyler, âlim ve ilim öğrenen bundan müstesnâdır.” [(HASEN HADÎS) Tirmizî (2322); İbn Mâce (4112)…]
33. Ebû Umâme radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Her kim, sadece bir hayır/ilim öğrenmek ya da öğretmek maksadıyla mescide giderse, haccı tam olan bir hacının ecri kadar ecir kazanır.” [(HASEN HADÎS) Taberânî (el-Kebîr: 7473); Hâkim (311) …]
34. Ebû Zerr radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Ey Ebû Zerr! Sabahleyin evinden çıkıp Kur’ân’dan bir âyet öğrenmen, senin için yüz rekât namaz kılmandan daha hayırlıdır. Yine sabahleyin evinden çıkıp -kendisiyle amel edilsin veya edilmesin- ilimden bir bölüm öğrenmen, senin için bin rekât nâfile namaz kılmaktan daha hayırlıdır.” [(HASEN HADÎS) İbn Mâce (219); İbn Abdilber (Câmiu: 114)…]
35. Enes bin Mâlik radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Her kim ilim öğrenmek için yola çıkarsa geri dönünceye kadar Allâh yolunda cihâd etmiş gibi sevâb alır.” [(HASEN HADÎS) Tirmizî (2647); Taberânî (el-Kebîr: 7388)…]
36. Ebû Derdâ radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Her kim ilim tahsil etmek amacıyla bir yola gidecek olursa Allâh onu cennet yollarından bir yola sokmuş olur. Kuşkusuz ki melekler ilim yolunda olan bir kimseden hoşnutluklarından dolayı ona kanatlarını sererler ve göklerde ve yerde bulunanlar ile suda bulunan balıklar (tümüyle Allâh’tan o) âlimin bağışlanmasını dilerler. Muhakkak ki âlimin âbide üstünlüğü, ayın on dördüncü gecesindeki dolunayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler mirâs olarak dinâr ve dirhem bırakmazlar, ilim bırakırlar. Her kim o ilmi elde ederse çok büyük bir nasip elde etmiş olur.” [(SAHÎH HADÎS) Ebû Dâvud (3641); Tirmizî (2682)…]
37. Ebû Hüreyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İlim öğrenmek için yola çıkan kimseye bu sebeble Allâh Cennet’in yolunu kolaylaştırır. Amelinin kendisini geciktirdiği bir kimseyi nesebi hızlandırmaz.” [(SAHÎH HADÎS) Ebû Dâvud (3643); Dârimî (356)…]
38. Osmân radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Sizin en hayırlınız Kur’ân öğrenen ve öğretendir.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (5027); Ebû Dâvud (1452)…]
15. İLİM MECLİSLERİNİN FAZİLETİ
39. Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Bir cemaat Allâh’ın evlerinden bir evde toplanır, Allâh’ın Kitâb’ını okur ve aralarında müzakere ederlerse, üzerlerine sekînet (huzur) iner, rahmet onları kaplar ve melekler etraflarını kuşatır. Allâh’u Teâlâ da o kimseleri kendi nezdinde bulunanların arasında anar. Amelinin kendisini geciktirdiği kimseyi nesebi hızlandırmaz.” [(SAHÎH HADÎS) Müslim (2699); İbn Mâce (225)…]
40. İbn Abbâs radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Cennet bahçelerine uğrarsanız onlardan yiyin.” Kendisine: “Cennet bahçeleri nedir” dendiğinde ise şöyle buyurdu: “İlim meclisleridir.” [(HASEN HADÎS) Taberânî (el-Kebîr: (11158); Şecerî (Tertîbu’l-Emâlî: 309) …]
41. Ebû Vâkıd el-Leysî radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, o, şöyle demiştir: “Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem insânlarla birlikte mescitte otururken üç kişi mescide geldi. İkisi Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’in bulunduğu yöne yöneldi, biri başka tarafa gitti. Bu iki kişi Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’in huzurunda beklediler. Birisi halkada bir boşluk görerek oraya oturdu, diğeri oturanların arkasına oturdu. Üçüncüsü ise arkasını dönerek gitti. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem sözünü tamamlayınca: ‘Size şu üç kişinin durumunu bildireyim mi? Birisi Allâh’a sığındı, Allâh da onu kendi korumasına aldı. Diğeri (arkaya oturan) hayâ etti, Allâh da ondan (ona azâb etmekten) hayâ etti. Üçüncüsü yüz çevirdi, Allâh da ondan yüz çevirdi’ buyurdu.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (66); Müslim (2176)…]
