Türkiye Büyük Millet Meclisi Niçin Ve Nasıl Açıldı? 23 Nisan 1920 Den Bazı Notla
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ NİÇİN VE NASIL AÇILDI?
23 NİSAN 1920 DEN BAZI NOTLAR.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin niçin açıldığını anlayabilmek için 19 Mayıs
1919 a gitmek gerekir.
İtilaf Devletlerinin 15 Mayıs 1919 da Mondros Ateşkes Antlaşmasının 7.
Maddesine yani ‘’İtilaf Devletleri,
güvenliklerini tehlikede gördükleri takdirde Osmanlı topraklarından herhangi
bir stratejik öneme sahip toprağı işgal edebilir.’’ Maddesine dayanarak güzel
İzmir’imizi Yunanlıların işgaline açmaları bize gösterdi ki karşımızdaki
düşmanlar dünya üzerinde, en azından Anadolu toprakları üzerinde bir Türk
varlığı istemiyorlardı. Zira Yunanistan ne bir İtilaf Devletiydi ne de biz I.
Dünya savaşında onunla savaşmıştık ama şimdi topraklarımız Yunanlılar tarafından
bile işgal ediliyordu.
İzmir’in İşgalinden bir gün sonra Mustafa Kemal, İstanbul’dan Samsun’a doğru
hareket etti. Akabinde Amasya’da bir genelge düzenledi silah arkadaşlarıyla
Bu genelgede pek çok şey söyleniyordu ama bir husus oldukça önemliydi
‘’Vatanın İstiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.’’
Bu madde oldukça önemliydi zira ‘’ Vatanın İstiklali ‘’ ifadesi sadece düşman
işgalinden kurtulmayı değil aynı zamanda yeni bir idari rejimi yani Cumhuriyeti
işaret ediyordu.
Amasya Genelgesinde net bir ifade olarak metne girmemiş olan ‘’ Milli
Egemenlik’’ Kavramı, Erzurum Kongresinde netlik kazandı.
‘’ Kuvay-i Milliyeyi etken ve milli iradeyi egemen kılmak esastır’’
‘’ Milli irade’’ Her ne kadar pek çokları tarafından sadece milletin vatanı
düşmandan kurtarmak kararı olarak algılansa da aynı zamanda bundan böyle
pedişah iradesinin ülkenin kaderi konusunda tek irade olmayacağının da bir
ifadesiydi.
Mustafa Kemal’in Anadolu’da Pontusçu Rum çetelerine karşı mücadele eden Türk
direniş güçkerini yani Kuvay-i Milliyeyi susturacağını zanneden İtilaf
Devletleri ( özellikle İngiltere) Mustafa Kemal’in tam tersi istikamette
hareket ettiğini görünce tabii ki küplere bindi. Mustafa Kemal ayrıca Anadolu’da sanki yeni bir hükumet kurmuş, Osmanlı’nın hükumet merkezini
Anadolu'ya, önce Erzurum, sonra Sivas ve nihayet Ankara’ya taşımıştı. Artık Türk
Milleti adına Mustafa Kemal ve
arkadaşlarının‘’ Temsil Heyeti’’ adını verdikleri bir heyet karar veriyor,
kararlar alıyordu.
Mustafa Kemal’in Anadolu’da başlattığı bu mücadele oldukça fazla taraftar
toplayınca İstanbul Hükumeti Bahriye Nazırı Salih Paşa’yı Mustafa Kemal ile
görüşmeye memur etti ve Amasya Görüşmeleri adı verdiğimiz bu görüşmeler
sonucunda uzun zamandır toplanmayan Osmanlı Meclis-i Mebusanının toplanmasına
ve Temsil Heyetinin de katılmasıyla memleket için alınacak kararların
belirlenmesine karar verildi.
İyi de İstanbul, resmi olmasa da fiilen İşgal altında olduğuna göre son Osmanlı
Mebusan meclisi nerede toplanacaktı?
Mustafa Kemal’e göre Ankara’da toplanmalıydı. Ama Kazım Karabekir ve Rauf
Orbay, Osmanlı Devletinin başkentinin İstanbul olması sebebiyle İstanbul’da
ısrar edince ‘’Tamam’’ Demek zorunda kaldı.
Osmanlı Mebusan Meclisinin açılışına hatta bu açılışa Ankara’dan temsilcilerin
de katılmasına İngilizler ses çıkarmadılar. Çünkü İngilizlerin o müthiş haber
alma teşkilatları (!) Türk MAH’ının tongasına düşmüştü ve Meclis-i Mebusanın
ana hatları San Remo’da belirlenmiş ve ileride karşımıza Sevr Antlaşması diye çıkacak olan antlaşmayı görüşmek ve sonunda kabul etmek için
toplandıklarını sanıyordu.
