Terapistle Akıl Tutulmasına
Çözümler
Ben bu korona döneminde düşünüyorum
ve yazıyorum, insan sağlığı ve hastalığı üzerine yeni düşüncelerim doğuyor. Bu
düşüncelerim anlayış yönünde olunca, birbirimiz anlamak üzerine kurulu olunca
bana ayrı bir heyecan veriyor. Bunları sınamak için kendimize ve karşımızdakine
bir fırsat vererek dinlemeden, kararına düşüncesine önemsemeden kendi kararımız
doğru diyerek, vermemizin sancılarını hep yaşıyoruz. Bu kendimizin değişilmez,
değişim için adım atmaz tutumumuza psikolojine ışık olması açısından bunu
kaleme aldım iyi okumalar dilerim. Bir psikolog değilim lakin yaşayan ve
hisseden bir bireyim. Kendi yaşamlarımızı yönetebilme şansına sahip olduğumuz halde
diğer bireylerinde kendini yönete bilmesine imkân vermeden, onun yönetebilme
becerisiyle bizim elimizde var olanı alabileceği savı ile daha sağlıklı,
üretken ve mutlu olmuyoruz. Aslında hayat kazandır kazan iken, bizlerin tam
tersi sadece kazanan ben olmalıyım saçmalığıyla yaşamamız sonucunda… Gerisini
siz getirin. Burada Psikologlara selamlarımı sunuyorum, benim ki sadece bir
düşünce ve sesli bir düşünce sürçü lisan ettim İse başta af ola. Ben insanda olan
özgü erdemlerden uzak düşünce, kendinden haberi olmadan gönlündeki sevgiden
habersiz hatta kapısını sıkıca kapatarak, kendi özüne layık olmayan suçlara
ortak olduğunu, bu bilinçaltında biriktikçe bıraktığı derin izler bunun gerekli
ve doğru olduğun ikna ederek, devamlı yanlış yapmasına sevk eder. Bu karşımızdaki
insanı küçük hor görmemize sevk eder ki, belki Korona bunu anlamamız için
yeryüzüne bu mesajı vermek için Rabbim birilerinin eliyle verdi, kim bilebilir
en iyisini Rabbim bilir.
-Sayın Halime Hanım, terapistiniz
olarak sizi ve eşinizi yakından tanımak için öyle derinlemesine konulara
girmeyeceğim, bundan emin olun. Yüzeysel olarak birkaç soruyla bu sorunlarınıza
cevap bulacağız.
Halime Hanımefendi şaşkın bir ifade
içinde.
-Aslında, biz çift olarak derinlere
inerek bizim hayatımızın cılkını çıkarak her şeyi ifşa edeceğinizden
endişelenerek, bir yıldır erteliyoruz. En sonunda bu yaşantımız dayanılmaz bir
hale gelince gelmek zorunda kaldık ve siz derinlere değil, yüzeysel olarak
birkaç soruyla buna çözüm bulacağınızı söylemeniz bizi rahatlattı değil mi hayatım.
Emin Bey
-Haklısın hayatım, şu an çok
rahatım.
Halime Hanım sinirle.
-Sen her zaman rahatsın zaten. Bütün
sorumlulukları üzerime atarak, rahatına düşkün bir halde yaşıyorsun zaten.
-Hayatım, şimdi bunun yeri ve
zamanı değil. Sonra…
-Sonrası yok, tam da yeri, zaten
biraz sonra her şey meydana çıkacak umarım.
-Hayatım çok fevrisin, az relaks.
-Zaten relaks diye diye, kendini
yük altına atmadan kendini frenlemedin, tüm yükü üzerime attın.
Terapist Selma Hanım çifti büyük
bir dikkatle dinlerken, notlarını alıyordu.
-Hayatım sen benden daha yetenekli
olduğundan.
-Haydi, oradan ne yeteneği, gazetelerde
şirketi yükseklere çıkarmaktaki hünerini sayfa sayfa anlatırken böyle
demiyordun.
-Hayatım o reklam imaj içindi,
yoksa çalışanların hakkı burada çok önemli onların çalışma ve gayreti sonucunda
yükseldik.
-Öyle ise, neden o söyleşide buna
vurgu yapmadın?
-Hayatım, laf söz kalabalığı
olmasın diye, söylemedim. Yoksa hepsine ayrı ayrı değer veriyorum.
-Değer veriyorsun da üç kuruş zammı
yapmayı layık görmüyorsun. Şimdi arıyorsun muhasebecini o kendini beğenmiş
Süheyla’yı, çalışanlara yüzde elli zam yaptığını söyleyerek, bugün hesaplarına
yatırılmasını söylüyorsun.