16. İLİM KONUSUNDA GIBTA ETMEK
42. Abdullâh İbn Mesûd radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Gıpta etmek ancak iki şeyde söz konusudur: Bir kimseye Allâh Azze ve Celle mal vermiş, bu malını da hak yolda harcamaya muvaffak kılmıştır. Bir kimseye Allâh Azze ve Celle bilgi ve hikmet vermiş, o kişi de o hikmete göre hükmetmekte ve onu öğretmektedir.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (73); Müslim (816)…]
17. İLİMSİZ OLARAK FETVÂ VERMEK VE KONUŞMAK
Allâh Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Hakkında kesin bilgi sâhibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalb bunların hepsi ondan sorumludur.” [el- İsrâ: 17/36]
43. Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Bir kimseye, ilimsiz olarak fetvâ verilirse bu fetvânın (onunla amel etmenin) günahı, fetvâyı veren o kimsenin üzerine olur. Kim de (dîn) kardeşine bir iş husûsunda gerçek olmadığını bildiği halde bir şeyi tavsiye ederse kardeşine ihânet etmiş olur.” [(HASEN HADÎS) Ebû Dâvud (3657); İbn Mâce (53)…]
44. İbn Abbâs radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Benden, bildiğiniz hariç hadîs rivâyet etmekten sakının. O halde her kim benim üzerime bile bile kasten yalan söz uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın. Kim de Kur’ân hakkında (hiçbir dayanağı olmaksızın sadece) kendi görüşüne göre söz söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın.” [(SAHÎH HADÎS) Tirmizî (2951); Ahmed (2974)…]
45. Muğîre bin Şu’be radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Benim üzerime söylenen bir yalan, başka bir kimse üzerine söylenen yalan gibi değildir. O halde her kim benim üzerime bile bile kasten yalan uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (1291); Müslim (933) …]
46. Cündub radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Her kim, Allâh Azze ve Celle’nin Kitâbı hakkında (sırf kendi) görüşüne dayanarak söz söylerse, isâbet etse bile yine de hatâ etmiş olur.” [(HASEN HADÎS) Ebû Dâvud (3652); Tirmizî (2952)…]
18. İLMİ GİZLEMEK
Allâh Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz ki indirdiğimiz apaçık delîlleri ve hidâyeti Kitâb’ta insânlar için açıklamamızdan sonra onları gizleyenler var ya, işte onlara hem Allâh lânet eder, hem de bütün lânet ediciler lânet eder. Ancak tevbe edip, durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıklayanlar başkadır. Çünkü ben onların tevbelerini kabul ederim. Ben, (tevbeleri çokça kabul eden) et-Tevvâb ve (kullarına karşı merhametli) er-Rahîm olanım.” [el-Bakara: 2/159-160]
47. Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Her kime öğrendiği bir ilimden sorulduğunda sorulan şeye dair bilgisini gizlerse, Allâh, kıyâmet günü o kimseye ateşten bir gem vurur.” [(SAHÎH HADÎS) Ebû Dâvud (3658); Tirmizî (2649) …]
19. İLMİN KALDIRILMASI
48. Abdullâh bin Amr radîyallâhu anhumâ’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Allâh ilmi insânların arasından çekip almak sûretiyle kaldırmaz. Ancak ilmi âlimleri kabzetmek sûretiyle alır. Geride hiçbir âlim bırakmadığında insânlar câhil kimseleri lider edinirler. Onlara soru sorulur, onlar da bilgisiz olarak fetvâ verirler ve böylece hem kendileri saparlar, hem de başkalarını saptırırlar.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (100); Müslim (2673)…]
49. Enes radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İlmin kaldırılması, cehâletin yerleşmesi, içkinin içilmesi ve zinânın yaygınlaşması kıyâmet alâmetlerindendir.” [(SAHÎH HADÎS) Buhârî (80); Müslim (2671)…]
Hamd âlemlerin rabbi olan Allâh’a mahsustur. Salât ve selâm yaratılmışların en hayırlısı Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in, âlinin ve ashabının üzerine olsun.
Abdullâh Saîd el-Müderris.
1440 h. / 2019 m.