Lakin öyle olmadı. 28 Ocak 1920 de Son Osmanlı Mebusan Meclisi oy birliği ile
‘’ Vatan bir bütündür, bölünmez.’’ Kararı aldı. Biz bu kararların hepsine
birden ‘’ Misak-ı Milli ( Milli Yemin’’ Diyoruz.
Osmanlı Parlamentosunun Misak-ı Milli kararları alması, sonrasında yapılan
toplantılarda da San Remo konferansnda alınan kararların kesinlikle kabul
edilmeyeceği üzerinde kararlar almaya devam etmesi İtilaf Devletlerinde şok etkisi
yarattı ve karşı hamleye geçerek 16 Mart 1920 de İstanbul’u resmen işgal edip
Osmanlı Meclis-i Mebusanını basarak ve millet vekillerinin çoğunu tutuklayarak
Malta adasına sürgüne gönderdiler.
Bu olay üzerine Mustafa Kemal 19 Mart 1920'de vilayetlere, müstakil livalara ve
kolordu kumandanlarına gönderdiği bir tebliğ ile her livadan Meclis'e beş
temsilci seçilmesini istedi. Seçim, liva merkezi ve kazalardaki ikinci
seçmenler, vilayet idare meclisleri, belediye meclisleri ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti idâre heyeti üyelerinden oluşan bir heyet
tarafından yapılacaktı. Vakit darlığından ötürü birinci seçmenlere müracaat
edilmedi. Uygulamada tüm livalarda Müdafaa-yı Hukuk cemiyetlerinin önerdiği
veya kabul ettiği adaylar seçildi. İstanbul Meclisi üyeleriyle birlikte 66
seçim bölgesinden toplam 337 temsilci Meclis'e katıldı. Bu sayıya 1922'de Malta Sürgünü dönüşü Meclis'e katılan 14 kişi
dahildir.
Mustafa Kemal bu çalışmaları yaparken Osmanlı Parlamentosu milletvekili
dokunulmazlığı diye bir şey kalmaması sebebiyle 11 Nisan 1920 de kendi
kendisini kapattı ( Bir daha hiç açılmamak üzere )
Yurdun her yerinde seçimler yapılıp temsiciler Ankara’da toplanınca Mustafa
Kemal yeni meclisin açılışını açılış amacını, açılışta nasıl bir merasim
yapılacağını 21 Nisan 1920 de bütün illere gönderdiği aşağıdaki mesajla
açıkladı.
1-Yüce Allah’ın izinleriyle Nisan’ın 23’üncü Cuma günü, Cuma namazından sonra
Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılışı yapılacaktır.
2-Vatanın istiklali,
Yüksek Hilafet ve Saltanat makamının kurtarılması gibi en önemli ve hayati
görevleri yerine getirecek olan Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününün Cuma’ya
rastlatılmasıyla adı geçen günün bütün kutsallığından yararlanılacak ve bütün
Sayın Milletvekillerinin hazır bulunmalarıyla Hacı Bayram Veli Camii’nde Cuma
Namazı kılınarak, Kuran ve dualardan da manevi bir güç sağlanacaktır.
Kutsal emanetleri ve
sancağı şerifi taşıyarak özel daireye (Meclis’in toplandığı bina) girilmezden
önce bir dua okunacak, kurbanlar kesilecektir.
3- Adı geçen günün
kutsallığını bir kere daha artırmak için bu günden vilayet merkezinde Vali
Beyefendi Hazretleri’nin düzenlemesiyle hatim ve Kuran okunacak ve hatmin son
bölümü Cuma günü namazdan sonra özel dairenin önünde tamamlanacaktır.
4-Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde bu günden Kuran ve hatim
okutulmaya başlanacak, Cuma günü Ezandan evvel minarelerde salavat-ı şerife
getirilecek ve hutbe sırasında Halifemiz Padişahımız Efendimiz Hazretlerinin
namları zikredilirken Padişahımız ve bütün ülkenin bir an önce kurtuluşa ve
esenliğe kavuşmaları duası ilave edilerek okunacaktır. Cuma namazının
kılınmasından sonra da Kuran okunacak ve yüce Hilafet ve Saltanat Makamının ve
vatanın bütün parçalarının kurtuluşu amacıyla oluşturulan milli çalışmaların
önem ve kutsallığı ve milletin her ferdinin kendi vekillerinden meydana gelen
bu Büyük Millet Meclisi’ne tevdi edeceği vatani görevi yerine getirme
zorunluluğu hakkında vaazlar yapılacaktır. Bundan sonra, Halife ve
Padişah’ımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, selameti
ve istiklali için dua edilecektir. Bu dini ve vatani törenin yerine
getirilmesinden ve camilerden çıkıldıktan sonra Osmanlı ülkesinin her
tarafında, hükümet makamına gelinerek Meclis’in açılmasından dolayı resmi
kutlamalar yapılacaktır. Her tarafta Cuma namazından önce uygun surette Mevlidi
Şerif okunacaktır.
