Vehametine kalbi yetmezdi kadının.
Arzusuydu çünkü,
Kırmızı iplikten dantel geçirmek.
Efdal bir yaşamın kenarlarına...
Vaveylasını gömdüğü yerden saklanamazdı.
Keza canı tam da orasıydı...
İçinde kopan fırtınanın yanı sıra
Zevahirini kurtarıyordu.
B/öyle geçiyordu günler.
B/öyle bölük
B/öyle çökük
B/öyle yorgun ama savaşçı...
Ferfecir sabahlara varamadan
Canhıraş geceleri gömerek toprağa
Henüz daha uyumadan
Uykuya dalamadan çıkardı kabuslardan...
Ne sıcak yatak ne de yumuşak yastık, ona yaren olamadan
Sabahın ilk ışıklarında,
Çıkarırdı ruhundan o meyusluğunu.
Güneşin kalbine dokunup
Bir avuç sıcaklık alırdı kendi kalbine doğru...
Pejmürde tüm düşüncelerden arınmış gibi yapıp
Kalbindeki umutları yıpratmadan
Çıkacaktı yine evinin kapısından...
Bir adımda, Bir hışımla...
Yine yeniden aynı duvarlara
Gelip yaslanmak üzere bakarak gerideki kapıya
Çıkacaktı sokağa bir solukta daha...
"Ayşenur"