Aylarca hatta yıllarca diktiğim
sözcükler az evvel kundaklandı: nasıl da binlerce yeis kap kaça geldi düşlerime
sonra düşlerim sonlandı sonrasını hatırlamıyorum.
İzahı yok ki olup bitenin aslında
olup bitenin bir ederi de yok ve işte bayramın ta kendisi gelip de teşrif etti
hücrelerimize ama öncesi var…
Bir de sonrası elbet aslında anda
saklı kayıtlar var yarını deşifre edecek veriler ve nice sağaltım.
Oynamam yasak.
Oynatmaya az mı kaldı?
Latife yapacak halim de yok hani ve
amiyane cümleler kurmak istemiyorum aslında cümleler benden kaçıyor belki de
benim en çok bana yabancı hele ki tam da sıra kendimi sevmeye gelmişken.
Sıcak bir esinti sözüm ona ve poyraz
dışlarken sıcak havayı boğucu neme kimse de laf edemez hani.
Ama laf edilmesi gereken biri varsa o
da benim elbet en çok da kendine düşkün en çok hatta sadece kendine kızgın bir
o kadar düşman.
Bariz yenilgi yaşadığım.
Suretlerde saklı kaygılar gölgelemiş
güzellikleri ne de olsa arkası yok yüzlerin ve uğultulu sesler maskelere
hapsolmuş ve can simidi sessizlik belki de kabulleniş ve metazori gülücükler
bıçkın kahkahalara pabuç bırakmıyor.
Gecenin şimendiferi.
Gündüz ise çok lakayt gölgede bilmem
kaç derece ve gölgede sevişen uğultular belki de az sonra kesilecek kurbanın
yakarışına mazhar olan çocukça bir bakış ve kaygı.
Neyin s/avunmasını yapacaksam artık
hem ne kaldı geride?
Altı üstü ondalık sayılar hem kaç
sıfırı da atmadık mı paradan sıfırlamışken motoru çok mu cahilce olduğumuz
yerde saymak?
Yalanım olsa ne olacak ki? Hele ki
bir ömür doğruları savunmamım neticesi iken vatandaş olarak boşa düşmüşlüğüm ve
tüm köyler uzağımda yakınımda benim olsa da kovulmadım mı defalarca kapısından?
Hani ihtiyar heyeti toplanmışken
köyün ve de muhtarı…
Ah, nasıl hatırlamam?
Yıl, milattan önce bilmem kaç ve
elimde ders notları haybeden ezberci sistemin dayatması: aklımda en çok kalan
işte: o ihtiyar heyeti üstelik çocuk aklımla kovulmadığım köye mi sirayet
edecekti tüm ezberlediklerim?
Nereden nereye geliyor sahi insan?
Ve hayat asla tevazu yüklenmiyor
gerçi siz ne kadar alçak gönüllü ve doğrucu olsanız bile…
Güneş nazlanıyor mu ne?
Yine mi geç kaldım?
Mutluluğa geç kalmak mı yoksa bayram
ziyaretlerine mi?
İyi de herkes toplanmış kabristanda
hem onlar asla da sızlanmazlar yalnız kaldık, diye.
Dedim mi sahi?
Ne dediğimin farkındayım belki de
kapının çalınmasını bekliyorum hatta bekliyoruz en çok da çocuklar…
Eksik olan bir şeyler var ve ne çok
eksik insan bir de eklendi mi virüs belası şimdi uzaktan mı selamlaşıp
helalleşeceğiz?
Sanki dün virüs var mıydı da
verdiğimiz selamlar havada asılı kalıyordu?
Ne çok şey mi değişti biz mi
değiştik? İyi de biz diye bir kavrama tekabül etmek de bayağı zorlaştı son
zamanlarda.
Ve işte yoklamaya geçiyorum, baylar,
bayanlar.
Soy kütüğünüze getirin lütfen
yanınızda bir de geç kâğıdı varsa bulacağınız yetkili birileri lütfen not
düşsünler neden olmadığınızı ve olmadıklarını.
Geri sayıma da gerek yok üstelik bu,
ilk değil de yaşanan ve umarım ki son bayram olur kimsesizliğimizle tabi
olduğumuz ve şu maskeler…
Korunaklı dünyalarımıza da kimse el
değdirmesin hani ve de korunaklı yalanlarımıza.
Az evvelki haber bülteni tıpkısının
aynısı dün ve önceki gün duyduklarımızın.
Kaybolan çocuklar ve nice kadın…
Tadınız kaçmasın hani gerçi ortada
tat filan da yok iken ve hadi, azıcık tuzlayalım günü gözyaşlarımızla: gerçi
her dua ettiğimde eşlik eden yaşlarım bu bayramı da çıkarır demenin ötesinde
içimdeki manevi haz doruğa ulaşsa da çoğu şeye ve çoğu insana yetememenin
acısıyla sadece kendime yükleniyorum.
Bir düşe gebe olmanın rahmeti belki
de öykündüğüm mutluluğun nasıl oluyor da bu kadar nazlandığı ve kapsama alanı
dışında olan kim varsa illa ki takılıyor radarına imkânsızlığın ve düş gücümü
kürüyorum ve zaman içinde yolculuk yapıyorum elbette geriye doğru hani
yalanların hayatları güncellemediği hani herkesin birbirine el verdiği hani
çatık kaşların değil halis munis gülüşlerin ve mutluluğun revaçta olduğu
yıllar…
Bir çocuk olmanın keyfini doyasıya
yaşadığım hatta yaşadığımız üstelik çocukların hayatları güvenli ve sınırsız
arkadaşlığın dostlukların mubah ve geçerli olduğu.
Eksik olan bir şeyler var illa ki
belki de eksik olan benim en çok da kendime zulmettiğim ömrün kıyısından hayatı
yaşanır kılmanın yollarını arıyorken…
Hayırlı bayramlar diliyorum, efendim.