5-Bu
bildirinin hemen yayını için her araca başvurulacak ve acele en ücra köylere,
en küçük askeri birliklere, ülkenin bütün teşkilatlarına ve kurumlarına tebliğ
edilmesi sağlanacaktır. Ayrıca, büyük levhalar halinde her yere asılacak ve
mümkünse yerel baskı ile çoğaltarak parasız dağıtılacaktır.
6-
Yüce Allah’tan tam başarı için dua olunur. Heyet-i Temsiliye adına: Mustafa
Kemal.”
23 Nisan 1920 De TBMM aynen Mustafa Kemal’in 21 Nisan 1920 tarihli bildirisinde
belirttiği şekilde açıldı.
İlk TBMM oldukça renkli bir meclistir aslında.
Mesela: Milletvekillerinin 288'i yüksek öğrenim görmüş, 94'ü orta öğrenim
mezunu kişilerden oluşmaktaydı. Meslek dağılımı şu şekildeydi: 162 serbest meslek,
133 devlet memuru, 54 asker, 32 din adamı, 30 aşiret reisi, 7 teknik eleman, 16
sağlık görevlisi, 2 Reji görevlisi(Yani Duyun-u Umumiye memuru)
Toplam 378 milletvekilinin 162'si bir veya birden fazla yabancı dil biliyordu.
Bu arada 66 seçim bölgesine baktığımızda Batum’un bir ilimiz olarak TBMM ye
temsilci gönderdiğini, ayrıca Doğubayezıt, Biga, Ergani,Gelibolu,
Genç,Kozan,Oltu, Siverek gibi bugün ilçele olan yerleşim yerlerinin il
statüsünde seçim bölgeleri olduğunu, Bazı illerimizn ise farklı adlarla
anıldıklarını görmekteyiz. Mesela:
Yozgat-Bozok, Samsun---Canik, Osmaniye—Cebel-i Bereket ,Tunceli--Dersim, Elazığ---Elaziz,
Bilecik--Ertuğrul, Çankırı--Kangırı,Afyonkarahisar--Karahisar-ı Sahib, Şebinkarahisar--Karahisar-ı
Şarki, Balıkesir—Karesi, Rize--Lazistan, Muğla—Menteşe, Manisa—Saruhan
23 Nisan
1922 tarihinden itibaren ‘’23 Nisan Milli Bayramı ‘’
1935 den itibaren ‘’ Milli Hakimiyet bayramı’’
Milli Güvenlik Konseyinin 1981 ’de bayramlar ve tatil günlerine dair kanunda
yaptığı değişiklik ile "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı"
olarak kutlanmıştır ve kutlanmaya devam ediyor.
Ancak yine belirtelim 1927 yılından bu yana 23 Nisan, özellikle Himaye-i Etfal
Cemiyetinin ( Sonra Çocuk Esirgeme kurumu) çabalarıyla ve zaman zaman zaman
Atatürk’ün de katılımıyla aynı zamanda çocuk bayramı olarak da kutlanmıştır ama
resmi olarak ancak 1981 de Milli Egemenliğin yanında çocuk bayramı adını da
almıştır.
TBMM İslam alemi için kutsal bir ay ay olan Şaban Ayında ( 4 Şaban 1338 )
kutsal bir gün olan Cuma günü açılmıştı
Bugün TBMM nin açılışının 100. Yıldönümü.
100. Yıla böyle girmezdik elbette ama maalesef lanet bir virüs tüm dünyayı
evlerine hapsettiği gibi Türkiye’yi de evlerine hapsetti. Ancak coşkumuzdan bir
şey eksik olmadı. Bu sene evlerimizde de olsa Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramımızı balkonlarımıza bayraklar asarak, saat 21.00 da İstiklal marşı
okutarak sanki yine meydanlardaymışız gibi kutladık. Daha nice yüzüncü yıllara inşallah.
100 Yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisinin Müslümanlar için kutsal bir ayda
ve kutsal bir günde açıldığını söylemiştim. 100 Yıl sonra Türkiye Büyük Millet
Meclisinin açılışı yine Müslümanlar için kutsal bir aya ( Bugün Şaban Ayının
son günü. Gün biter bitmez Ramazan Ayı başlayacak.) ve kutsal bir gün olan Cumaya
denk geldi.
Rabbim Ramazan Ayının da öncelikle tüm Müslümanlara ve tüm dünya insanlarına
hayırlar getirmesini nasip eylesin.
Tüm milletimin ve bu milletin birer ferdi olan değerli site doslarımın Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramını da Ramazan Ayını da en içten dileklerimle
kutluyorum.
(
Türkiye Büyük Millet Meclisi Niçin Ve Nasıl Açıldı? 23 Nisan 1920 Den Bazı Notla başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
24.04.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.