‘’Bu gece en hüzünlü şiirleri
yazabilirim.’’(P. Neruda)
Issızlığına bir d/okunuşu okyanusun
pençelerine düşen bir damladan da fazlası ve adağım değil daldığım rüyalardan
uyanmanın verdiği o sersemlik elbet göğün en sükseli kanaviçesi iken
g/izlendiğim o gülüş, reddediyorum şairi ve hüznü: bakaya kalan mutluluğun
peçesini çıkarıyorum ve unutulmuş düşler sokağından sapıyorum yarınlar sapağına
en çok da azınlıkta olmadığını biliyorum umudun ve ezberimde olmalı Yaratanın
99 ismi en çok sevdiğim; tarafınca sevildiğime kani ve işte hüznün
d/okunulmazlığını sonlandırıyorum bir ömür nöbette iken, nöbet geçiren göçmen
kuşlara da yol veriyorum usulca ve ansızın.
Renklerim var.
Rengim bazen uçuk mavi bazen leylak.
Varlıktan kasıt;
Aslında içtiğim su kadar berrak
Olmanın da meali iken titreşimdeki iç
sesim
Hangi faniden gördümse zulüm
Sınavıma müteşekkirim.
Ant içtiğim uğruna…
Ar bildiğim kimse dikilen yoluma.
Aşk bildiğim her evresi hayatın
Solan çiçeklerden taç yaptığım
Elbet doğanın kuralı.
Yol yakın ya da uzak
İçine düşülesi her tuzak
Korkusuzca yaşar ve yazarken
Hangi gölgenin kastı varsa katıksız
İmha ettiğim nefret ve isyanı münafık
bedenlerin
Serpildiğim bir tarh
İçinde kaykıldığım her som
Elbet göğün perçemi
Aşkın indinde saklı olsa da özlemi
Göğe atılan her ağ
Aramızda kurulu her bağ
Sevginin katsayısı iken umut ve şiir.
Matemi dondurdu Mevla.
Mahremi sulh bildi evren ve doğa.
Meltemi sonlanmayan her sessiz v/eda
İçimde yeşeren bağ bahçe ve sema
Bir de reşit kılsam ya şu gizli
öznemi.
Kolaçan ettiğim bir ruh
Katıksız sevip saklı iken niyazım
Elbet yüreğin her katresinde
Issızlığın iz düşümü
İçtenliğin küresi
Salındığım şafak, ay ve gece.
Mübalağasız sevip
İçimi çekip yakardığım gün ve gece
Bir vaveyla kimi zaman ıslıklayan
Bir hıçkırık nereden geliyorsa
kulağıma
Bir nebze de olsa mutluysam
Kalemle yüreklere her d/okunduğumda.
Şerit değiştiren bir mizaç
Her sancılı sanrıda sözlendiğim sefil
zangoç
Hani gonk vuran bir zamirde
Saklı tutulası merhemin sürüldüğü her
yarada
Bir göğe dokunduğum bir yerin altına
G/izlendiğim.
Sevginin katıksız hürriyeti
Soyutlandığım şunca zaman hayatın
Bitimsiz kahrına eşlik eden mutlak
savaş
Belki en çok içimdeki çocuğa düşkün
fıtrat
Özendiğim ne ki huzurun çeşmesinde
Akan suyu içmekten başka.
Her türkü memleketim
Her yeni gün ve insan elbet
hürriyetim.
Her yalan uzağına kaçtığım
Doğrudan başka neyi görür ki
gözlerim?
Yanılsam da sevmekten başkası olmadı
asla
Yerilsem de içimdeki kıyameti
sonlandıracak
Bir zümrenin her üyesi
Elbet aidiyet duygusuna sevdalandığım
Bir ömrün ütüsüz sözcükleri
Sevdiğim kadar saydığım bir evren
için için.