‘’Filler mezarlığında fil ölüleri
Ve birkaç da şiir bulursunuz
Ki o şiirler kendi ölümlerini sezen
Birer kuğuydular kuytu sularda.’’
(Alıntı)
Bir çığlığın yüz karasıyım
Ne de olsa sessizliktir ilahım
Düşe kalka değil seve itile erdim bu mertebeye
İçimden dışa hücum eden şiirler ve teselli
Minvalidir mevsimin bu hırçın duygular
Minvalidir aşkın göğe ektiğim bulut tohumları
İçine gizlendiğim su kürem
Bilemezsiniz neye denk düşerim ben.
Vecizeler tek tanık
Aşkın satırlarına katık elbet özlem ve imkânsızlık
Boyuttan boyuta intikal eden
Müphem bir özlem, sevgili
Ne saçların efkârı
Ne gözlerin karası
Ela düşlerin de ta kendisiyim ben.
Hezeyan yüklü günü de öğüttük madem
Sıra gecenin boynunu sıkmaya geldi
İçimden düşen heceler
Kekelediğim değil aşkla iteklediğim bir gölge
Ne öncem ne sonram, sevgili:
Bilemezsin neye denk düşerim bunca zaman
Israrla sevgiyi gazel bilip de
Ritüeli bozmadan elbet gittim yine güme.
Sancılı okyanus ben ki çiy tanesi;
Mavi bulutların esiri değil eseriyim
Dinginliğe filan da yok özlemim
Yoksa asla şiir olamazdım ben
Sevemezdim de eşlik etmeseydi hüzün
Aşkla iştigal bitimsiz nöbetim
Bilemezler de ne zamandır aşkın emir eriyim.
Kuruyan değil nemlenen gözlerimdir sağdıcım
Bir teselli de değil aradığım
Sadece bitmeyen bir esinti ki
Küreyim iç sesimi
Tüneyim de şafağa
Şahlansın dizeler elbette sayesindedir
Kim ise şah damarımdan yakın şu sefil beşere.
Şaştığım da oldu elbet
Aştığım ne çok yol
Kandığım oldu mevsimin her sözüne
Kandırmak değil amacım
Kanamalı geçsin ömrüm biteviye.
Kanlı mı karlı mıdır gökyüzü?
Aşka buladığım her heceye meftunum işte
Derbeder yüreğime de kefildi kalem
Bir suçum varsa
Elbet sevmekten girdim ben hücreme.
Günlerden arda kalan şiirler
Şiirlerden kalan makamsız şarkılar
Kulağımda aşkın sesi
Sesten öte sessizliğin ta kendisi
Pirim de yolum da meczup yüreğin efkârı da
Elbet ketum imgelere sığınıp
Sözlendiğim bunca dertte
Sağanağın dolup da taştığı Nisan tasım
Uyuttum Mayıs’ı da düştüm ben yola
Yarının mizacı elbet umut
Öğrenmek isteyen şiirlerden sorsun beni
Ezeli yüreğim, endamlı acıların da teselli bulduğu
Bir hatim adeta
Severek ihya ettiğim devasa evren
Ne külfettir ne eziyet
Endamlı bir var oluş kaygısı
Kaybolduğuma da tanık hani bunca gizem.