-Ama hayatım bu büyük bir kayıp olur.
-Neyin kaybı? Onların çalışması
sonucunda kazanıyor musun?
-Haklısında hayatım, bu büyük bir kayıp
için fevri bir atılım olur, lakin bu şirketin büyümesi için atılım olursa
kazanç olur.
-Anlamam, ya şimdi ya sonrası yok.
Emin bey telefonla muhasebecisi
Süheyla’yı arayarak.
-Alo Süheyla, şimdi beni iyi dinle
çalışanlara yüzde 10 zam yapa.
Halime Hanım, hemen müdahale ederek
-Yüzde on değil yüzde elli.
-Evet, evet yüzde elli zamlı
maaşları, bugün hesaplarına yatırılmasını istiyorum. Hemen çalışmalara
başlayarak örtülü ödenekten ödenmesini istiyorum.
-Görüyorsunuz değil mi örtülü
ödenek var ve benim bundan haberim yok!
-Hayatım ani kayıplar için bir
köşede olsun diye sakladığım, ani nakit akışı içindi.
-Nakit akışı için, nakit akışı için
ayıracağına bize ve işçilerin ağır şartlarına çözüm için harcasan? Şahitsin
kızım bak ben olmadan elini bir şeye attığı yok.
-Hayatım seni dâhil etmem, sana
verdiğim değerden olsa gerek birde böyle düşünsen?
-Hangi yönde düşünürsem düşüneyim,
senden bir yarar faydaya dair bir işaret göremiyorum. Geçen gün sana korona’dan
dolayı etkilenen çalışanlarına üç aylık maaşlarını erkenden yatır ,evde korona’
ya yakalanan çalışanlar, biraz nefes alsın, biraz alışveriş yaparak evlerine
bırakalım dedim sen ne dedin?
-Ne dedim ki hayatım?
-Devlet zaten yardım ediyor, bu bir
savurganlık olur demedin mi?
-Evet, hatırladım kötü bir şey mi söyledim?
-Asıl senin bu hayatta olman
savurganlık, gelip beni buldun. Şöyle söyleyeyim geçen maliye denetim için
geldiğinde, neden onları aylarca açıkların vergi kaçaklığını örtbas etmek için
verdiğin milyarlarca dolar ve muhasebecin işin içinde çıksın diye, sahasındaki
en iyi muhasebecileri bir haftalığına milyarlarca dolar vererek kılıfına
uydurmana ne diyelim. Bırakaydın devlet gereken görevini yapsaydı olmaz mıydı?
-Hayatım ne vergi kaçakçılığı, gelen
görevlileri ziyafet içinde birkaç gün misafir ettim. O muhasebecileri de, yanlışlıkla
görevini aksatarak yanlışlıkla yapılan hataları düzeltmesi için tuttum. Sen
kocanın hapse gitmesine razı mısın yoka?
-Gerekirse razıyım. Biraz önce
devlet yardım yapıyor diye güvenirken, ben devlet seni hapse tıkayınca nasıl
güvenmeyeyim?
-Hayatım o ayrı, bu ayrı!
-Zaten sana uyanlar aynı, uymayanlar
ayrı. Sen kurallara uymayan kuralları bozan birisisin!
-Hayır, hayatım, ayrı derken ayrı
bir fizibilite ile ilgilenmesi açısından.
-Fazla yalana sarılma ve küçülme
artık.
-Sen beni hep küçük gördün!
-Zaten bu fikirsizliklerinle hep küçüktün,
sana fırsat olsun diye şirketin yönetimi verdim, yarından yok hemen bugünden
sonra, seni en alt kademede bir işçi gibi çalıştıracağım ve evlerimizi
ayırarak, kendine alacağın maaşla bir ev bul ve geçinmek neymiş öğren artık.
-Hayatım lütfen bu olamaz! Bu attan
inip, eşeğe binmeye benzer!
-Sana eşek bile layık değil,
ayakların var yürü hatta sürün.
-Hayatım hatalarım olmuş olabilir,
kabul ediyorum buraya bunları değil, yürümeyen ilişkimize bir çözüm bulmaya
geldik.
-Çözümü buraya gelmekle zaten
bulduk, kızım al sen şu ücretini sana gelmekle iyi etmişiz.
-Rica ederim bana gerek kalmadan
sorunu siz bir kalemde çözdünüz, ben size teşekkürler ederim bu bana iyi bir ipucu
sorunları çözmem için bir yol oldu, bunu hep kullanacağım.
Mehmet Aluç